Cumhurbaşkanı’nın ve iktidar partisinin kimi ileri gelenlerinin yaptıkları açıklamalar, seçimin bir “Formalite” den ibaret olacağını gösteriyor. Acaba, öyle mi olacak?

       Değerli okurlarım, Baskın seçime her geçen gün yaklaşıyoruz. Siyasi arena, “kıran-kırana” olmasa da, oldukça hareketli geçiyor. Cumhurbaşkanı, her gittiği yerde, çok sert ve  iddialı konuşuyor.

       O kadar ki, kendisinin mutlaka ve yeniden seçileceğini yalnız bu ülke vatandaşlarına değil, cümle aleme yani yabancılara da ilan ediyor. Yandaş medya, Cumhurbaşkanı yardımcılarının adlarını veriyor. Hatta, yeni kurulacak kabinenin kimi üyelerinin de adları verilirken, kabineye ve Milletvekili listelerine girecekleri ve giremeyecekleri bile yazıp çizenler ve söyleyenler var. Medya, mevcut iktidar ve Cumhurbaşkanı için çalışıyor. Paçalardan yağlar akıyor.

      Bu durum, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının en az bir dönem daha süreceğini, Cumhurbaşkanına göre 2023 ve ötesi 2071 (Malazgirt zaferinin 1000’nci) yılına kadar devam edeceği belirtiliyor.

                     NEDEN BU KADAR İDDİALI VE GÜVENLİLER?

    Hiç kuşkusuz ki, devletin bütün imkanlarıyla yaptıkları seçim tanıtımları, iktidar partisine ve Cumhurbaşkanına büyük, ama çok büyük avantaj sağlıyor. Örtülü ödenek harcamaları ile OHAL uygulamalarının verdiği rahatlık, iktidarın şimdiden seçimi kazandığını ilan etmesine neden olabiliyor. Cumhurbaşkanı da aynı imkan ve avantajları kullandığı için, o da kendisini yeniden seçilmiş olarak görüyor.

                                             PEKİ, HALK NE DİYOR?

   Türk halkı, öteden beri ikiye bölünmüşlüğünü koruyor. Borç batağına saplanmış ve geleceğinden pek de umutlu olmayan halk kitlelerinin önemli bir bölümü, hala iktidardan yana, hala iktidardan medet umuyor.

    Bu iktidarın sağladığı küçük avantalarla geçimini sürdüren önemli bir halk kitlesi, bu avantajları kaybetmek istemiyor. O kadar ki, muhalefetin “Biz ondan daha fazlasını vereceğiz” vaadine de pek inanmıyor. Bunda haklımılar? Derseniz, değil tabii. Çünkü, başka bir iktidar iş başına gelip de, bu avantajları ortadan kaldırırsa bir daha seçim kazanamaz ve siyasette kendisine çok zor yer bulur. Ancak, gel de bunu halka anlat bakalım.

                                      O HALDE, SONUÇ NE OLABİLİR?

   Kanaatim o ki, geçen 16 yıl içinde olabildiğince yıpranan ve puan kaybeden AKP iktidarı, bu seçimde zorlanacaktır. Her şeye rağmen, bu seçimde halk biraz daha bilinçli hareket edecektir.

     Gerek Cumhurbaşkanlığı seçimini, gerekse parlamento seçimini “Torbada keklik” gibi gören iktidar partisi, bir sürprizle karşılaşabilir. Yüksek Seçim Kurulu, görevini tarafsız ve dürüst biçimde yapar, Atı Üsküdar’a kaçırmazsa…