NEDİR BU ?
Böyle bir cümlede, aklımıza neler gelebilir, hayatın içinde olmuş, olacak bütün kavramları bu cümlenin içine yerleştirebilirsiniz.
Aklınıza ne geliyorsa. Dini, siyasi, kültürel, yöresel ve
bölgesel her şeyi, içinde yetişmiş olduğunuz toplumun töresel olgularını ne kadar
yaşayabiliyorsunuz veya ne kadar uygulayabiliyorsunuz, bu olguyu karsınızdakiyle
paylaşabiliyor, onun töresel olgularıyla pekiştirebiliyor musunuz?
Yoksa size de, karşınızdakine de taşınamayacak kadar ağır
bir yük gibi mi geliyor? Bu şekilde derinlere indikçe, aklımıza kuşak
çatışmasından tutunda kültürel uyuşmazlığa, dini yozlaşmaya kadar her şey
gelebilir.
Hayatın her alanında ikilemler yaşarız, aslında bütün
bunların temelinde de insanoğlunun, belki de maymun iştahlı oluşunun etkisi
vardır, yaşadığımız süre içerisinde, hayatın karşımıza koyduğu zorlukları, güzellikleri,
bir karışık meyve tabağı gibi düşünmeliyiz, her birinin kendine özgü bir tadı
vardır.
En olmaz, en çıkmaz durumlarda bile bu şekilde düşünerek
hareket etmek, önümüzdeki engelleri daha rahat aşmamıza yardımcı olduğu gibi, en
güzel olayların daha da büyüyerek artmasına neden olacaktır.
Hayat
acıdır deyip, ona küsmek sadece insanın kendine verdiği zararla sınırlı kalmaz,
onu sevenleri de büyük ölçüde etkileyecek ve büyüyerek toplumun zararına toplumsal
bir hale dönüşecektir. Toplumsal özümüz aslında geniş bir mozaiğe sahiptir, hepsinin
bir araya gelmesi, müthiş bir renk cümbüşü, bir ahenk ve akıl almaz güzellikte
bir resim gibi gözümüzün önünde duracaktır.
Demem o ki her ne kadar içerde ve dışarı da ayrılıkçı mihraklar olsa da, biz
bir bütünüz ve hep öyle kalmalıyız, bizler dedeleri yan yana değilse bile
farklı cephelerde bu vatan uğruna şehit düşmüş kahramanların torunları
evlatlarıyız, asla korkmamalıyız,
ÇÜNKÜ: MUHTAÇ OLDUGUMUZ KUDRET, DAMARLARIMIZDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.