OKUMAYA GEREK YOK Sahte Diplomalar 500 Lira!
Çöküntüye giden bir devlet, bir yönüyle değil, her yönüyle çöker. Yıllarca bir diploma için okumak yerine, 500 lirayı bastıran diploma alıyormuş. Hem de, hakikisinden hiç farkı yok. Ülkemize yazık oluyor.
Değerli okuyucularım; Bir nesne kıymete bindi mi, sahtesini yapmamaları mümkün değil. Diplomalar da öyle olmuş.Filvaki, daha önce de ”sahte diploma” yapıldığını nadiren de olsa duyardık, ama gerçeğine bu kadar benzerini hiç duymamıştık.
Kalpazan dedikleri sahte para basanlar kısa sürede yakayı ele verince, şimdi bir defa bakılıp rafa kaldırılan diplomaların sahtesini yapmaya başlamışlar. Bilgisayarla o kadar kolay yapıyorlarmış ki, gerçeğinden ayırmak neredeyse imkansız.
TV’lerde izlediğimiz, gazetelerde resmini gördüğümüz kadarıyla, o diplomaların hakikilerinden hiçbir farkı yok. Hem de öyle Ortaokul, Lise filan değil, Üniversite diploması üretip, 500 liraya satıyorlarmış.
Hukuk Fakültesi mezunu olmak mı, yoksa Tıp Fakültesi mi, hangisinden istersen bastır 500 lirayı, al diplomanı. Hele bir de, o diplomayı yutturup çalışacak bir iş bulursan, hayatın 500 lirayla garanti demektir.
Son haberlere göre 39 öğretmen sahte diplomalarıyla yakalanıp, okuldan atılmış. Belki de geç bile kalındı. O öğretmenler, çocuklara ne öğretti acaba? Muhtemelen, okumadan nasıl diploma sahibi olunur? Ya da, sahteciliğin nasıl yapıldığını? Filan.
Kullananların bir kısmı yakalansa da, o diplomaları yapanlar acaba nerede? Esas, onları yakalamak lazım.
Bir dostumla bunu konuşurken, sözü Cumhurbaşkanına getirdi ve “Onun diplomasının da sahte olduğu söyleniyor. Acaba, o da 500 liraya mı aldı?” diye sordu. Hadi, verin bakalım cevabını!
Telefonlara Mesajlar
Cep telefonlarımıza, birçok yerden değişik amaçlı mesajlar geliyor. Bazen öyle ki, insanı bıktırıyorlar. Bunların çoğu, dolandırma ve gönderenin reklamını yapma amaçlı.
Devletin, bunları önleyeceği söylense de, değişen hiçbir şey olmuyor.
Ne var ki, bazı mesajlar çok yerinde ve faydalı. Mesela, kimi hastaneler kaydınızın alındığını, sevk edileceğiniz bölümü, randevu gününü ve saatini, Adliyeler duruşma gün ve saatlerini, kimi kurumlar yaptığınız başvuru ya da bilmeniz gerekenlerle ilgili her türlü bilgiyi telefon mesajı ile bildiriyorlar.
Bunlar çok faydalı oluyor. Lakin, gereksiz, reklam ve bilhassa dolandırma amaçlı olanlara karşı devletin mutlaka bir tedbir alması gerekiyor.
Süleyman Erdegül, Hiç Yorulmuyor!
Müzik eşliğinde dünyaya geldiği anlaşılan hemşerimiz Süleyman Erdegül, ilerleyen yaşına rağmen Müzikten kopamıyor.
Her geçen zaman içinde artırdığı tecrübesiyle, öğrenci yetiştirmeye devam ediyor. Keman ve Gitar onun en iyi öğrettiği sazlardan.
Onları çalmasını öğretirken, Nota ve Usul bilgisini de öğrencilerine en iyi şekilde öğretiyor, belletiyor. Hocanın, kimi derslerine izleyici olarak katıldım ve çok beğendim. Ortaokul ve Liselerde Müzik Öğretmenliği yapabilecek bilgi ve tecrübeye sahip olduğunu gördüm.
Erdegül, her yıl ayrıca, bir Özel Televizyon kanalına öğrencileriyle birlikte çıkarak, konserler veriyor. Büyük beğeni topluyor.
