Benim şeytanım, bana; (Bunları artık sen gör) diyor.

Bu halkı samimi olmayanlar,  çeşitli şekilde aldatmaktadır. Allah ile din ile Atatürk ile… İşte yukarıda ki fotoğrafta görüldüğü gibi Saray Belediye Başkanı (daha doğrusu başkan taslağı) durmadan bu milleti Atatürk ile aldatmaktadır. Atatürk’ün bir sözünü nerede görse, hoşuna giden bir resmini nerede bulsa, hemen panolara, bilboardlara asarak kendi reklamını yapmaktadır. Bu millet artık bunları yemiyor, yutmuyor ve bundan sonra gerisi geriye ona bunları yutturacağız.

Hey gafil… Kendine gel, haddini bil. Bu halka bu kötülükleri yapma. Sen Atatürkçü müsün? Senin Atatürkçülüğü’ne şeytan bile şaşar. Bu kadar sahtekarlık olmaz. Dinimizde gerçekten 30 – 33 tane peygamberimizin hadisi şerifi vardır. En gerçeği 17 tane olduğudur. Ama ne yazık ki muaviye Müslümanları, bunları milyonlara çıkardılar. O zamanlar senin gibi ağzı laf yapanlara para ile milyonlarca hadisi şerif uydurtular.

Sen “Atam yediğimiz ekmekte içtiğimiz suda hakkın büyük. Unutmadık Unutmayacağız Unutturmayacağız” diyorsun. Oysa Atatürk benim suyumu içiyorsunuz benim ekmeğimi yiyorsunuz demiyor. Allah aşkına sen niye bunları söyleyip de neden bunları Atatürk’e mal ediyorsun. Senin Atatürk’ün bu mu?

Bak, Başkan taslağı… Senin Atatürk’ün buysa, benim Atatürk’üm bu değil. Benim Atatürk’üm bir Türk vatandaşı ve Türk Öğretmeni olarak, bana hatta tüm Türk ulusuna “Yalnız bir şeye ihtiyacımız var. O da çok çalışmaktır” diyor. İşte Atatürk’ü öyle anlamak gerek… Senin Atatürk’ün sana kutlu olsun. Benim Atatürk’üm bana yeter.

Be hey gafil… Sen Başkan olduğunu mu sanıyorsun. Git şuradan, sen başkan olmadın. Yalnız başkancılık oynuyorsun. Hani laf aramızda yabancıda değilsin, eşin olmasa o belediyeye girip ayakta duramayacaktın. 3 ay mı desem, 6 ay mı desem, yoksa bir sene mi desem, yoksa hala mı seni belediyeye eşin götürdü ve götürüyor.

Sen eğitimini aldığın öğretmenliği yapamadın. (yapmadın) Ama maaşlarını 13 yıl tıkır tıkır aldın. Çıtır çıtır yedin. Oysa devlet sana gel senden öğretmen yapayım demedi. Sen gittin beni öğretmen yap dedin. Öğretmenliğini “ben inanmadığım devlete hizmet etmem” dedin. (Bunlar devletin kayıtlarında saklı) yapmadın.

Yapma Allah aşkına, daha fazlası bu millete hakaret. Senin nasıl bir insan  olduğunu herkes çok iyi biliyor.

Sen yalnız rol yapıyorsun. (oynuyorsun) Bu çok iyi görülüyor, biz seyirciyiz. Gözümüzden kaçmaz.

Reklamların ilçe sınırlarının en uç noktalarında, bilboardlarda, gördüğün herhangi bir yerde, panoda ve duvarlarda sürekli halkı rahatsız ediyor. Bu bir göz kirliliği, göz rahatsızlığı yaratıyor. Yeter artık. Ne kadar da iyi biliyorsun, reklamsız senden hiç bir şey olmayacağını çok iyi biliyorsun. İlçe sınırlarının en uç noktalarında devasa panolarla, alanlarda keza … Hep reklam.

Hele bir tanesi başkanlığının ( taslaklığının) ilk günlerinden beri yerinde durmaktadır. Oysa bunların dakikası dakikasına vergilendirilmeleri söz konusu. İnanmıyorsan Yargıtay içtihatları ile AK Parti Tekirdağ Eski Belediye Başkanı Ahmet Aygün bunları saniyesi saniyesine ödedi, araştırabliirsin.

Ben senin yaptıklarından çok güzel bir belgesel hazırlıyorum. Tamamının çekimlerini yaptırdım. Saniyelerine kadar sürelerini tespit ettirdim. Başkanlığından sonra köşene çekilir, zevkle izlersin. Şimdilik bu kadar, ileride tek tek ayrıntısına gireceğiz. Konuyu daha yakında ele alacağız ve tartışacağız.

Hoşça kal Gafil

Bundan sonra sana tavsiyem kişisel reklamlarını yalnız babanın samanlık duvarına as! O da Göçerler Mahallesi halkı kabul ederse.