19 Eylül Gaziler Günü Kutlandı
Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Saray' da da Gaziler Günü, törenlerle kutlandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün de bir gazi olduğu hafızalarda bir kez daha yenilenirken; “Millet olarak onun izinden yürümeye devam ediyoruz" mesajı verildi.
Sakarya Meydan Muhaberesi'nin ardından 19 Eylül 1921'de T.B.M.M tarafından Mustafa Kemal Atatürk'e verilen gazilik ünvanının 88. Yıldönümü'nde Gaziler Haftası kutlandı. Saray Atatürk Meydanı'nda yapılan törende başta Atatürk olmak üzere gaziler rahmet ve minnetle bir kez daha anıldı.
19 Eylül Gaziler Günü Kutlama Töreni cumartesi günü sabah saat 09.30'da Atatürk meydanında protokolün yerini almasıyla başladı.
Atatürk Anıtı'na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Gazi Abdurrahim Yorulmaz, "Bugün burada Cumhuriyetimizin en büyük Gazisi 40 yaşında devlet kurmuş dahi kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüze bir fani için rütbe ve makamların en büyüğü olan "Gazilik" ünvanının verilişinin 88'inci yıldönümünü ve bugünün "Gaziler Günü" olarak kabul edilişini kutlamanın bahtiyarlığı içindeyiz.
Bu vesile ile başta Türklüğü ve Anadoluyu zor günlerden ve düşman işgalinden kurtaran Ulu Önder Atatürk'ü ve ahirete intikal etmiş gazilerimizi ve şehitlerimizi rahmetle, diğer gazilerimizi saygı , minnet ve şükranla anıyoruz.
Gazilik Türk vatanseverliğinin, Türk kahramanlığının, Türk fedakarlığının yaşayan destanıdır. Gazi ise, bu destanı yazan kahramanın adıdır.
Gazi; Cumhuriyetimizin en büyük gazisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşayan canlı temsilcisidir. Asildir. Vakarlıdır. Yüksek şeref, ahlak ve fazilet sahibidir. Canını ve gençliğini, devleti için feda etmek üzere muharebe meydanına karşılıksız süren Gazi daima devletinin yanında olan kimsedir.
Bilindiği üzere İstiklal Harbimiz, birinci dünya harbinden yaklaşık 6 ay sonra Türk düşmanı devletlerin de desteği ve kışkırtması ile taşeron Yunan Ordusunu İzmir'e ayak basması ile başlamış, önceleri Yunan istilası ve zulmüne karşı bölge halkının kurduğu cemiyetlerle başlayan Türk mukavemeti ve direnişi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde oluşturulan Türk ordusunun, bütün anadoluya yayılış düşmanı yurdumuzdan atarak, istilacıyı İzmir'den denize dökmesi ile sonuçlanmıştır.
Bu yokluklar içinde yapılan mücadele tam üç buçuk yıl sürmüş ve sonunda son nefesini veren Osmanlı Devletinden yepyeni genç ve dinamik, Laik Türkiye Cumhuriyeti doğmuştur.
İstiklal harbimizin önemli bir dönem noktası olan Sakarya Meydan Muharebesi; 23 Ağustos 1921 Tarihinde başlamış ve 22 gün sürerek 13 Eylül 1921 tarihinde bitmiştir. Bu muharebe; Başkomutan Mustafa Kemal idaresindeki Mehmetçiğin şanlı direnişi karşısında Yunan Ordusu ve onu destekleyen Türk düşmanı devletlerin taarruz azminin kırılmasına neden olmuştur.
Hatta bundan da öte, Türk'ün tam 300 yıldır Avrupa içlerinden Sakarya'ya kadar gerileyip çekilme süresi içinde, önemli bir zafer ve bu zaferle kazanılan moralle düşmanı yurttan kovarak yepyeni bir devletin yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasında çok önemli bir dönüm noktasıdır.
Burada şımarık ve küstah Yunanlının dünyanın desteğine rağmen hiçbir zaman geçmediği megola ideasınında söndürüldüğü zamandır.
Bu zaferden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi; kendisine ölümü pahasına vatan ve Türklük uğruna adayan Mustafa Kemal Paşa'sına Gazi" ünvanı ile "Mareşal"lik rütbesinin verilmesine 19 Eylül 1921 günü oy birliği ile karar verilmiştir.
Tarih Milletlerin hafızasıdır. Bir daha böyle kara günler yaşamamak için Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin ne fedakarlıklarla adeta yoktan var edilip kurulduğunu bilmek, unutmamak ve bunu yeni nesillere intikal ettirmek zorundayız.
"Bana dost olan milletlerin dostuyum. Bana düşman olan milletlerin bu düşmanlıkları kalplerinden silininceye kadar amansız düşmanıyım"
"Yetişecek çocuklarımıza tahsillerinin hududu ne olursa olsun, en evvel her şeyden evvel Türk Milli benliğine, Türk geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele lüzumu öğretilmektedir."
Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün yokluğunu her zamankinden daha çok hissediyoruz. Biz onun hayatındaki canlı temsilcileri olan Gaziler onun yokluğu ile kendimizi öksüz, hissediyoruz. Ancak bize tertemiz olarak bıraktığı eserleri ve onun bizlere armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde hür yaşamakla teselli buluyoruz" dedi.
