Tekin SÖNMEZ : Türkiye’nin her bölgesinde değer yaratma ve markalaşma faaliyetleri genel bir anlayış hâline dönüşmüş. Ne hikmetse 104 yıllık bir ilçenin markalaşma yoluna gitmediğini görüyoruz.
Geçmiş yıllarda “Panayır şöleni” ilçenin hem tanıtımı için hem de ekonomisine büyük ölçüde kattı sunmaktaydı. Daha sonra Panayır şöleni tarihe karışınca, ardından 2006 yılında Saray Kaymakamı Yaşar Karadeniz öncülüğünde güzel ve bir o kadar da coşkulu “Bahar ve Kültür Festivali” şöleni başladı ve bölgede çok ses getirdi. Hatta, insanlar sabırsızlıkla bekliyorlardı. Kaymakamlık bünyesinde 4 yıl süren Saray’ın Bahar ve Kültür Festivali daha sonra yerel yöneticilere devredildi. Yerel yöneticilerin beceriksizliği ve ırkçılığı “Bahar ve Kültür Festivali’ni” siyasallaştırdı.
Her bölgede bu gibi etkinlikler olur. Akıllı yönetici hiçbir zaman bu gibi etkinliklere siyaset bulaştırmadan devam eder. Kimi ırkçı yöneticiler bu gibi etkinlikleri kendi kontrolünde tutarak siyasallaştırmaya çalışır. Derler ya, “Balık baştan kokar” Merkezi iktidar da bunu yapıyor. Merkez iktidar her etkinliğine siyaset bulaştırırsa, haliyle yerel iktidar da ister istemez bulaştırmak zorunda kalır. Bu mantık ülkemizde bir hastalık haline gelmiş. Özellikle bizim ilçemizde yerel yöneticiler, a, partisi, b partisi olsun ayrımcılığa ve ötekileştirmeye çok müsaitler.
Saray Bahar ve Kültür Festivali bölgede marka haline gelmişti. Ne zaman Kaymakamlık yerel yöneticilere, festivali devretti, festivalin ömrü uzun sürmedi. Nedeni festivale siyasi ve bölgecilik mantığı hakim oldu. Her ne kadar Balkan ülkelerinden, festivale değişik kültürler katılsa da, renk katsa da festival evrensel özünden çıkıp “Irkçı zihniyetli” bir yerel yönetimin kontrolüne mahkum kaldı ve festivalin ömrü bitti.
Bu gibi etkinlikler olsun veya ilçeye has markalaşmış, yiyecek, giyecek veya benzeri her ne olursa olsun, bunun ana temeli evrensel ve hoşgörü ilkelerinin olmazsa olmazlarıdır. Bunlar olacak ki; bu markalaşma hayatı devam etsin. Aksi halde markalaşmanın ömrü uzun sürmez.
