Kimisi bulunuyor, kimisi hala kayıp. Kayıplar, her gün artıyor. Ekonomik sıkıntılardan başka, Sosyal Medya denilen İnternet yazışmaları ve görüşmeleri, bu kadınları ve kızları baştan çıkarıyor. Aile ihmali ya da baskısı da, üstüne tuz-biber ekiyor.

     Değerli okurlarım; Bizim dilimizde “Kaçan kaçana” diye yaygın bir tabir var. Şimdi, durmadan kaçan ve çoğu kaybolan kadın ve kızlarımız için söylenen bir söz sanki bu söz.

    Gün geçmiyor ki, birden çok kadın evini terk edip kaçmasın ya da kaçırılmasın. Bu sevimsiz ve sakıncalı durum ve kaçmalar acaba neden oluyor? Bu yazımda biraz olsun onun üzerinde duracağız.

     Hemen ifade edelim ki, İnternet denilen ve haberleşmesi üstelik görüntülü olan bu araç gelmeden, böyle bir durum olmuyordu. Veya, çok nadir görülüyordu. Şimdi, hiç de öyle değil

                           SOSYAL MEEDYA YAZIŞMALARI MODA

      Sosyal medya denilen İnternet yazışmalarının başında İnstagram denilen haberleşme yöntemi öne çıkıyor. Evli ve 3-4 çocuk sahibi evli kadınlarla, kimi genç kızlar, bu haberleşmenin karşısına geçip, gün boyu tanımadıkları kişilerle haberleşiyor.

     Hiç tanımadıkları bu kişilerle kısa zamanda arkadaş olup, belirledikleri bir mekanda buluşuyorlar. Genç kız ailesinden habersiz, kadınlar da 3-4 çocuğunu ve eşini unutup ve bırakıp, tanıştıkları bu kişilere kaçıyor ve çarpık ilişkiler ve hayatlar başlıyor.

      Kaybolan genç kız ve kadınların bir çoğunun cesetleri bulunuyor.

      Kimi TV’lerin bu durumları ortaya çıkarıp, canlı yayınlarla teşhir etmeleri bunları hiç utandırmıyor. Bu durum, ülkemizin her durumda çivisinin çıktığını ortaya koyuyor.

       O kadınlar ki, kocaları bir yana çocuklarından bile utanmıyorlar. TV ekranlarındaki kavgalar ve rezillikler, toplumun çöktüğünü ve koktuğunu açıkça gösteriyor.

      Anaların ve babalarının feryadı, yürekleri parçalıyor. Bu durum, devleti yönetenler tarafından da açıkça görüldüğü halde, hiçbir tedbir alınmıyor. Cezai bir hüküm de yok. Olan, büyüme ve eğitim çağındaki çocuklara oluyor.

     Burada, ana-babaların ihmaline de dikkat çekmek istiyorum. Eskilerin tabiriyle “Kızı dövmeyen, dizini dövüyor.” Ama, hiçbir aile çocukları üzerinde tedbir alıp, bu durumlardan onları korumuyor ya koruyamıyor.

    Bu rezillikleri gördükçe, Türk aile yapısının giderek çöktüğünü anlıyoruz. İyi ki bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız var. Kiraladıkları gökdelenlerde oturup caka satan ve devletin bol imkanları içinde yaşayan bu Bakanlığın mensuplarının, başta Bakanları olmak üzere ne iş yaptığını pek merak ediyorum. Siz de, hiç merak ediyor musunuz?