Yangın Güvenliği Gerçekten Ciddiye Alınıyor mu?
Bolu’nun gözde kayak merkezlerinden Kartalkaya’da yaşanan otel yangını, hepimizi derinden sarstı. Grand Kartal Otel’de çıkan bu yangın, onlarca insanın hayatını kaybetmesine ve birçok kişinin yaralanmasına neden oldu. Bu acı olay, Türkiye’de işletmelerin yangın güvenliği konusunda gerçekten ne kadar hazırlıklı olduğunu sorgulamamız gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Ülkemizde birçok otel, restoran ve işletme, yangın güvenliğine dair önlemleri sadece bir formalite olarak görüyor. Oysa ki, yangın söndürme sistemleri, duman dedektörleri ve acil çıkış kapıları birer aksesuar değil, hayat kurtaran unsurlar. Peki neden bu kadar ihmal ediliyor? Çoğu işletme, maliyetleri kısmak adına yangın güvenliği yatırımlarından kaçınıyor. Denetimler ise ne yazık ki ya yetersiz kalıyor ya da gerektiği gibi uygulanmıyor.
Yangının çıkış sebebi tam olarak açıklanmasa da, olayın büyümesinde birkaç temel eksiklik olduğu çok açık. Otelin büyük kısmının ahşap olması, alevlerin hızla yayılmasına neden oldu. Acil çıkışların yetersizliği ve güvenlik sistemlerinin gerektiği gibi çalışmaması da can kayıplarını artırdı. Bütün bunlar, işletmelerin yangın güvenliğine yönelik ihmallerinin nelere yol açabileceğini açıkça ortaya koyuyor.
Bundan sonra benzer olayların yaşanmaması için ders çıkarmak zorundayız. Öncelikle, işletmelerin yangın güvenliği konusunda gerçekten bilinçlenmesi gerekiyor. Yangın önleme sistemleri, periyodik denetimler ve acil durum tatbikatları yalnızca kağıt üzerinde kalmamalı. Ayrıca, yangın güvenliği sertifikası olmayan işletmelere ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Çünkü mesele yalnızca işyeri sahiplerini değil, orada konaklayan ya da çalışan insanların hayatını da ilgilendiriyor.
Bu olay hepimize bir uyarı olmalı. Yangın güvenliği bir lüks değil, bir zorunluluktur. Eğer gereken önlemleri almazsak, benzer trajediler yaşanmaya devam edecek. İşletmeler, yetkililer ve bizler, hep birlikte daha güvenli bir yaşam alanı oluşturmak zorundayız.