Halkımızın müziğe ve bilhassa bir sazı çalmaya meraklı olan çocuklarını, Süleyman Hoca’nın bu engin yeteneğine ve tecrübesine teslim etmesi, hem ana-babaları, hem de o çocuklar için çok yararlı olur.
Değerli hemşerilerim, Çocuklarınızın var olan yeteneklerini, onları ihmal edip sakın köreltmeyin.
Okullar, Bağlama Pazarı!
Konumuz Müzikten açılmışken, Ankara’dan yeni bir haber geldi. Öğrenci Andı’nın yasaklanmasını isteyen Milli Eğitim Bakanlığı (yeni Milli Eğitim Bakanı), okullara “Bağlama” adındaki müzik aletini gönderecekmiş. Bu maksatla ilk etapta 84 bin adet bağlama için, Türkücü Yavuz Bingöl’ün açtığı Müzik Merkezi ile anlaşma yapılmış.
Yavuz Bingöl adlı türkücü, kulaklara yabancı değil. İktidarın bir numaralı yandaş ve yalakası. Şimdi, bu yalakalığının yeni meyvelerini almak için, bu Bakanlıkla anlaşma yapmış. Pazarlayacağı 84 bin bağlama az değil, vurguna bakın.
Biz, böyle olmaz desek de, bunu yaparlar mı, yaparlar. “Fatih Projesi” adıyla yüzbinlerle ifade edilen “Tablet Bilgisayar”ların bedeli önce yandaşlara gidip, daha sonra da çöpe gitmedi mi?
Nasıl olsa, Devlet malı deniz… Gerisini siz getirin.
Saray’da Eczane Bolluğu!
Biri kapandığı halde, 9 Eczanesi bulunan Saray ilçesinde, şimdi 10’ncuusu açılmış. Yeni Eczaneyi, hemşerimiz merhum Remzi Köylüğlu’nun kızı açmış. Hayırlı olsun.
İlçede, Emir, Saray, Şifa, Sevinç, Deniz, Nil, Yeni Umut, Güray ve Ozan adlı 9 Eczane varken, Balım adlı Eczane, geçen hafta açılarak hizmete girmiş.
Güngörmez yolunda faaliyet gösteren Sağlık Ocağı (Aile Hekimliği) yakınında mevcut olan Eczane kapandığına göre, bu Eczanenin Aile Hekimliğine yakın bir yerde açılması, vatandaşlar için faydalı olmuş.
Yerel hizmetler artınca, Saray’ın nüfusu da giderek artıyor. Daha başka Eczaneler de açılırsa, şaşmayalım.
“Ayasofya Açılıyor!” Masalı
Değerli okuyucularım, İstanbul’un tarihi ile özdeşleşen ve bir zamanların Hristiyan Kilisesi olan Ayasofya, Cami olarak yeniden hizmete açılacakmış. Bunu, Cumhurbaşkanı yapacakmış. Duyun da, sakın inanmayın.
Bizans’ın muhteşem bir eseri olan Ayasofya, Fatihin İstanbul’u almasından sonra Cami yapılmış ve tam 482 sene Cami olarak kalmıştı.
1935 yılına gelindiğinde, sebebi muhtelif olmakla birlikte Atatürk’ün emriyle Müze yapılmış ve bu durumu halen devam etmektedir.
Oy avcılığı için, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılacağını söyleyen partiler ve iktidarlar çıktıysa da, bütün vaatleri palavradan öteye gitmedi.
Şimdi de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunu yapacağı ve Ayasofya’yı yeniden ibadete açacağı söyleniyor. Kilise olarak olur da, Cami olarak asla olmaz. Söylenenleri duyun da, inanmayın.
O yürek, İspanyollarda var. Endülüs Emevilerinin İspanyanın Cordoba (Kurtuba) şehrinde yaptığı o muhteşem Camiyi, İspanyollar 1236 senesinde Kiliseye (Katedrale) çevirdiklerinde, hiç kimsenin gıkı bile çıkmamıştı.
O cesaret şimdi, hiçbir Türk liderde olmadığı gibi, üstelik bağımsız bir ülke olan bizim topraklarımızda, Ayasofya’yı yeniden Cami yaptırmazlar.
Tayyip Erdoğan bunu yapabilirse, ölünceye dek oylarım ona ve onun partisinedir.