DOLAR 35.45 ₺
EURO 36.61 ₺
STERLIN 43.38 ₺
G.ALTIN 3,086.82 ₺
Ç.ALTIN 5,047.66 ₺
BİLEZİK 2,815.58 ₺
BTC 100,182.32 $
ETH 3,407.97 $
BİST 9,776.41

Bu Dava Bitmez!

Yayınlama: 20 Haziran 2013 Perşembe 18:27 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Bu Dava Bitmez!

Bir haftadır İstanbul’dayım. Olay mekan Taksim’i de , Anadolu Yakası’nı da gezdim. Halkın, iktidara ve Başbakan’a karşı tepkisinde, hiçbir azalma yok. Polis saldırırsa, tepkinin dozu artıyor. En etkili tepki ise , “Duran Adamlar”da.

---------------------------------------------------------------------------

Değerli okuyucularım, önceki yazılarımda da belirttim. İktidara olan tepkiler, artık “Gezi Parkı Meselesi” olmaktan çıktı. O bir bahaneydi ve olayların tetiklenme sebebiydi.

Oysa, halkın derdi başka. Halk, iktidarın keyfi yönetiminden bıktı. Yapılan haksızlıklardan, hırsızlıklardan, baskı ve şiddetten yıldı. Başbakanın, diktaya yönelik tavırları ve halkı küçümsemesi, aşırı bir tepkiye neden oldu.

Hele halkı,“Benden yana ve bana karşı” diye ikiye bölmesi, halkımız arasında ciddi biçimde düşmanlık yarattı.

OYSA, SORUNUN ÇÖZÜMÜ VARDI

Başbakan,olayın başlangıcında o parka gidip halkın taleplerini dinlese ve onlara makul cevaplar verseydi, olay büyümeden kapanacaktı.

O ise, böyle yapmak yerine sözünden dönmeyeceğini tekrarlayıp, halkı aşağıladı. Onlara“çapulcu” dedi. Yetmedi, Polisi insafsızca üzerlerine sürüp,halka zulmettirdi. Yaralananlar, hatta ölenler oldu.

Yetmedi, masum insanları tutuklattı. Yetmedi, Polis tehlikesinden kaçıp Cami’ye sığınanlara, iftira nitelikli suçlamalarda bulundu. Ayakkabılarla girip, Cami’de içki içtiklerini,fuhuş yaptıklarını, başörtülü kadınlara saldırdıklarını söyledi.

Bu iddialar, yetkililer ve olayı gören tarafsız kişilerce yalanlandığı halde, Başbakan bu iftirada ısrar etti.

Yetmedi, karşı mitingler düzenledi. Hem de, devletin bütün imkanlarını kullanıp adam taşıyarak, karşı topluluklar yarattı.

Halkı, birbirine düşürürcesine, aralarına düşmanlık soktu. %50’sini, öteki %50’sine düşman gibi gösterdi.

DÜNYA, SESSİZ DEĞİL

İlk gününden beri, dış basın ve dış dünya olayları dikkatle izliyor.

Başbakan’ın ve iktidarının lehine konuşan yok. Dış basının sert eleştirilerine, dış siyasetin önde gelenlerinin tepkisi de eklenince, olaylar zor yatışacak gibi görünüyor.

Birleşmiş Milletler’in Sözcüsü, “Polisin, halka uyguladığı şiddetten büyük kaygı duyuyoruz” diyor.

Avrupa Birliği Sözcüsü, “Olayları takip ediyoruz ve hükümetin tutumunu tasvip etmiyoruz”  diyor.

Avrupa Parlamentosu; “Halka zulmeden bu Polisler yargılansın. Başbakan, halkını bölmesin” diyor.

Amerika; “Şiddet ve Polisin zulmünden endişeliyiz. Medyaya yapılan sansür ve gözaltıları kabul etmiyoruz, kınıyoruz” diyor.

Almanya; “Korkunç görüntüler var. Dehşete düştük. Türkiye, bu kafayla AB’ye giremez” diyor.

Ve daha niceleri, hep ayni tepkilerde bulunup, iktidarı ve Başbakan’ı suçluyor ve kınıyorlar.

POLİSE DE, HESAP SORULABİLİR !

Polis, kuşkusuz görevini yapıyor. Aldığı emirleri, yerine getiriyor. Ne var ki, onun görevi halka zulmetmek değil.

Silahsız ve savunmasız insanların üstüne çullanıp, onlara zulmetmek hiç değil. Onları hasta edercesine zehirlemek, coplamak, sürüklemek değil. Hepsinden önemlisi, kurşun sıkıp öldürmek tabi ki hiç değil.

Konusu suç teşkil eden emri yerine getirmek, bütün hukuk sistemlerinde önemli bir suçtur.

“Duran Adamlar”a bile saldıran Polis, kimi tutumuyla sürekli suç işliyor.

Sicil numaraları örtülüp, kameralardan korunsalar da, onlar suç işliyorlar.

Gün gelip hesap döndüğü zaman, hesaba çekileceklerini iyi bilmeliler.

Başbakan son yaptığı açıklamasında, Polisin daha da güçlendirileceğini ve sayısının arttırılacağını söyledi.

Demek oluyor ki, Türkiye bir “Polis Devleti” olma yönünde.

Eğer işin içine askerin kullanılması da girerse, tekrar ediyorum, “Yandı gülüm keten helva”

MİLLET DİKTA DEĞİL, HUZUR İSTİYOR!

Başbakan’ın, doğru olanı göreceğini umut ediyorum. Hatadan dönmek, erdemdir. Hiç bir diktatörün ömrü uzun olmamıştır.

Diktatörlüğe özenmek, insanın nefsine büyük bir yüktür. Başbakan, Polisi güçlendirmek yerine, halkının öteki yarısı ile barışmalıdır.

Hüseyin Çelik ve Egemen Bağış gibi yakın ve yandaşlarının gazından artık kurtulmalıdır. Bu kişilerin verdikleri gaz, Polisin biber gazından çok daha tehlikelidir.

Tekrar ediyorum; halk dikta değil, huzur istiyor. Başbakan, eğer kendi nefsinde huzur bulmak istiyorsa, önce bu milletin huzurunu ve güvenini sağlamalıdır.

Yoksa, bu dava bitmez!

 

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4