Sanat ve edebiyat çevresinde çok sık duyduğum bir tümcedir, sanatın ve sanatçının muhalifliği. Muhalif karşı durmak mıdır, başka seçeneği olmak mıdır? Bu tür sorular sorarak düşündüm önceleri, yanıtım pek olumlu değildi bu söylemleri dinlemelerim devam ettikçe. Çünkü söylem, sorunların çözümünden yana değil kendi duruşlarının yaşamasından yanaydı. Örneğin çok basit düşünerek, sanat, sanatçı, olumlu, güzel bir şeye neden muhalif olsun ki? Sorusunu yadsımak olası değildi. Şöylesine verilen bir yanıt kabul görebilir, tartışmayı sürdürebilidi: “ güzel, olumlu ama şöyle şöyle şöyle yapılırsa daha iyi olur, daha estetik bulunur”. Burada da şöyle bir tehlike var, bu yanıt karşısında arkadaşlarımız, “işte muhaliflikten kastımız bu” da diyebilirler. Çünkü ağızlarda pelesenk olmuş bir sözcük: muhaliflik.
Belki de insanların bu tür bir yaşama biçimi seçişleri yıllardır kendilerine dayatılan ve onların zamanla alıştıkları ve kabullendikleri, bir araya gelmelerini engelleyen, işlerine yarayan bir yol, yöntem. Öreğin birinin A,B,C gibi bir partinin üyesi olduğunu düşünelim. Bu insan partisinin tüzük ve programını okumamışsa, bilmiyorsa, o insana gerçekten o partinin üyesi denebilinir mi? Yoksa üye olmak için, yine herkesin kabullendiği bir çok bilmişlik olan, ‘üyelik formunu doldurdu mu o insan o partinin üyesidir’ söylemi yeterli midir? Cehalet bu düşüncelerin üzerine oturtulunca doğal olarak, birbirleriyle hiçbir konuda anlaşamayan ve ta ilk insandan bu yana birbirine muhalif olan insanların karşısında buluruz kendimizi. Burada sorun herkesin kendi aynasında kendine yalan söyleyememesini gerçek yaşama taşımak sorunudur. Yani çıplak olmak, ‘arkadaş bu konuda benim bilgim yok ya da yetkin değilim ya da bilmiyorum öğretirsen sevinirim’ gibi tümcecikleri hiç çekinmeden karşımızdakine söyleyebilmek aşamasına gelmeliyiz ve bu aşamada bulunmaktan da mutluluk duymalıyız.
Muhalif olmak, muhalefet etmek doğru koşullarda yapılıyorsa, hareketimizi, devinimimizi hızlandıracağından, yşama can katacağından önemlidir ve yapılmalıdır. Ancak hiçbir temel dayanağı olmadan,. Muhalefet yapmak için muhalefet yaparsak, birçok güzellikleri de öldürmüş oluruz. Muhalefet yaşam kaynağı olmalıdır. Üretime anahtar yapılmalıdır muhalefet. Türk Siyasi yaşamına baktığınızda ve çok derinlikli olmasa da incelediğiniz de yanlış muhalefet mantığının bizi nerelere taşıdığını kör olsanız bile görürsünüz.
Yaşamda kimse kendini mükemmel, olağanüstü olarak görmesin. Kimse bütünüyle iyi ya da bütünüyle kötü değildir ve hiçbir zaman yaşam koşullarının dışına çıkamamıştır, çıkamaz da. Böylesine gerçekçi bir durum gözlerimizin önündeyken, muhalefetimizi kötülüklerin, karanlıkların yok edilmesi için kullanırsak daha sağlıklı bir iş yapmış olmaz mıyız? Kendimize ve başkalarına soru sormaktan ve soru sorulmasından korkmamalıyız. Bu tür soruları üretir ve yanıtlayabilirsek, yaşamımız insanlık yönünde büyük bir değişim gösterecektir; bu değişimin ayrımına vardığımızda ise aydınlık bir dünyaya yelken açtığımızdan kuşkumuz olmayacaktır.
Bir yerde toparlamaya çalışırsak, muhalif olmalıyız ama bu düşünülenin ve bilinenin aksine iyinin yaratılması adına bir muhaliflik olmalı. Muhalefetle karşı karşıya kalanların da, ‘Ben’lerinden kaynaklanan bir tepki yerine, ne dendiğini, iletisinin ne olduğunu düşünecekleri bir söylemle karşıkarşıya olduklarını düşünerek hareket etmeleri, yanıt vermeleri insanlık adına daha sağlıklıdır.
Kimi alışkanlıklarımızı yıkarak yeni bir yaşamı denemek çok mu zor acaba?
|