Neden HAYIR Demeli?

    Adalet ve Kalkınma Partisi’nin görev verdiği partili kardeşlerimiz, kapı kapı dolaşıp “Broşür” dağıtıyorlar.   Çok da nazikler. Broşürün üzerinde “Milletimiz Kazanıyor, Türkiye Kazanıyor.” yazıyor, ama hiç de öyle değil. Çünkü, bu referandumdan kabul çıkarsa, “Türkiye kaybedecek, Milletimiz kaybedecek!”

    Filvaki, broşürdeki yazılanlara onlar da inanmıyor, ancak görevleri bu broşürü dağıtmak.  

   Hatırlayınız. Tayyip Bey, Başbakanlığı sırasında yapılan bir heykeli beğenmeyip, ona “Ucube” demiş, heykel de ait olduğu Belediye tarafından hemen yıktırılmıştı. 

   Ucube, Türkçe kullanımda ve halk dilinde, “Hiç görülmemiş, Alışılmamış, Şaşılacak ya da Yadırganacak şey, Çok acayip, hatta Çirkin olan şey…” anlamında kullanılıyor.

     Hazırlanan 18 maddelik yeni Anayasa değişikliği, bana bu sözcüğü hatırlattı. Bu konu üzerinde etraflı bir biçimde düşünen ve kıyaslar yapan vatandaşlar bu  değişikliğe, “Tam bir ucube” diyorlar.

    Halkın bu yorumuna, 16 Nisan günü halkımız yine kendisi karar verecektir. Bendeniz, bu 18 maddelik değişikliği madde madde ve çok kısa olarak size özetleyeyim.  Bu değişikliğe neden HAYIR demek gerektiğine, yine siz karar verin.

 MADDE 1 : Halen yürürlükte olan Anayasanın 9.maddesindeki “Mahkemeler bağımsızdır.” İfadesine “Tarafsız” ibaresi eklenecekmiş?

     Bu iktidar döneminde mahkemeler ne kadar bağımsız oldu ki, bundan sonra tarafsız olsunlar?

MADDE 2 : Milletvekili sayısı 550 den 600’e çıkarılıyor.

     Sayı 450 iken, 550’ye çıkarılmıştı zaten. Ne faydası oldu ki, yüksek maaşlıların sayısı şimdi 600’e çıkarılıyor?

MADDE 3 :   Milletvekili seçilme yaşı, 25’den 18’e düşürülüyor.

     Yani, tahsilini henüz tamamlamamış, askerliğini yapmamış, bir iş/meslek bile edinememiş çocuklar Milletvekili olacak.

MADDE 4  : Milletvekili seçimleri 4 yıldan 5 yıla çıkarılıyor.

    Yani, bu kişilere bir yıl daha yüksekten maaş alma imkanı sağlanıyor.

MADDE 5  : TBMM’de Güven oylaması kalkıyor. Bu demektir ki, Meclisin işlevi ortadan kalkıyor.

MADDE 6 : TBMM’de Vekiller, hükümet ve Bakanlar hakkında “Gensoru” veremeyecek. Yani, bir Bakanı ya da hükümeti Mecliste düşürmek, hiçbir zaman mümkün olamayacak.

MADDE 7  :  Bu, en dikkati çeken, en tehlikeli bir madde. Çünkü, bu madde ile Cumhurbaşkanı tarafsızlığını kaybediyor ve “Partili Cumhurbaşkanı” oluyor. Siz, “Böyle bir şey olamaz.” deseniz de, “Oluyor!”

MADDE 8 : Başbakanlık kalkıyor. Bakanlar ve Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanı tarafından tayin ve azlediliyor. Bütün üst düzey kamu yöneticilerini de Cumhurbaşkanı tayin ediyor. Cumhurbaşkanı, dilediği konuda Kanun gücünde Kararname çıkarabiliyor. Denetlemesi ise, yok.

      Bu müthiş maddenin yorumlanmasına, sizce gerek var mı?

MADDE 9 : Cumhurbaşkanı, Yüce Divan olarak görev yapacak olan Anayasa Mahkemesi’nde yargılanabiliyor. Ancaaak…

        Yargılamayı yapacak olan Anayasa Mahkemesi üyelerini ise, yine Cumhurbaşkanı seçiyor. Fazlaca yoruma gerek var mı?

