DOLAR 35.78 ₺
EURO 37.44 ₺
STERLIN 44.73 ₺
G.ALTIN 3,204.20 ₺
Ç.ALTIN 5,219.53 ₺
BİLEZİK 2,911.45 ₺
BTC 104,617.58 $
ETH 3,152.40 $
BİST 10,115.00

Kusur Sadece Tayyip Bey de mi?

Yayınlama: 17 Temmuz 2014 Perşembe 20:19 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Kusur Sadece Tayyip Bey de mi?

Evi soyulan Nasreddin Hoca’ya kızanlar, suçu hep Hoca’nın üstüne atıyorlar. Biz de, memleketin bu hale gelmesinde, kusuru hep Tayyip Erdoğan’da arıyoruz. Esas kusurun kimde olduğunu, acaba neden sormuyoruz?

         Çünkü, kusurun çok önemli bir kısmı onda değil, biz de. Yani onu seçen biz Türk halkında.

      Tayyip Erdoğan, partisinin Başkanı olarak üç genel seçimle üç yerel, bir de tek başına İstanbul Belediye Başkanlığını kazanmış.

       O, kazandığı bu seçimleri, Türk halkının kendisine mutlak itaati olarak görürken, ülkeye verdiği  büyük zararların, kazandığı bu seçimlerin sonuçlarıyla örtüldüğünü sandı.

       Sandı, çünkü halk olarak bizden büyük ilgi gördü.

       Öyle ki, kendisi her uyarıldığında ve suçlandığında; “Bunun hesabını, sandıkta veririz.” Kızdıklarına da; “Bunun hesabını, sandıkta sorarız.” Dedi ve hala  diyor.

      Seçim Sandığı’nın, bir suç örtme makinesi olmadığını ya bilmiyor, ya da bilmezden geliyor.

                          BÜTÜN YOLSUZLUKLARA, ADETA GÖZ YUMDUK

     İktidara gelir gelmez, özelleştirme adıyla devletin bütün mal varlığının ucuz/pahalı demeden yandaşlara satılmasına ve satışlardan sürekli pis kokuların gelmesine rağmen hiç ses çıkarmadık.

     Kadrolaşma adı altında, devlet yönetiminin militan partililer tarafından doldurulmasına, hep seyirci kaldık.

     Devleti uçan kuşa borçlandırırken, ağzımıza çalınan bir parmak bala tav olup, gelecek nesillerin borç batağına sürüklenmesine hep göz yumduk.

     İktidar mensuplarıyla yandaşlarının, yolsuz biçimde zenginleşmelerini hiç umursamadık.

    Torba kanun diyerek, çıkardıkları her kanunu milletin değil, kendi menfaatleri için çıkardıklarını  hiç görmedik.

    Onlar, bu yolsuz rantlarla hayatın sefasını sürerken, bir paket erzakla birkaç torba kömüre teslim olduk.

    Onlar, en donanımlı sağlık tesislerinde tedavi olurken, mahalle arasındaki Aile Hekimlerini  büyük lütuf saydık.

   Çocuklarını, yürüttükleri paralarla “paralı askerlik” yaptırırken, kısaltılan askerliği kardan saydık.

    Onlar, en lüks otellerde iftarlarını açarken, Belediye çadırlarında iftar açmayı ziyafet  saydık.

    Başbakan ve Bakanları, havuzlu Villaların sahibi olurken, gecekondudan kurtulmayı kazanç saydık.

     Onlar, çocuklarını en güzel ve özel okullarda okuturken, bedava verilen 30 liralık kitabı avanta saydık.

      Devleti, babalarının çiftliği gibi yönetmelerine, devlet malını ve parasını çar-çur etmelerine, rüşveti, yolsuzluğu ve hırsızlığı ayağa düşürdükleri halde, sesimizi hiç çıkarmadık.

      Kısacası, onlar suyu akan kaynağından bolca içerken, ağzımızı ıslatan bir bardak bulanık suyu, bulunmaz nimetten saydık.

                                    HAL, BÖYLE  OLUNCA …

      Önümüze konan her sandıkta, oylarımızı hep ona ve adamlarına verdik. Oylarımıza, seçim katakullileri de eklenince, sandıktan hep onlar çıktılar.

    Demek oluyor ki, kusuru sadece Tayyip Bey’de ve yakınlarında aramamak, biraz haksızlık oluyor.

     Onlar; seçildikçe efeleniyor, bağırıyor, çağırıyor, halkı aşağılıyor ve  sürekli bölüyorlar. Biz de, bu yaptıklarını yiğitlik sanıp, yine onlara sarılıyoruz.

     İçimizde öyleleri var ki, onlar için “Hırsızlık yapıyorlar.” dendiği zaman, “Çalsınlar, çalarlarsa, benim paramı çalıyorlar.” diyebiliyor. “Çalıyorlar, ama çalışıyorlar” diyenlerin sayısı, sayılamayacak kadar çok.

    Değerli okuyucularım, görüyorsunuz kusurun çok önemli bir kısmı bizde.

    Madem ki, yolsuz işler yapıyorlar, madem ki çalıyorlar, madem ki ülkeyi yönetemiyorlar, neden oyumuzu onlara vermeye devam ediyoruz?

     Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Çok değil, 22 gün kaldı. Tayyip Bey, şimdiden seçilmiş gibi davranıyor.

     Ülkeyi kötü günlerdin beklediğini herkes biliyor, ama  onu seçmek için 22 gün sonrasını iple çekenler var.

     “Kendim ettim, kendim buldum.” diye, işte buna denir.

                                                                ***

    Özkan Yaman, Bakalım Ne Kadar Yaman?

     AKP, bu defa Saray İlçe Başkanlığı’na, değerli hemşerimiz Özkan Yaman’ı getirmiş. Partinin Saray İlçe Teşkilatı, tam bir değirmen. Durmadan İlçe Başkanı öğütüyor.

    Ecivet Sevim’den sonra, sıra Özkan Yaman’ın öğütülmesinde. Daha önce, bu çarkın içinden kimler geçmedi ki?

    “İlçeyi toparlarım” diye görev alan İlçe Başkanları, bir süre sonra eşyalarını toparlayıp gidiyorlar.

      Ancak, Özkan Yaman’ın ayrı bir avantajı var. İlçe binası, işyerine çok yakın olduğu için, geri dönüşü kolay olacak.

      Değerli okuyucularım; işin şakası bir yana, AKP sırtını Saray’a dönmeye devam ederse, Saray halkından güler bir yüz göremeyecektir.

     Mesela; inadı bırakıp, “Belediye bizden değil” dememeli ve Belediye’ye destek olmalı. Özkan Yaman da, bu kopukluğu gidermek için aracı olmalı.

     Onun, adı gibi olmasını ve yeni görevinde başarı sağlamasını diliyorum.

     Başarılı olamazsa, bilsin ki bu çark öğütmeye devam edecek.

 

 

    

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4