DOLAR 35.37 ₺
EURO 36.58 ₺
STERLIN 43.75 ₺
G.ALTIN 3,022.48 ₺
BTC 96,940.79 $
ETH 3,388.56 $
BİST 9,890.76

Seçimin Ahlakı

1536
Yayınlama: 24 Eylül 2009 Perşembe 19:27 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Seçimin Ahlakı
9 Mart yerel seçimleri, Türkiye’de “Seçim ahlakı”nın henüz oluşmadığını göstermesi bakımından da, bizlere iyi bir ders oldu. Bu konudaki eksikliğimiz, zaten “Sandık seçmen listeleri”nin hazırlanması sırasında ortaya çıkmıştı. Geçtiğimiz yıl yapılan “Adrese Dayalı Nüfus Sayımı”nda, yazıcıların gezip yerinde görerek yazmak yerine, oturdukları yerden liste tanzim etmeleri, hayali bir takım kişileri listelere geçirmeleri, ölmüş insanları yaşıyormuş gibi göstermeleri, hatta meskun olmayan yerlerde kimi insanlar yaşıyormuş gibi göstermeleri, bu işin sakatlığını daha o zaman ortaya koymuştu.

      İşte, Seçim Kurulları’nın bu sayıma bakarak hazırladıkları Sandık Seçmen Listeleri, daha seçim yapılmadan önce bu işin sakatlığını ortaya koymaya yetmişti. Nitekim, daha sonra yapılan açıklamalarda ve basın haberlerinde, çok sayıda hayali seçmenin yazıldığı ve oturulmayan yerlerde yüzlerce, hatta binlerce kişinin yaşıyormuş gibi gösterildikleri, yani kısaca gerçeği hiç de yansıtmayan yazımların yapıldığı ortaya çıkmıştı.

                      KUSUR, YÜKSEK  SEÇİM  KURULU’NDA MI?

       Kimilerine göre, seçimleri doğru ve sağlıklı yürütmekle görevli Yüksek Seçim Kurulu ve bağlı İl ve İlçe Seçim Kurulları, gerekli tedbiri zamanında almamışlardı. Ayrıca, seçimlerin yapılacağı çok önceden belli olduğu halde, listeleri zamanında hazırlamamışlar ya da iyi kontrol etmemişlerdi. Kararları kesin olan Yüksek Seçim Kurulu, belki de buna güvenerek bu işi titiz biçimde yürütmemişti.

       İlk bakışta, bu işin tek yetkili ve sorumlusu bu kurul olduğuna göre, kurul yetkililerinin oturup bütün bunları düşünmesi ve gelecek için, artık çok daha ciddi tedbir alması gerekiyor.

                         OY’LAR, GERÇEKTEN ÇALINIYOR MU?

      İstanbul’dan ve yurdun muhtelif yerlerinden gelen haberler, kimi sandıklarda oyların çalındığı, yırtılıp atıldığı ya da çöplüklerde bulunduğu şeklindeki iddialar zabıtlarla tespit edilince, insan ister istemez seçimin dürüstlüğünden şüpheye düşüyor. Seçimin üstünden günler geçmesine rağmen, kimi yerlerde seçim sonuçlarına yapılan itirazların ve bu konudaki kavgaların sürmesi, sonuçların değişmesi, akıllara hep seçimlerin dürüst yapılamadığı ya da bazı yerlerde buna dikkat edilmediği şüphesini uyandırıyor. Yani, “seçimin ahlakı” yerlerde sürünüyor.

                GENEL NÜFUS SAYIMI, YENİDEN YAPILMALIDIR

        Eskiden, yani 1927 yılından beri ülkemizdeki nüfus sayımları, sonu (0) ve (5) le biten yıllarda üstelik, daha zor şartlarda yapılır ve çok da sağlıklı sonuçlar alınırdı. Daha sonra 10 yılda bir yapılan sayımlarda, nedense bir gevşeme baş gösterdi. İnsanlar, bir Pazar günü evlerinden çıkmayınca, sayım gayet sağlıklı ve düzgün yapılıyordu.         

    Artık, iletişim imkanlarının arttığı ve insanları bir gün evlerine kapamamın yanlışlığı öne sürülerek, sayımların  geniş zamana yayılıp, adrese dayalı yapılması, tam bir sayım rezaletine dönüştü. Sayım, daha doğrusu yazım sonunda Türkiye’nin nüfusu, gerçek dışı 5 milyon artıverdi. Yapılan bütün masraflar boşa gittiği gibi, seçimlerde milyonlarca hayali seçmen yaratıldı.

     Bu uygulamayla yapılan hatalar, devletin aczini göstermekten başka hiç bir işe yaramadı.

      Bugün, Türkiye’nin hala gerçek nüfusu hakkında tereddütler var. Ülkenin nüfusu kimine göre 71, kimine göre 73, kimine göreyse 75 milyon. Gel de, bunların doğruluğuna inan bakalım.

       Devlet, önümüzdeki 2010 yılında, sayımı mutlaka tekrarlamalıdır.Genel seçimler eğer zamanında yapılırsa, iki yıl sonra bu listeler yine lazım olacak. Bu defa, Nüfus İdaresi, Türkiye İstatistik Kurumu ve Yüksek Seçim Kurulu, iyi bir işbirliği ve koordinasyon içinde bu sayımı ciddi biçimde yapmalı ve Türkiye’deki nüfus hareketleri ve ülkenin yerleşim birimlerine göre kesin nüfusu, dosdoğru ortaya çıkarılmalıdır.

İlk Yorumu Sen Yaz
code