MADDE  10 :  Kendisine dilediği kadar yardımcı atayan Cumhurbaşkanı, hükümeti kuruyor ve  Bakanları genellikle Meclis dışından tayin ediyor. O sebeple, Bakanlar Meclis üyesi olmayıp, Meclise karşı sorumlu da olmuyorlar.

    O halde, Meclise ne gerek var? deniyor.

MADDE  11 :  Cumhurbaşkanı, dilediği zaman Meclisi feshediyor. Meclisle birlikte yeniden kendisi de aday olup, 5 yıllığına yeniden Cumhurbaşkanı olabiliyor.

     Yani, neredeyse hayat boyu Cumhurbaşkanlığı gibi bir güvenceye sahip olabiliyor.

MADDE 12 : Cumhurbaşkanı, dilediği zaman ülkede Olağanüstü Hal (O HAL) ilen edip, ülkeyi OHAL yasaları, daha doğrusu Kanun gücündeki Kararnameleri ile yönetebiliyor.

      Bu maddeye ve diğerlerine bakıldığında, “Bu yetkiler bir evliyaya verilse, yolundan çıkar.” diyorlar. O halde, bunun yorumunu siz yapın.

MADDE 13 : Askeri yargı, ortadan kalkıyor ve askerler normal yani sivil yargıya naklediliyor.

       Böylece, askerin yargı bağımsızlığı da ortadan kalkıyor.

MADDE 14 : Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)’nın yapısı yeniden değişiyor. Yargıya Hakim ve Savcı tayin eden bu kurumun üyelerini (hakim ve savcılarını) Cumhurbaşkanı ve onun seçimi ve güdümündeki Meclis  tayin ediyor.

      Yani, yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi tamamen ortadan kalkıyor. Ülkede hak- hukuk ve adalet dağıtımı, sadece bir kişinin insafına terkediliyor.

MADDE 15 :  Türkiye’nin bütçesi, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanıyor. Bütçe, TBMM’de kabul edilmezse, Cumhurbaşkanı bir önceki yılın bütçesini uygulatabiliyor.

     Böyle bir yetkiye sahip olan evliyanın, Peygamberliğini ilan edebileceğini söylüyorlar. Ya da dini kisvesini bırakıp, Krallığını da ilan edebileceği söyleniyor.

MADDE  16 : Başbakanlık görevini de üstlenen Cumhurbaşkanı, Silahlı Kuvvetleri dilediği gibi denetleyebiliyor. Jandarma Genel Komutanı Milli Güvenlik Kurulundan çıkarılıyor. Askere yetki vermemek için, Sıkıyönetim uygulaması tamamen kaldırılıyor.

MADDE  17 : Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri 3 Kasım 2019’da yapılsa da, referandumdan kabul çıkarsa, bütün bu düzenlemeler 6 ay içinde yapılacak. Yeni adı HSK olan HSYK ise, bir ay içinde yeniden düzenlenip, yargı Cumhurbaşkanı’nın tamamen denetimine girmiş olacak.

       Yani, tarafsız olması gereken yargı, referandumdan 30 gün sonra, tam anlamıyla “taraflı” olacak.

MADDE  18 :  Bu Anayasa değişikliği kabul edilirse, Resmi Gazete’de yayınlandıktan hemen sonra, Türkiye’de “Partili bir Cumhurbaşkanı” olacak.       

     Yani, Cumhurbaşkanı sadece kendi partililerini temsil ederken, ötekiler Cumhurbaşkansız kalacak.

      Değerli okuyucularım, İşte, getirilen yeni 18 maddenin özetinin özeti bu. Neresinden tutsanız, elinizde kalıyor. İler-tutar tarafı yok!

      Geçmişte, bir sanatçı kızın dediği gibi “Dağdaki Çobanın oyu da 1, sizin oyunuz da  1 “  Buna rağmen, yine de oyunuza sahip çıkın.

       17 Nisan 2016 Pazartesi sabahı, göreceğiniz bir “Kabus” sizi uykunuzdan uyandırmasın.