Sivas Kongresi'nde, ulusun kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesinde
Anadolu'nun, çeşitli yörelerinde kurulmuş bulunan dernekler "Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştiğinden, Sivas
Kongresi, aynı zamanda, CHP'nin de ilk kongresi olarak, kabul
edilmektedir. CHP'nin kuruluşu, bu kongre ile filizlenmiştir. Bu
nedenledir ki, CHP için "Devlet kuran parti" tanımlaması yapılmaktadır.
9
Eylül 1923 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk tarafından,
Kurtuluş Savaşını örgütleyen ve yürüten, "Anadolu ve Rumeli Müdafa-i
Hukuk Cemiyeti"nin, devamı olarak "Halk Fırkası" adıyla kuruldu.
15
– 20 Ekim 1927 tarihli kongre’de (ki bu Atatürk’ün Büyük Nutkunu
okuduğu kongredir) Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik",
"Laiklik" CHP’nin dört temel ilkesi olarak benimsendi. 10 Mayıs 1931
tarihli kurultayda’ da, ilk kez tüzükten ayrı olarak, bir de program
yapıldı. "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", "Laiklik"
ilkelerinin yanı sıra "Devletçilik" ve "Devrimcilik" ilkeleri de, parti
tüzüğü ve programına girdi. Böylece partinin simgesi haline gelen "Altı
Ok" ile ilgili, altı ilke belirlendi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin, kuruluşundan bugüne kadar devam eden, bundan sonra da, devam edecek olan iki temel amacı vardır.
Demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla kurmak.
Toplumu, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla geliştirmek, çağdaş uygarlık düzeyinin, üstüne çıkarmaktır.
Devlet anlayışımızın temelinde, sivil toplum ve müdafa’ı hukuk
yapılanması ile egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir ilkesi vardır.
Bu nedenle, CHP si, toplumun siyasetini yapmaktayız.
Biz
uzlaşma ve dayanışmanın, hoşgörü ve barışın, eşitlik ile özgürlüğün,
partisiyiz. Bizim, çağdaş, sosyal demokrat anlayışımızın odağında,
insan vardır. Bizim çıkış noktamız toplumdur, halktır. ”Hakkı, hukuku,
özgürlüğü, emeği, kimliği, kültürü” ile insan vardır.
Demokratik cumhuriyetin temelinde, teokratik ve ırkçı düşüncenin tutsağı olmayan, eşit, anayasal, yurttaşlık kavramı yatar.
Demokrasinin öngördüğü yurttaş, kendisini, bir aşiretin, bir kabilenin,
bir cemaatin, bir inanç grubunun, bir inanç alt kimliğinin parçası,
sayma tutsaklığını aşmış olan insandır. İşte, CHP bu çağdaş ilkenin
ödünsüz savunucusudur.
Yerel seçimler yaklaşırken şöyle bir
hatırlayın: Sn. Başbakan one minute sloganı ile uluslar arası adabı
unutarak, bir çıkış yaptı. Temiz duygulu halkımızın gözünde, kendini
kahraman yapma mücadelesine büründü. Ancak, bu halk yerel seçimlerde,
gerekli iki önemli dersi verdi. Bunlardan birincisi; artık, hükümet
yolcudur. Diğeri ise, CHP iktidara doğru yol alıyor.
Değerli dostlarım, ne yazık ki, kendisini ve milletini aldatmaya hazır siyasetçiler bakımından, oldukça zengin bir ülkeyiz.
Yerel seçimlerde verilen ders, öyle iyi anlaşıldı ki; AKP ve Avrupa
birliği ülkeleri, hemen harekete geçti. Dünya ülkeleri, hala ekonomik
krizden kurtulamamış, kan ağlıyorlar. Harman sezonu tamamlanmak üzere
köylünün iflahı kesilmiş. Okullar açılacak, okul masrafı, kış geliyor,
yakacak masrafı, anneler babalar işsiz, hanelerin içinde ateş yanıyor.
Genel başkanımın Tekirdağ mitinginde dediği gibi 1 litre su şişesine,
çiftçinin, hangi ürününü koyarsan koy, su parası kadar etmiyor.
Hal böyle iken, nereden çıktığı belli olmayan, adı sürekli değişen bir
demokratik açılım balonu patladı. Kurtuluş mücadelesi yıllarında ve
devamında gelen, cumhuriyet yıllarında, kardeşçe geçinen bu halk, zaman
içerişinde birbiri ile alışveriş yapmış ve kaynaşmış bu halk, bugün
aralarında çizgi bulunmayan bu halk, karşı karşıya getirilmek
istenmekte.
7 yıldır iktidarda bulunan AKP hükümeti, Kürt halkını
hangi demokratik haklarından mağdur etti ki, Kürt halkının,
demokrasiden yoksun yaşadığını, birden bire hatırladı. Yoksa, başkaları
tarafından mı hatırlatıldı?
AKP’den önceki, bütün dini, ön tarafa
çıkaran partiler, Anayasa Mahkemesi tarafından birer birer
kapatılmıştır ve bu partilerin kapatılmasına da, dünyanın hiçbir
yerinden tepki gelmemiştir. Hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, en
son Refah Partisi davasında, görüldüğü gibibunu onaylamıştır
Nitekim bu defa, AKP’nin kapatılma davası gündeme geldiğinde, uluslar
arası alandan, baskılar olmuştur, Anayasa Mahkemesi üzerinde, çok büyük
müdahaleler olmuştur. Şimdi, AKP zamanında almış olduğu desteğin
karşılığını, ödeme durumuna gelmiştir ve hazırdır da. Ancak zaman zaman
şunu diyor; ‘Biz bunları gerçekleştirmek istiyoruz, ama yapamıyoruz.
Çünkü, muhalefet engel oluyor, asker engel oluyor’ diyerek muhalefeti,
basını, silahlı kuvvetleri, başkalarının gözünde bu tavizlerin
verilmesine engel,unsurlar gibi göstermektedir.
Tüm, bunların
nedenleri değerli dostlarım, içeride ve dışarıda AKP hükümetinin,
gidici olduğu sinyallerinin anlaşılmasıdır. İçeride ve dışarıda, eksik
kalan borçların ve alacakların kapatılması konusunda bir telaş herkesi
sarmıştır.
Şimdi, Sn. Başbakan diyor ki; biz anlaşmacıyız
ama, onlar gelmiyorlar. Meclis başkanlığı seçiminde, ne kadar
anlaşmacı olduklarını, hep beraber gördük. Genel başkanımız mevcut
başkan, aday gösterilirse destekleriz diyor. Sayın Başbakan, kendi
milletvekilinin destekleneceğini bile bile inatla başka bir
milletvekilini dayatıyor.
Değerli dostlarım;
Ülkenizi seviyorsanız, bundan sora da bu ülkede kardeşiz diyorsanız;
Ülke adına söyleyecek şeylerim, yapacak işlerim var diyorsanız ;
Kimseci değilseniz, kimsenin adamı değilim ve olmam diyorsanız ;
Türkiye'de
birçok iş yanlış gidiyor, bunu ancak güçlü bir siyasi bir irade çözer,
buna da en uygun " ATATÜRK'ÜN PARTİSİ " diyorsanız ;
Ülkeyi yönetmek ciddi iştir ve ciddi kadrolara ihtiyaç var diyorsanız ;
Ben az konuşur ve çok iş yaparım diyorsanız ;
CHP, Türkiye'nin temel taşıdır ve CHP'siz Türkiye olmaz diyorsanız ;
BU DAVETİMİZ SİZE!
TOPLANACAĞIMIZ TEK ADRES CHP DİR.