Bu milletin önemli sayılacak bir bölümü Meral Hanım’a bel bağlamıştı. Aşağıda açıklayacağım ve sizin de çok iyi bildiğiniz nedenlerle, o da “boş” çıktı. Halk diliyle, “fos” çıktı.

      Meral Akşener, bir dönem hükümette yer almış, İçişleri Bakanlığı yapmıştı.  Başarılı da olmuştu. Devleti tanıyordu. Daha sonra MHP’ye girip,  partisinin kontenjanından TBMM Başkanvekili oldu. Bu görevde de başarılı olmuştu.

    İşler iyi giderken, partisinin Başkanı (Devlet Bahçeli) ile anlaşamayınca, Vekillik için aday gösterilmedi. Yollar ayrılınca da, 4 arkadaşıyla birlikte partisinden ayrılıp, büyük zorluklarla İYİ Parti adında bu yeni partiyi kurdu.

     Devlet Bahçeli ve partisi MHP’nin AKP ile sarmaş dolaş olması kimi seçmenin tepkisini çekerken, Meral Hanım ve kurduğu yeni parti puan toplamaya ve Meral Hanım yeni bir umut olmaya başladı.

    Daha da önemlisi, seçime girmesi mümkün görülmeyince, CHP’nin verdiği Milletvekilleri ile gurup kurup, seçime de katılma imkanını elde etti. Ancak, onun umutsuz bir hevesi vardı. Cumhurbaşkanı olmak.

                       NEREDEN ÇIKTI BU CUMHURBAŞKANLIĞI

   İşler böyle iyi giderken, Meral Hanım aldığı gazla birden bire “Cumhurbaşkanı adayıyım” deyince, kendisine bağlanan umutlar tükenmeye başladı.

     Nitekim, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki mücadele Tayyip Beyle Muharrem İnce arasında geçince, Meral Hanım hem gerilerde kaldı, hem de kurduğu partide kendisine bağlanan umudu, büsbütün kaybetti.

    Nitekim seçim sonuçları açıklandığında, Muharrem İnce partisini 9 puan geçerken, Meral Hanımsa  partisinden 4 puan gerilerde kaldı.

    Kanaatim o ki, Meral Hanım Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı, % 20 civarında ve partisinin üstünde oy alabilecekti. Bunu yapmadı, yanlış yaptı.

     Meral Hanımın Cumhurbaşkanlığı hevesi, hem partisine, hem de kendi geleceğine zarar verdi. MHP ve Devlet Bahçeli’den kopanlar bile ona güvenmez iken, öteki vatandaşlar da Meral Akşener de “boş” çıktı dediler. Aslında, dilimizde buna ”kof” çıkmak denir. İşte, Meral Hanım bu duruma düştü.

                                    BUNMDAN SONRA NE OLUR?

    Bundan sonra onun istifa edip tekrar partiye dönmesi ise, “Bu işlerin bir çocuk oyuncağı olmadığını” bilmesi bakımından da çok önemlidir. İYİ Parti, artık sığınılacak bir liman, güven duyulan lidere sahip bir parti olamaz.

    Cumhurbaşkanı Sarayını sık sık eleştirip puan toplayan Meral Akşener’in, 30 Ağustos Resepsiyonu için eleştirdiği bu Saraya gitmesi ise, ona duyulan güvenin dibe vurmasıdır.

   Meral Hanım, bundan sonra ağzı ile kuş tutsa güvenilmez bir parti lideri konumundadır.

   Partisinde pek değerli arkadaşları vardır, ancak bu partinin de ömrünün çok kısa olacağı ve siyaset çöplüğünde yerinin açık olduğunu bilmesi gerekir. Bakalım onun yerine başka bir parti kurulur mu? Ya da, bundan sonra kurulacak olanlar ne karar güven verecekler? Onu zaman gösterecektir.