Geleceğine, artık kesin gözüyle bakılıyor. İktidara her istediğini yaptıran Devlet Bahçeli, Alaaddin Çakıcı ile birlikte, binlerce mahkumu affettirecek. Af’fın, hem kötü hem de iyi tarafları var.

     Değerli okuyucularım, Geçmişte de sayısız aflar çıktı. Kimilerinin faydalı yanları olduğu gibi, kimileri çok zararlı oldu.

       Af, bir suçu işleyip ceza alanın, bu cezasını ortadan kaldırmak, suçlu hapiste ise onu salıvermektir.

      Hapse düşen kim olursa olsun, içeri girdiği gün aklına ilk gelen “Bir af çıkar mı acaba?” olur.

                                             AF’FIN,  İYİ TARAFLARI

           Türk hukuk, daha doğrusu yargı sisteminin çok iyi çalışmadığı, adil yargılamalar yapılmadığı, kimi insanların suçsuz yere cezalandırıldıkları ve hapse kondukları düşünülürse, bu kişilerin haksızlıktan kurtulması için affedilmeleri yani bir af çıkarılması çok uygun olur.

    Özellikle son zamanlarda “Fetöcü” olmak suçlamasıyla çok kişinin haksız yere hapse girdiği düşünülürse, bu kişilerin çıkarılacak bir afla haksızlıktan kurtarılmaları gerekir. Başka haksız sebeplerle hapis yatanlar da dikkate alındığında, kısa sürede bir af çıkarılması gerekli ve uygun olur.

    Ceza vermek  nasıl ki bir “Islah” yolu ise, suçlunun ya da haksız yere suçlananın affedilmesi de bir ıslah yoludur. Çünkü, affedilen bir daha aynı duruma düşmemek ve ceza almamak için daha dikkatli olacak ve cezadan kastedilen amaç elde edilmiş olacaktır. O sebeple affı, bir ceza kadar etkili bir yol olarak görmek ve ona da itibar etmek gerekir.

     Affın başka iyi bir  tarafı, yatacak yeri kalmayan ve tıklım tıklım hale gelen Cezaevlerine bir ferahlık ve rahatlama getirmesidir. Bir yatakta birden fazla kişinin yattığı ve mahkumların çok zor fiziki şartlar altında kaldıkları söylendiğine göre, çıkarılacak bu af ciddi  bir rahatlama ve ferahlama getirecektir. O sebeple, affın faydalı yanı vardır.

   Af, çekilen hasreti ortadan kaldırdığı gibi, aile dayanışma ve bütünlüğüne de faydalıdır. Demek oluyor ki, affın bir çok toplumsal faydalı ve olumlu yanı vardır.

                                             AF’FIN, KÖTÜ TARAFLARI

           Af, suçluyu ödüllendirmektir. Suçluya verilen cezayı karşılıksız bırakmaktır. Suç, kime karşı işlenmişse, ona karşı yapılan bir haksızlık, bir saygısızlıktır. Suçluya, yeni bir teşvik ortamı hazırlamaktır. Suçun, yapanın yanına kar kalmasıdır. Mağdurlara yeni bir gözdağı vermektir. Suçluların, yeniden suç işlemelerini adeta teşvik etmektir.

      Öyle ki, geçmişte affa uğrayan kimi suçluların aynı suçları işledikleri ve tekrar Cezaevlerine girdikleri görülmüştü. Affın, bu kişileri ıslah etmediği anlaşılmıştı..

      Kimi hukukçular, devletin af çıkarma yetkisinin olmadığını, esas mağdurun suçluyu affedebileceğini öne sürdükleri görülmüştür.  Kanımca, doğru olan da budur.

    Buna dair ilginç bir örnek de vardır.  Irzına geçilen birinin, suçlunun affedildiğini duyunca, “Bu kişi devletin mi, yoksa benim mi ırzıma geçti. Devlet bunu bana sormadan neden affediyor?” dediği söylenir.

    Affın sakıncalarını gösteren başka nedenler de vardır.

                                   “DEVLET BAHÇELİ AFFI” GELİYOR

    İktidara her dediğini yaptıran Devlet Bahçeli, özellikle “ülküdaşım” dediği Alaaddin Çakıcı’yı affettirmek ve Cezaevinden çıkarmak için iktidardan, daha doğrusu Cumhurbaşkanı’ndan af çıkarılmasını istiyor.

     Bunda ısrarlı olduğuna göre, Kurban Bayramı’ndan sonra bir Genel Af çıkacağa benziyor.

          BBP lideri Mustafa Destici teklifini Meclise verdi bile.  Onun derdi, İdam cezası geri gelsin ve idamlar başlasın. Haklı, kamu vicdanı da zaten idamdan yana.  İki yandaş lider  ister de, istekleri olmaz mı hiç? Cumhurbaşkanı da idamı sık sık ağzına alıyor.

       Öte yandan,  mahkumlar  ve tutuklular şimdi yeni bir affı, büyük bir merak, istek ve umutla bekliyorlar

       Vatandaşlarımızın, affın iyi ve kötü taraflarını düşünüp, ona göre yorum yapmaları ve bunun ülkemiz ve halkımız için hayır getirmesini dilemeleri gerekir. Bence de, şimdiden hayırlı olsun.