Konuşmanın ardından Kaymakamlık tarafından askeri gazinoda, Şehit ve Gazi Ailelerine iftar yemeği verildi.
Sakarya Meydan Muhaberesi'nin ardından 19 Eylül 1921'de T.B.M.M tarafından Mustafa Kemal Atatürk'e verilen gazilik ünvanının 88. Yıldönümü'nde Gaziler Haftası kutlandı. Saray Atatürk Meydanı'nda yapılan törende başta Atatürk olmak üzere gaziler rahmet ve minnetle bir kez daha anıldı.
19 Eylül Gaziler Günü Kutlama Töreni cumartesi günü sabah saat 09.30'da Atatürk meydanında protokolün yerini almasıyla başladı.
Atatürk Anıtı'na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Gazi Abdurrahim Yorulmaz, "Bugün burada Cumhuriyetimizin en büyük Gazisi 40 yaşında devlet kurmuş dahi kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüze bir fani için rütbe ve makamların en büyüğü olan "Gazilik" ünvanının verilişinin 88'inci yıldönümünü ve bugünün "Gaziler Günü" olarak kabul edilişini kutlamanın bahtiyarlığı içindeyiz.
Bu vesile ile başta Türklüğü ve Anadoluyu zor günlerden ve düşman işgalinden kurtaran Ulu Önder Atatürk'ü ve ahirete intikal etmiş gazilerimizi ve şehitlerimizi rahmetle, diğer gazilerimizi saygı , minnet ve şükranla anıyoruz.
Gazilik Türk vatanseverliğinin, Türk kahramanlığının, Türk fedakarlığının yaşayan destanıdır. Gazi ise, bu destanı yazan kahramanın adıdır.
Gazi; Cumhuriyetimizin en büyük gazisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşayan canlı temsilcisidir. Asildir. Vakarlıdır. Yüksek şeref, ahlak ve fazilet sahibidir. Canını ve gençliğini, devleti için feda etmek üzere muharebe meydanına karşılıksız süren Gazi daima devletinin yanında olan kimsedir.
Bilindiği üzere İstiklal Harbimiz, birinci dünya harbinden yaklaşık 6 ay sonra Türk düşmanı devletlerin de desteği ve kışkırtması ile taşeron Yunan Ordusunu İzmir'e ayak basması ile başlamış, önceleri Yunan istilası ve zulmüne karşı bölge halkının kurduğu cemiyetlerle başlayan Türk mukavemeti ve direnişi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde oluşturulan Türk ordusunun, bütün anadoluya yayılış düşmanı yurdumuzdan atarak, istilacıyı İzmir'den denize dökmesi ile sonuçlanmıştır.
Bu yokluklar içinde yapılan mücadele tam üç buçuk yıl sürmüş ve sonunda son nefesini veren Osmanlı Devletinden yepyeni genç ve dinamik, Laik Türkiye Cumhuriyeti doğmuştur.
İstiklal harbimizin önemli bir dönem noktası olan Sakarya Meydan Muharebesi; 23 Ağustos 1921 Tarihinde başlamış ve 22 gün sürerek 13 Eylül 1921 tarihinde bitmiştir. Bu muharebe; Başkomutan Mustafa Kemal idaresindeki Mehmetçiğin şanlı direnişi karşısında Yunan Ordusu ve onu destekleyen Türk düşmanı devletlerin taarruz azminin kırılmasına neden olmuştur.
Hatta bundan da öte, Türk'ün tam 300 yıldır Avrupa içlerinden Sakarya'ya kadar gerileyip çekilme süresi içinde, önemli bir zafer ve bu zaferle kazanılan moralle düşmanı yurttan kovarak yepyeni bir devletin yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasında çok önemli bir dönüm noktasıdır.
Burada şımarık ve küstah Yunanlının dünyanın desteğine rağmen hiçbir zaman geçmediği megola ideasınında söndürüldüğü zamandır.
Bu zaferden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi; kendisine ölümü pahasına vatan ve Türklük uğruna adayan Mustafa Kemal Paşa'sına Gazi" ünvanı ile "Mareşal"lik rütbesinin verilmesine 19 Eylül 1921 günü oy birliği ile karar verilmiştir.
Tarih Milletlerin hafızasıdır. Bir daha böyle kara günler yaşamamak için Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin ne fedakarlıklarla adeta yoktan var edilip kurulduğunu bilmek, unutmamak ve bunu yeni nesillere intikal ettirmek zorundayız.
"Bana dost olan milletlerin dostuyum. Bana düşman olan milletlerin bu düşmanlıkları kalplerinden silininceye kadar amansız düşmanıyım"
"Yetişecek çocuklarımıza tahsillerinin hududu ne olursa olsun, en evvel her şeyden evvel Türk Milli benliğine, Türk geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele lüzumu öğretilmektedir."
Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün yokluğunu her zamankinden daha çok hissediyoruz. Biz onun hayatındaki canlı temsilcileri olan Gaziler onun yokluğu ile kendimizi öksüz, hissediyoruz. Ancak bize tertemiz olarak bıraktığı eserleri ve onun bizlere armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde hür yaşamakla teselli buluyoruz" dedi.
Konuşmanın ardından Kaymakamlık tarafından askeri gazinoda, Şehit ve Gazi Ailelerine iftar yemeği verildi.