Haberciliğin nasıl yapılacağını iddia edenlere birkaç soru da ben sorayım; Saray Belediyesi durmadan milletin alın teriyle kazanılmış tarlaları satarken ve bunun karşılığında koca bir hiç bırakırken, Saray Belediyesi işçinin emekçinin alın terinin karşılığını ödemezken, bu işçileri ve ailelerini alenen mağdur ederken zor duruma sokarken, festival adı altında yapılan şenliklerde yurt dışından gelen öğrenciler el üstünde tutulup her türlü imkan sağlanırken, burada Saray’da 15 kişilik bir halk oyunu ekibini Tekirdağ’a göndermek için araç temin etmezken, vatandaş bozulan yolunun yapılması için iş makinası talep ederken, ‘Mazot yok araç gönderemem’ cevabı verilirken, esnafa onca borç yapılırken, ödenmeyen borçlar yüzünden esnafı batma noktasına getirirken, ‘bu bizim partimizdendir Cumhuriyet Halk Partilidir aman bir şey demeyelim, yanlışı görmeyelim varsa el birliği ile örtelim’ denirken, verilen onca sözün hiçbiri yerine getirilmezken, bu çağda Roman vatandaşlarımız hala çağ dışı koşullarda yaşarken ve onlar sadece seçimden seçime oy deposu olarak görülürken, Saray’daki sorunlar alıp başını giderken, Saray’ın iki katı büyüklüğündeki Kapaklı’nın çöpü buraya getirilirken, ilçenin hemen yanına 3-4 katı bina yüksekliğinde toprakla örtülerek bırakılan çöp yığını öylece dururken, yetmezmiş gibi hemen hastanenin yanı başına yeni çöplük kurulurken, iki yıl önce ‘günde bir kilometre yol yapacağız 3-4 ay sonra Saray’ın yol sorunu kalmayacak’ denirken aradan geçen iki yıla rağmen Saray’ın hala yol sorunu konuşulurken, aynı cadde 5-6 ayda iki kez asfaltlanıp vatandaşın alın teri olan vergiler gözetilmezken, koca beş yılda bir mezbaha yapılmazken, ilçe merkezinde duran otogarı başka yere taşımak yerine bu otogarı üç yıllığına özelleştirilirken, onca borç ve soruna rağmen lüks masraflardan kaçınılmayıp, ‘İşte Saray’ adı ile maliyetli bir kitap bastırılırken, 100 yıllık belediye batma noktasına gelirken, yine içinizden biri çıkıp ta ‘termal su hakkında yaptığın sözleşmeyi açıkla’ talebi olup her talep gibi bu da cevaplanmazken, gençleri uyuşturucudan korumak için metruk binaların yıkılması gerekirken ve hiç dokunulmazken, hayvan sevgisi adı altında her yıl onlarca kedi ve köpeğin araç çarpması veya başka nedenlerle feci şekilde can vermesine herkes tanık olurken siz neredeydiniz? Yoksa Saray’a uzaydan seçim öncesi mi geldiniz? Saray’da her şey mükemmelde Atatürk’e ve onun gösterdiği değerlere sahip çıkmanın tek yolu marş söylemek olmuşsa vay halimize!

Saray’da 1989 Yerel seçimleri ila başlayan SHP ve ardından CHP İktidarının Saray’ı getirdiği durum ortada anlatmaya gerek yok, yaşıyoruz görüyoruz. Şimdiye kadar olan seçim dönemlerinde yine CHP ‘bu işi X kişisi yapamadı ama Y kişisi sorunları çözecek’ dedi halen demeye devam ediyor. Bu sistemde isimler değişiyor fakat yerleşen zihniyet ve Saray değişmiyor aksine kötüleşiyor. Saray seçmeni CHP’den vazgeçmek istemiyor ama hizmette görmek istiyor. Peki bunun karşılığında ne görüyor ‘Bu da tutmadı ama olsun sorunları yine CHP çözer’ mantığından başka hiçbir şey yok. Yani Saray’da CHP iktidarı ile koca bir hiçten başka ne kazanıldı?

Yeni yönetim sistemi ile orta vadede seçimler iki parti üzerinden ve kişiler üzerinden sürdürülecek. Naçizane fikrim bu yerel seçimlerde yapılan ittifaklarda geleceğe yönelik bir çalışma. Particilikten ziyade kişiler; dün ne yapmış, bugün ne yapıyor ve yarın ne yapabilir kriterleri değerlendiriliyor. Üst yönetimler bu kriterlere ‘particilikten’ daha çok önem verirken seçmende nasıl karşılık bulacak 1 Nisan’da göreceğiz.

Saray Belediyesi’nin ekonomik olarak ne kadar kötü olduğu hakkında, ne kadar borcu olduğu hakkında kötü demekten başka bir şey yapamıyor çünkü şeffaflık adına bir şey yok. CHP olduğu sürece de bunun aynı şekilde devam edeceği geçmiş tecrübelerle sabit. Sadece bu yüzden dahi Saray’ın yönetim tecrübesi bulunan başkana ve halkın içinde olan sorunları bilen bir ekibe ihtiyacı olduğu malum. Militarist hareketler yapan, insanları kutuplaştıran başkana ve halkın ne sorunu olduğunu bilmeyen bir ekibe ihtiyacı yok. Saray’ı düşünen, daha iyi koşullarda hayatını ikamet etmeyi, en ufak sorunların daha gibi birikmemiş bir ilçede yaşamayı hak ettiğini düşünen halkın particilikten önce aday ve liste karşılaştırmaları yaparak karar vermesi Saray’ın hayrına olacak. Sandıktan çıkacak olan karara da herkesin saygı göstermesi ve Saray’ı gerçekten yaşanılabilir bir ilçe haline getirmek için ele birliği ile çalışmak ise her siyasinin birinci önceliği olmalı. Sen ben değil önce Saray diyen, seçildikten sonra da bunu diyebilecek olan yöneticilerin seçilmesi umuduyla.