AYNA VE ADAM
Aynayı karşısına alıp konuşmaya başladı adam:
-İyi adamım ben
-Emin misin?
-Ne oldu, bilmediğim bir şeyi mi biliyorsun?
-Yok canım. Hemen birden karar verdin de.
-Elbette birden karar vereceğim. Çünkü iyi adamım.
-İyi adam ne demek sence?
-Ne, ne demek? Benim gibi adam demek.
-Yanında çalıştırdığın işçileri sigortalı yaptın mı örneğin?
-Salt ben miyim sigortasız işçi çalıştıran?
-Değilsin, doğru. Ya çalışanların maaşını geciktirmen?
-Niye bana yükleniyorsun? Anlamıyorum.
-Peki oradan vazgeçtik. Yaptığın dedikodular?
-Herkes dedi kodu yapıyor ne olmuş yani?
-İyi halt yiyorsunuz herkes olarak. Ama arkasından konuşup, yüzüne gülmek riyakarlığına ne demeli?
-Bu bizim yaşama biçimimiz, anlamıyorsun.
-Yani her devrin iti gibi mi demek istiyorsun?
-Hop hop, kendine gel biraz. Yüz verdik astarını da isteme.
-Peki üçe alıp otuz üçe satmana ne diyelim?
-Kardeşim ticaret bu, işine gelirse.
-İyi de organik diye millete attığın kazık ne?
-Millette uyumasın, hakkını arasın.
-Millet ne yapsın? Rüşvet veren sen değil misin?
-Veriyorsam, alan var demek ki.
-Alan da veren de aynı değil mi?
-Sen var ya sen, uzayda yaşıyorsun uzayda.
-Demek doğruyu söyleyince uzayda yaşıyoruz, ya da aptal değil mi?
-Öyle değil mi? Bak benim anlımda enayi yazıyor mu?
-Doğru olunca enayi mi oluyor insan? Kim bilir benim bilmediğim daha nelerin var senin?
-Varsa var sana ne be? Başıma doğrucu Davut kesildin. Yeter be yeter.
Adam o sinirle aynaya bir yumruk attı. Parça parça olan aynada onlarca gözü, kulağı, burnu belirdi. Bu görüntü daha bir çıldırttı bizim doğru, bizim iyi adamı. Uzun süre ses çıkmayınca bizim adamdan, komşular polise bildirdiler, ‘çoktandır sesi sedası çıkmıyor’ diye. Polisler kapıyı çilingire açtırarak içeri girdiklerinde, adamın tavana asılı cansız bedenini buldular. Ayaklarının dibinde bir yazılı kağıt:
-Ölümümden kimse sorumlu değildir. Çünkü ben insan değilim.Saray, 28 Aralık 2011