Olay Malatya’da yaşandı. Siyasetin dışında kalması gereken Türk Ordusu’nun bir Generali, hem de bir Ordu Komutanı uniformasını giyip, siyasi rakibini eleştiren AKP Genel Başkanı’nı alkışladı. Herkes şaşırdı, hem de ne şaşkınlık?

   Değerli  okurlarım, çocukluğumdan beri siyasi olayları takip ederim. 27 Mayıs askeri hareketini de yaşadım. Gerçi o yıllarda pek gençtik, ama olan bitenin farkındaydık

   27 Mayıs hareketi, eğrisiyle doğrusuyla çok tartışıldı ve hala tartışılıyor. Burada tartışmanın temel ögesi, askerin siyasetin içine girmiş olmasıydı. Aynı olayları, daha sonra da yaşadık ancak, bu olaylardan önemli bir ders çıkardık. O da,  “Ordu, siyasete karışamazdı, karışmamalıydı.”

     Bu iktidarın mayası ve kimi kurucuları 28 Şubat  Olayı’nı, bu iktidar da e-muhtira olayını yaşadığı için, Ordunun siyasete karışmasını katiyen kabul etmiyordu. Doğru yapıyor, doğru düşünüyordu.

                                      PEKİ, BU NE DEMEK OLUYOR?

   Ramazan ayındayız. Bir çok yerde iftar sofraları kuruluyor. Bu sofralara halkla beraber siyasilyer de oturuyor. İyi de yapıyorlar. Nitekim, geçtiğimiz hafta Türkiye Esnraf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Malatya’da bir iftar düzenlemişti.

    Dini bir vecibeyi yerine vatandaşların katıldığı ve oruçlarını açtığı yemeğe, Cumhurbaşmkanı Erdoğan da katılıyordu.

     Buraya kadar iyi de, bundan sonrası pek iyi değil. Cumhurbaşkanı’nın konuşması için kurulan kürsünün arkası, AKP sembol ve sloganları ile süsleniyor. Yani, bu yemekle siyasi propaganda yapılacak ve Erdoğan’a oy toplanacaktı.

     Yemeğe, Malatya merkezli 2’nci Ordu’nun Komutanı Korgeneral İsmail Temel Metin de katılıyor, hem de uniformasıyla.

    Hadi, buraya kadar da iyi diyelim. Yemek sırasında kürsüye çıkan Tayyip Erdoğan, siyasi rakibi Muharrem İnce’yi eleştirince, Ordu Komutanı  Tayyip Erdoğan’ı, o elbisenin içinde hararetle alkışlıyor.

                                              OLMADI, TEMEL PAŞA!

    Muharrem İnce, bu durumu meydanlarda dile getirince, Cumhurbaşkanı Erdoğan öfkeleniyor ve Muharrem İnce’ye tekrar çatıyor. “Ben Başkomutanım, o Komutan da o sebeple oraya gelebilir” diyor.

    Oysa, toplantı (yemek) bir savunma toplantısı  ya da bir askeri toplantı olmadığı için Erdoğan oraya Başkomutan olarak değil, bir siyasi partinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı olarak gitmişti

     Ordu Komutanı da oraya sivil kıyafetle gidebilir, bu alkışlamayı da yapabilidi, ama öyle yapmadı, tersini yaptı.

     Netice olarak, Muharrem İnce’nin Ordu Komutanı’na dönüp, “Türk Ordusu’nun Generali misin, AK Parti’nin İl Başkanı mısın? Zamanı gelince apoletlerini sökeceğim” (yani, Ordudan ayıracağım) demesi, haklı ve yerindeydi. Seçildiğinde,  bunu yapabilirdi.

                                             TARİH, UNUTMAZ!

     Demokrat Parti döneminde Rüştü Erdelhun adında bir Orgeneral, Genelkurmay Başkanıydı.

    Erdelhun Paşa, sadece görevinden ötürü değil, siyasi yönden de Başvekil Adnan Menderes’in  sözünden çıkmaz, onu ölümüne desteklerdi.

    Kendisine çok güvenen Adnan Menderes, onun yanlışlarına güvenip aldandığı için, 27 Mayıs’la karşılaştı. Menderes asılırken, Erdelhun Paşa yargılama sonrası mahkum olup, hayatını kaybetti. Hem de, büyük  horlanmalar ve üzüntüler çekerek. Çünkü, siyasete alet oldu. Tarafsız bir Komutan olması gerekirken olmadı, olamadı.

    Temel Paşa’ya bendeniz de buradan seslenmek isterim. “Ey Temel Paşa,  Paşa Paşa oturman gerekirken, sakın siyasi işlere bulaşma. Bu millet sizi siyasetçileri değil, yurdu koruyan bir kahraman olarak görmek istiyor.”