Atatürk’ün Vasiyetini Bozarlar mı?
Bozarlar. Atatürk’ün ve Cumhuriyet Türkiye’sinin maddi kazanımlarını bir bir satanlar ve Cumhuriyet’in yıkılmasını hedef alanlar, Atatürk’ün vasiyetini de bozarlar. Vasiyet nedir? Önce, onu anlatmaya çalışayım.
Değerli okuyucularım; Bu yazının kaleme alındığı sırada, İş Bankası’nın kurulmasını sağlayan Atatürk’ün, bu Bankada bulunan % 28 nispetindeki hissesini, ölümünden sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin sahiplenmesi için değil, sadece takip etmesi için yaptığı vasiyet tartışılıyordu.
Tartışılan hususun özü ise, Atatürk’ün bu hisseyi Türk Dil ve Tarih Kurumu’nun kullanması için Cumhuriyet Halk Partisini memur etmesinden ibaretti. Vasiyette, bu partiye verilen bir hisse ya da tek kuruş bile yoktu.
ÖNCE, VASİYET NEDİR?
Vasiyet, dünyada aklı yerinde herkesin, ölümünden sonra varsa malının ya da hakkının, kimler tarafından nasıl kullanılacağını ya da temlik edileceğini (sahiplenmeyi) gösteren sözlü ya da yazılı olarak yapılmış bir istektir.
Detaya girmeden hemen belirteyim. Vasiyet, yerine getirilmesi şart olan evrensel hukuki bir mecburiyettir. Örflere, adetlere ve hukuka aykırı olmamak şartı ile vasiyet, ölenin (vasiyetçi’nin) isteği yönünde tereddütsüz uygulanır. Bütün medeni alemde, bu böyledir.
Vasiyet genelde, İslam Hukuku’na ve Medeni Hukuk’a göre olmak üzere iki çeşittir.
İslam Hukuku’na göre, vasiyetin 15 çeşidi vardır. Yani vasiyet, 15 ayrı alana yayılmıştır. Şimdi, konumuz o değildir. Yazımızın konusu, Medeni Hukuka yani yürürlükte olan Medeni Kanuna göre yapılan vasiyettir.
743 numaralı Türk Medeni Kanunu (eski söylemle Türk Kanunu Medenisi) 17 Şubat 1926 tarihinde kabul ve 339 numaralı Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe giriyor.
829 maddeden oluşan Kanundaki vasiyet konusu, 478-498 maddeleri arasında anlatılıyor. 478’nci maddeye göre vasiyet, Resmi Senet, El yazısı ya da Şifahen/sözlü olarak yapılabiliyor. Atatürk’ün vasiyeti, onun el yazısıyladır.
743 numaralı Türk Medeni Kanunu, 4721 numara ile 2001 yılında değişikliğe uğramışsa da, Atatürk’ün vasiyetine dair hükme dokunmuyor, dokunamıyor.
Sözün kısası Atatürk’ün, dönemin yürürlükteki kanuna uygun biçimde kendi el yazısı ile yaptığı vasiyet saklıdır, sağlamdır, hukukidir, her zaman geçerlidir, değiştirilemez ve yok sayılamaz.
CUMHURBAŞKANI NE DİYOR?
Muhtemelen İktidar aleyhinde yoğunlaşan gündemin dağıtılması için konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, CHP’ye olan siyasi husumeti sebebiyle ve MHP’nin de desteğiyle yeni bir kanun çıkararak, Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerini hazineye devredeceklerini ve böylece Atatürk’ün vasiyetini, zımnen de olsa ortadan kaldıracaklarını söylüyor. Hatta, yeni bir kanuna bile gerek olmadığını ifade ediyor.
Bunu tekrarladığına göre, bunda ısrarcılar. Bunu yaparlar mı, yaparlar! Unutmayın, bir zamanlar Atatürk’ün yattığı Anıtkabrinin yıkılıp, kullanılan alanın iskana açılabileceğini bile söylemişlerdi. (Dönemin Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek)
CHP, üstlendiği bir görevi yerine getirirken, bundan hiçbir çıkar sağlamadığına ve kendisine hiçbir pay almadığına göre, bu vasiyeti bozmak ve bunda ısrar etmek, tamamen siyasidir ve kasıtlıdır. İşte, bunu başka türlü anlamak ve anlatmak mümkün değildir.
İktidar Partisi’nin MHP ile işbirliğine girip, bu işi yapacağı anlaşılıyor. CHP’nin ise, bütün itirazına karşın yapabileceği tek şey, Anayasa Mahkemesi’ne gitmek.
Anayasa Mahkemesi, bu amaçla çıkarılacak olan kanunu iptal eder mi? Böylece, bu ülkenin kurtarıcısı ve Cumhuriyetin kurucusu Büyük Atatürk’ün vasiyetine sahip çıkar mı? Güldürmeyin beni!
Anayasa Mahkemesi, bu vasiyete bu ortamda sahip çıkacak olsa, Danıştay Türk olmakla övündüğümüz ve 85 yıldan beri okullarda okuttuğumuz “Andımız”ı iptal eden kararı hiç onaylar mıydı?