ads
DOLAR 38.11 ₺
EURO 42.05 ₺
STERLIN 49.35 ₺
G.ALTIN 3,708.46 ₺
Ç.ALTIN 6,293.23 ₺
BİLEZİK 3,510.35 ₺
BTC 83,721.33 $
ETH 1,815.24 $
BİST 9,379.83

Caner Han

Caner Han

SARAY BELEDİYESİ YÖNETİCİLERİ, “DEMOKRASİDEN MAFYOKRASİYE GEÇİŞİ”

Yayınlama: 1 Mart 2017 Çarşamba 18:27 Okunma: 13924

 

         Sevgili Saraylılar; Son dönemlerde Saray belediyesi yöneticileri, “Demokrasiden mafyokrasiye geçişin yanı sıra faşizm de diz boyu”

        Geçtiğimiz günlerde Belediyenin halkı bilgilendirme toplantısına ben de gittim. Esas konu termal su konusu idi ya da öyle olması gerekirdi. Ama öyle olmadı başkan bir saat hiç ilgisi olmayan şeylerle bol bol demogoji yaptı (anlatmadığı bir maç kaldı) ve bir takım yalanlarla halkı uyutmaya çalışıyordu.

         Aklımca ben de bir konuşma yapmak istiyordum bu termal su konusunu biraz irdeleyerek Saray halkından yana belediyenin tavır almasını düşünüyordum. Ama ne gezer? Söz istedim ve konuşmaya başladım başkanın kayınçosu ben konuştukça sol tarafımdan böğrüme vuruyordu. Nedense belki de eniştesini savunuyor ve başkana aykırı soru sormamı engellemeye çalışıyordu. Meğer onlar benim geleceğimi anlamışlar ve ona göre örgütlenmişler, aman ne göreyim belediye meclis üyelerinin bir kısmı belediye çalışanları önceden planlanarak başkan yardımcısı Dilaver Perçin şefliğinde bir koro kurmuşlar, ne pahasına olursa olsun beni konuşturmayacaklar. Benim halktan yana aykırı konuşmamın duyulmasını engelleyecekler. Çünkü benim konuşmalarım halkın yararına olacaktı. “Alkışlar, ıslıklar, masalara vurmalar” Dilaver Perçin yönetiminde oluyordu bütün bunlar. Alın sizin demokrasiniz bu, nedense sizi bir korku kaplamış. “Keşke beni vursalardı da yok olsaydım da belediyemin bu seviyeye düşmesini görmesiydim.”  Nerede demokrasi? İşte onun için diyorum Saray Belediyesin de demokrasi çoktan geçilmiş, ‘mafyokrasiye’ sıçramış. Bu mu olmalıydı benim belediyemde, onun için içim yanıyor, kavruluyorum.

         Bunun nedeni termal su konusunda pazarlıklar yapılmış, su satılmış ama nedense halka duyurmak istenmiyor. Nazmi Çoban oynuyor hangi oyunu mu? Bizans oyununu oynuyor.

         Sevgili Saraylılar; jeotermal su konusunda aylardır süre gelen tartışmalar hiçbir sonuç vermeyip, söz konusu suyu Safaalan sınırları içerisindeki odun deposunun olduğu yere tesislerin yapılması uygun görülmüş. Kim uygun görmüş? Mehmet Ali Bey. Kim bu Mehmet Ali Bey? Termal suyun ruhsatını belediyeden almak isteyen yüklenici firma sahibi ve yetkilisi, onunla beraber olan kim? Saray Belediye Başkanı Nazmi Çoban. Belediye Başkanı bunu kime sormuş? Tabi ki sessiz sedasız işi bitiri vermişler. Ve yapılan toplantıda muhtarlara; ve belediye meclis üyelerine; yer konusunu sormayın demiş. Be hey gafil neyi kimden saklıyorsun bu kadar yaşamsal bir konuda halk nasıl aydınlatılmaz. Senin halktan yanalığın Saray'dan yanalığın bu mu? Hukukta çok önemli bir kural, bir ilke vardır. “KAMU YARARI, KİŞİ YARARI, KAMU ZARARI” burada doğrudan doğruya kamu yararı yok tamamı kişi yararı söz konusu… Onun için bu, proje durdurulmalı.

       Bölge İdare Mahkemesine ve gerekirse halk oylamasına da gidilecek bu kesinlikle bozdurulacak ve belediyenin Mehmet Ali Beyle örgütlenip belediyeye karşı savaşı durdurulacak. “Belediye meclisi, Belediye Başkanı, Mehmet Ali bey üçlüsü bir tarafta, biz Saray halkı mahkemede ve halk oylamasında karşı karşıya olacağız” Yani belediye, belediyeye karşı olacak. Bunları hep beraber yaşayacağız.

         Nazmi Çoban daha öncede söylemiştim. Rahmetli ÖZAL gibi zengini çok seviyor. Eğer bu su Safaalan'a giderse; yer zaten Safaalan'ı geçince, her türlü sosyal ve turistik gelişmeler: Binkılıç'ta, Aydınlar'da, İhsaniye'de, Kabakça'da, Subaşı ve İstanbul'a doğru olacak ve bundan benim halkım hiç faydalanmayacak. Safaalan Mahallesi’ne verilecek olan yarım parmak su bile, Saray’ın gelişmesine engel olacak.

         Benim halkım yüzyıllarca Saray’ın kuruluşundan beri bu çorak toprakta yarı aç yarı susuz, paçası yarım olarak zaman geldi aç yattı (off, puf). Nasıl ki geçen yüzyılın başında Tanrı’nın takdiriyle çöllerde yaşayan Arap ulusları sonunda petrolün çıkmasıyla, nasıl şansı dönmüşse Sarayımızın da bu çilelerden sonra 2016 yılında Tanrı'nın lütfu ile bahşedilen jeotermal su, MTA'nın bugün ki ileri teknolojiyi kullanarak bu su yeryüzüne çıkarıldı. Tanrı’nın Saray’a bir lütfu dur bu. Bir başka anlamda doğanın dengesi de diyebiliriz. Tanrı bana göre, diyor ki; 'ben senin rızkını ilerde vereceğim. Çünkü o zaman kalabalıklaşacak geçim sıkıntısına düşeceksiniz. O zaman aklını kullan onu çıkar senin de kaderin değişsin'  işte sonuç bu. Saray'ın kaderi değişmiştir.

         Sevgili Saraylılar; Bu büyük bir lütuf büyük bir hazine ve servettir. Bu hazineyi biz elimizle kaderimiz buymuş deyip Belediye Başkanıyla bir olup Mehmet Ali Doğan'a peşkeş çekemeyiz. Bunun için ben Saray'a tek maddelik bir anayasa yaptım. “Ana sözleşme şart” Bu katiyen değiştirilemez. Belediye bütün varlığı ile bunun arkasında dimdik durmalıdır. O zaman ben benim belediyem olduğunu anlayayım. 

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4