Moved Permanently

Saray’ın yatırım alma konusundaki makus tarihi ne yazık ki bozulmadan devam ediyor. Tam yeni devlet hastanesi, bilmem kaç sezonluk komedi dizisi tadında çevre yolu, dere ıslahı SGK’nın Saray’a gelmesi gibi yatırımlara seviniyorduk ki hevesimiz kursağımızda kaldı. Ne olduysa yatırımlar bıçak gibi kesildi, başlayan işler tamamlanmadı. Yeni Devlet Hastanesi’nin o güzel binası aynı oranda hizmete yansımadı, eski bina ise kaderine terk edilerek, ‘aman ne olursa olsun’ havasında öylece bırakıldı gidildi. Hani eski hastanenin başka bir alanda kullanılmasını geçtim milli servetin korunması için bile bir adım atılmadı. Oysa iki bekçi koymak çok mu zordu oraya? Dere ıslahı ise yeni uzun soluklu dizimiz oldu ha bitti ha bitecek derken o da öylece kaldı. O bilmem kaç yılında yapımına başlanmış ama öylece kalmış spor salonundan bahsetmiyorum bile. Veya yeni yıkılan, bin bir emekle inşaatın kabası çıkılan ve sonra sahipsiz bırakılarak metruk bina olan Öğretmenevi meselesine değinmiyorum bile bir milli servetinde çöp olmasını öylece izledik. işte tarihi Ayaspaşa hamamı o da kaderine terk edilmiş, bugüne kadar hiçte kimse çıkıp demedi, ‘Hamamı restore edelim, şartlar uygunsa termal suyu da hamama bağlayalım’ diye. Sanırım yakın gelecekte bu anlayış ile onunda kendiliğinden yıkılmasını görürüz aynı Edirköy Karabürçek mahalleri arasındaki tarihi kemer köprü gibi. Say say bitmiyor bir de bunlara belediyenin yapıp etmedikleri var tabi.

Kimsenin Saray için bir havaalanı, uzay üssü, 4. Köprü gibi talebi yok, sadece her yerde olup Saray içinde artık acil ihtiyaç haline gelmiş ve yarım kalan yatırımların tamamlanması bekleniyor. yani yeterli ödenek yoksa, bir tane kapalı spor salonu varken, ikinciyi istemek yerine başka bir şeye yönelmek gerekir ama bunun içinde ihtiyacı bilmek lazım. Veya Saray’ın mezbahaya, otogara, otoparka, ihtiyacı varken, işin olmamasına rağmen okul yapmanın mantıklı bir sebebini ortaya koymak lazım.

Tüm bunları tetiklemek içinde yerelde ve genelde iktidar partisine muhalefet edecek, yatırım isteyecek, takip edecek siyasetçiler lazım. Yani sürekli söylenen ‘biz vatandaşın dertleri ile dertleniyoruz’ söylemini eyleme dökecek isimler lazım. Saray’a kısaca kendi işleri kendi koltuğu için değil, Saray’ın dertleri için dertlenecek ve gereğini yapacak siyasetçiler lazım. yoksa böyle gelip böyle gider.

Salı günü okudum Kapaklı’nın Ak Partili Belediye Başkanı Mustafa Çetin, önceki dönem CHP’li Belediye Başkanı İrfan Mandalı hakkında kamuyu zarara uğrattığı iddiası ile suç duyurusunda bulunmuş. Mustafa Çetin kısaca demiş ki; İrfan Mandalı döneminde yapılan rüzgar gülü 8,5 milyon artı KDV’ye mal edilmiş. 3,5 milyon özel bankadan kredi çekilmiş faizi yüksek. Rüzgar gülü için 5 milyon TL daha kredi çekilmiş ama rüzgar gülü için kullanılmamış. Tüm maliyetlerle rüzgar gülü kendini 17 yılda amorti edecek. Mustafa Çetin tüm bu gerekçelerle İrfan Mandalı hakkında suç duyurunda bulunduğunu açıklamış müfettişin gelip inceleme yapacağını da söylemiş. Mustafa Çetin’in açıklamalarını görünce nedense Nazmi Çoban döneminde yapılan ihaleyle üç araç için aylık 58 bin lira gibi uçuk bir kira bedeli ödendiği aklıma geldi nedense… aklıma da takılmadı değil belediye el değiştirmiş olsa başka partiden alınmış olsa acaba bizde böyle suç duyurularına tanık olur muyduk?