Adamı, bir sol örgüte üyelikten 1982 yılında tutuklamışlar.  Davası tam 32 yıl sürmüş. Bu arada, 3 yıl 3 ay hapis yatırdıktan sonra, “Pardon, senin suçun yokmuş.” diyerek salmışlar. Bakın, sonra neler olmuş?

   “İşte Türk adaleti” dedirten yeni bir olay size. Adam, İstanbul/Gültepe’de bakkallık yapıyor.1982 yılında bir sol örgüte bulaştığı savıyla tutuklanmış. 3 yıl 3 ay hapis yattıktan sonra tahliye edilmiş. Ancak, dava bitmemiş.

    Aradan 32 yıl geçmiş. Bu kadar süren davanın sonunda adama, “Pardon, sen suçsuzmuşsun” diyerek, “Beraat”ıne karar vermiş mahkeme.

    3 yıldan fazla Cezaevinde kalan bu kişi de, bu haksız tutuklama için  50 bin TL maddi ve 500 bin TL de manevi tazminat talebinde bulunarak, karşı dava açmış.

                            MAHKEME, HAKLI BULMUŞ AMA NASIL?

     Davaya bakan mahkeme, bu kişiye “haklısın” diyerek, hapiste kaldığı 3 yıl 3 ay için 626 lira 82 kuruş maddi, 500 lira TL de manevi tazminat verilmesine karar vermiş.  Yani, günde 95 kuruş. Breh, Breh, Breh!

    Adam haykırıyor. “Bu paraya karşılık her kim bir ceza evinde 3 yıl 3 ay yatar?”  diye. Ve devam ediyor. “Ayrıca, bu süre içinde cezaevinde  çok ağır fiziki ve psikolojik işkence gördüm. Adalet bu mudur?”

     Ben de size soruyorum. Adalet bu mudur?

     Daha önceki bir yazımda, Adliye Saraylarının önünden geçmekten, mahkeme salonlarına tanık olarak girmekten bile insanlar korkar oldu. Ben de!

             Temel Karamollaoğlu Rüzgarı

    Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin şimdiki Genel Başkanı. Ortadan biraz uzun boylu, beyaz kısa sakallı, sempatik mi sempatik bir siyasetçi.

   Merhum Necmettin Erbakan’ın bıraktığı yerden bu partiyi alıp, ileriye götürmek istiyor. Çalışıyor, hem kendi partilerini ve çalışmalarını anlatırken, hem de bir ölçü içinde iktidarı eleştiriyor.

    Temel Karamollaoğlu, eleştirmesini bırakın, aynı felsefenin içinden geldiği bu iktidarı aslında yerden yere vuruyor. Söylediklerinin hepsine katılıyorum.

    Ne var ki, Necmettin Erbakan’ın Başbakan olduğu dönemde de icraatları, dünya görüşleri ve siyasi tavırları, bu günkü iktidardan pek farklı değildi.

     Bir dönem Sivas Belediye Başkanlığı da yapan Temel Karamollaoğlu, o dönemde Sivas Madımak Oteli’nde diri diri yakılan 33 kişinin nasıl can verdiğini, bu olaydan kendisinin ne kadar sorumlu olduğunu hiç düşündü mü acaba?

   Estirdiği yeni bir rüzgarla ve sempatiyle partisine oy toplamaya devam eden Karamollaoğlu, tekrar iktidara geldiklerinde acaba neyi değiştirecekler?

    Muhalif partilerle seçim ittifakı yapmaları, partisinin ve milletin hayrınadır. Halkın bir kesimi, kendisine ve partisine sempatiyle bakıyor.