Yalnız evlere ve dükkanlara girilerek yapılanları değil, İnternet denilen araçla yapılan hırsızlıklar ve dolandırıcılıklar, milleti bıktırdı usandırdı. Devlet bu kadar güçsüz mü ki, bu ahlaksızların önünü bir türlü alamıyor. Sebepsiz cezalar, kin ve öfke ile masum insanlara verilirken, bu ahlaksızlar hala neden kollanıyor?
Değerli okurlarım; Başta kadın cinayetleri olmak üzere, çeşitli sebeplerle cana kıymaların bu dönemde çok arttığını, devletin buna adeta seyirci kalıp, hiçbir tedbir almadığını, cezaların tesirsiz kaldığını, çok kere suçluların küçük bir ceza ile kurtulduklarını ısrarla yazmıştım.
Ancak, ülkeyi yönetenlerin bu uyarıları, zurnanın son deliğinden çıkan seslere benzetip dikkate almadıklarını ve çok kere masum halkın sebepsiz ve haksız yere cinayetlere kurban gittiğini de yazmıştım.
Tabii bu uyarılar, başka yollar ve vasıtalarla da yapılmasına rağmen, onlar kendilerini çok iyi korudukları için, başkalarının canı umurlarında bile olmuyordu.
HIRSIZLIKLAR VE DOLANDIRICILIKLAR !
Yine bu dönemde, çeşitli hırsızlık ve insanı dolandırmalar adeta moda oldu. Haber kanallarını izlediğimizde, dikkati en çok çeken haberlerin başında, hırsızlık ve dolandırıcılık olayları geliyor.
O kadar ki, sahibi evinde ya da iş yerinde olduğu halde, bu yerlere hem de güpegündüz girip soyuyorlar. Gecenin karanlığı ise, onları için çok iyi bir korumacı oluyor.
Korkmadan ve utanmadan bu hareketi yapıp, insanın malına kastederken, canını da alabiliyorlar.
Öte yandan, vatandaşın kimlik bilgilerini ele geçirip Bankalardaki paralarını da çalabiliyorlar. Hesap boşaltma dedikleri bu yöntemlerine karşı, Bankaların da ciddi bir tedbir aldıkları yok.
İnternet yoluyla yaptıkları satışlarda ise, sipariş eden malı değil de, alay eder gibi değersiz bazı maddeleri gönderip, dolandırıcılığın başka bir örneğini veriyorlar.
DEVLET NEREDE?
Devlet, elle tutulup gözle görülen bir varlık değildir. Elektrik gibi etkisi ve gücüyle bilinir. Bilinir, ama o etki ve gücünü gösterirse…
Bizim devletimizi yönetenlerin böyle bir düşüncesi yoktur. Çünkü, kendileri ve malları çok iyi korunduğu için, vatandaşın canı ve malı onlar için önemli değildir.
Devletin göze batan en önemli güç kaynağı, Emniyeti ve Adaletidir.
Ne var ki, Emniyet suçluyu, üstelik suç üstünde yakalasa bile Adalet (Savcılar ve Hakimleri) ifadesini alıp ya koşulsuz serbest bırakıyorlar, ya da “Adli kontrol” denilen etkisiz bir kararla, yine serbest bırakıyorlar.
Biz, buna rağmen her mağduriyetimizde, başka seçeneğimiz olmadığı için önce Emniyete, sonra da ülkenin Adaletine sığınıyoruz. Bu da bizim için beklediğimiz bir netice değil, sadece bir teselli oluyor.
Elimden gelse, bütün hırsızları bir araya getirip, biraz da Savcı ve Hakimlerin evlerine girip soymalarını, böylece “iğneyi kendine, çuvaldızı başkalarına batır” deyişini güçlendirmiş olurum.