Soyun, Bu Milleti Soyun!
Hiç kimsenin vazgeçemediği, Elektrik, Su, ve Doğalgaz Faturaları, iktidarın yandaşları için durmadan şişiriliyor. Millet açlık ve yoklukla savaşırken, şimdi de karanlık ve soğukla uğraşacak. Bu soyguncular da, biraz karanlıkta ve soğukta kalabilirler mi acaba?
Değerli okurlarım; Bu konuyu ele almamın sebebi, ülkeyi yönetenlerin bu milleti “sığır” yerine koymaları sebebiyledir. Çok iyi biliyorum ki, sığır deyince, aklınıza ilk önce sağmal inek dediğimiz, süt veren inekler gelir.
İşte, bu ülkeyi yönetenler bizi, aynen böyle sanıyorlar. Bol bol sütü sağılan inek. Yemlemeye gelince, kendisinden bir tutam kuru ot esirgenen inek.
ÖNCE, ELEKTRİK FATURALARINDAN GİRELİM
Merhum Turgut Özal Başbakan iken, 1984 yılında çıkardığı “3093 numaralı, TRT Kurumuna Gelir Kanunu” adlı bir kanunun 2/b maddesi ile, Türkiye’de elektrik tüketen herkesin faturalarına % 2 oranında, ödemesi gereken bir pay koydu. Halk arasında buna TRT Payı dendi. Bu pay, tam 36 seneden beri hepimizin elektrik faturalarına yansıtılıyor ve tükettiğimiz elektriğin % 2 si kadarını, her ay TRT’ye ödüyoruz.
Küçük bir örnek vermek gerekirse, 2013 yılında bu payın karşılığı olarak TRT’ye 800.000.000 lira, 2016 yılında 793.000.000 lira, 2017 yılında bunun tam iki katı yani, 1.586.000.000 lira ödeniyor, ödüyoruz. Para, uyduruk ve anlamsız bir sebeple, bu milletin cebinden çıkıyor. Zengini de öderken, inim inim inleyen fakiri de bu parayı ödüyor. Bu güne göre, tam 36 yıldan beri bu parayı e..k gibi, üstelik her yıl artırarak ödüyoruz.
Nihayet, bu soygunu “Tuzu Kuru” lar da fark ediyor. Ve, böyle bir soygun olamaz deyip, vicdanlarının kırıntıları ile tepki vermeye başlıyorlar.
İlk olarak, 2018 yılında muhalif bir Kocaeli Milletvekili, TBMM’ne üç maddelik bir kanun teklifi veriyor ve bu kesintinin haksızlığına işaret edip, kaldırılmasını istiyor. İstiyor, ama teklif iktidar ve küçük ortağı Milletvekilleri tarafından ciddiye alınmıyor ve görüşülmek için, Komisyona bile gönderilmiyor. Doğru çöp kutusuna. Konu, medyaya yansıyor. Bu durumu halk adına hiç de doğru bulmayan medya organları gerekli tepkiyi verseler de, iktidar ve ortağı ciddiye yine almıyor. Konu, gündemden düşüyor. Halkımız ise, soyulmaya hem de her yıl artırılarak devam ediyor.
Halkımız, haklı olarak sormadan edemiyor. Bir sürü TV kanalı var. Onlar devletten ya da devletin kanun gücü kullanılarak, böyle her hangi bir pay mı alıyorlar? TRT’nin Reklam gelirleri yok mu? Bu paralar nereye gidiyor? Adına “Dizi” denilen TV oyunları ya da öteki programlar için, yandaşlara ne kadar para ödeniyor? Bu paraları öğrenenlerin dudakları uçuklamıyor mu? Bu israfa yazık değil mi? Bu millete yazık değil mi? Buna, gereksiz yere kanun yoluyla milleti soymak denmez mi? Bir insanın sabrı, bu kadar tüketilir mi? Açıkçası, bu millet başta söylediğimiz gibi, sağmal inek midir?
DURUN, DAHA BİİTMEDİ
Şimdi de, Elektrik faturalarına yeni bir eklenti daha geliyor. “Ağırlama ve Temsil Giderleri” Yani devlet adına verilecek ejder meyvalı her türlü ziyafetler, alınacak hediyeler, seyahat paraları (yol giderleri) ve ağırlamak (ikramlar) için kullanılacak öteki paralar da, Elektrik Faturalarına ekleniyor. Biz, hala bunun farkında değiliz.
Gerçi EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) bunu inkar etmeye ve başka bir kılıfa sokmaya kalksa da, işin üstüne gidenler bu numarayı yutmuyor.
Değerli okurlarım, Doğalgaz’da ve öteki zaruri tüketimlerde ne numaralar döndüğünü ve milletin nasıl soyulduğunu bilemiyoruz. Birçok kişi bunları soygun olarak nitelerken, birçok kişi de bu milleti sağılan inek yerine koyduklarını ısrarla söylüyor.
Ninem, boşuna demiyordu. “Oğlum, biz eşek olduktan sonra, üzerimize binenimiz çok olur.” diye…