301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Yazı Detayı
02 Mayıs 2017 - Salı 19:05 Bu yazı 1788 kez okundu
 
YARA BANDI
 
 

Küçük bir çocukken bisikletten düştüğüm o gün geldi aklıma. Dizimde açılan o kocaman yara. Sanki bir daha yürüyemeyecekmiş gibi düşünüp nasılda ağlamıştım. Ufacık yaradan akan birkaç damla kan o kadar büyümüştü ki gözümde, vücudumdaki tüm kan akmış gibi hissetmiştim. Tamam işte tüm bacağı kaybettim deyivermiştim o çocuk masumiyeti, o çocuk hayal gücüyle.

Aradan geçen birkaç zaman sonrasında yara bandını kaldırıp kabuk tutan yaraya bakar, nasılda acırdım kendime. En değerli şeydi o yara bandı. Yaramı kapatan, beni koruyan en değerli nesneydi benim için.  Yara iyileştikçe, kapanmaya yüz tuttukça nasıl da kaşınır sık sık hatırlatırdı kendini. Ama olsun yara bandım en kıymetlim vardı. O süreçte benim en yakın sırdaşımdı o yara bandı. Gerçekte küçük ama hayal gücümde kocaman olan yara yüzünden bir daha binmemiştim bisiklete. Küçük ve uslu bir çocuk olup, kenardan arkadaşlarımın bisiklet yarışlarını seyretmeye vermiştim kendimi. Daha o günlerde belliymiş aslında, hemen pes edip canımın ilk acısında her şeyden vazgeçeceğim.  

Bir gün yara bandım kendiliğinden düştüğünde, farkına vardım yaramın kapanmış olduğunun. Zaten eskisi kadar acımıyordu. Nasılsa yarama derman olan en kıymetlim YARA BANDIM vardı. Zaman geçtikçe,  kabuğu soyulan o yaradan geriye tek bir iz bile kalmamıştı. Ve benim için çok değerli olan yara bandının da bir anlamı kalmamıştı artık. Bir anda kıvırıp atmıştım çöpe kendi elimle. Bir daha asla bisiklete binmeyeceğim diye defalarca sözler vermiş olsam da kendime, bir anda yokuştan aşağı salınmış buldum kendimi, bisikletin üstünde. Saçlarımın rüzgarda ki savruluşunun verdiği haz hiç yaşanmamış gibi unutturmuştu bana, yarayı da yara bandını da…

Aradan geçen onca zamandan sonra “keşke” diyor insan “keşke sadece düştüm diye açılsaydı yaralar, sadece düştüğüm için dökülseydi gözyaşları.” Şimdiler de öyle mi? Hayatın içinde her gün başka bir hikaye, bambaşka bir mücadele. Sabahları hayatın bize hazırladığı bu gün ki süprizler nedir? diye uyanır olduk. Her gün farklı sıkıntılar ile boğuşmaktan unuttuk yaşamın hazzına varmayı. Şimdiler de yüreğimiz, zihnimiz yara bere içinde…

En fenası da yüreğimizde açılan yaralar değil mi? Öyle ki bir gün biri çıkıyor karşına. Ne kadar dirensen de dayanamayıp kapılıyorsun rüzgarına. Sevmek kelimesinin hakkını veriyorsun her tavrında. Yüreğini açıyor, ömrünü veriyorsun. İşte tam bu noktada kocaman bir yürek yarası kalıyor sana. Hani elinden tutup “hadi ölüme gidiyoruz” dese sorgusuz peşine düşeceğin insan seni ihanetin ateşi ile kavuruyor. Öyle bir yara açıyor ki yüreğinde ne yapsan da geçmiyor, sürekli kanıyor. Yüreğinde ki yaraya bir derman arayıp duruyorsun. Ne gündüzün farkında oluyorsun, ne de gecenin. Hepsi birbirine karışmış, her şey anlamsız. Öyle bir can acısı, yürek acısı ki ne teselli edecek bir dostun oluyor etrafında ne de acına hafifletecek bir derman bulabiliyorsun derdine. Bu son deyip, bir daha kimseye yüreğini açmayacağına dair sözler veriyorsun kendine. Ama bakıyorsun ki olmuyor işte. Hayat akıp gidiyor ve sen ister istemez toparlanmak zorunda olduğunun farkına varıyorsun. Bulduğun ilk çözüm en klasik ve saçma olanı oluyor genelde. Hani derler ya “çivi çiviyi söker” diye. Bu can acısı, hırs ve azimle çıkıyorsun yola. Karşına çıkan ilk kişide “tamam buldum” diyorsun. Halbuki o, senin canının acısıyla farkına varmadan kanayan yarana “yara bandı” olarak kullanacağın kişi. Ne O senin derdine derman olacak güce sahip, ne de senin gücün var O’nu sevmeye. Önceleri  her şey güzel geliyor, her şey yolundaymış gibi. Aynı yaranı örtüp kanamasını durduran yara bandının görevini üstleniyor hayatına yeni aldığın kişi. Sana iyi gelmesi hep bu yüzden. Oysa bazı gerçekler var, gözardı edilmemesi gereken. Yaraları iyileştirecek olan tek şey sadece zaman. Gerisi boş, gerisi koskoca bir yalan.

 Siz siz olun, kimseyi yokluğunda derin yaralar bırakacak kadar, yüreğinize almayın. Hiç kimsenin “keşke” dedirtecek kadar, yüreğinde yaralar bırakmayın. Ya da yaralar iyileştiğinde ilk gözden çıkarılacak kişi olmayı, “yara bandı” olmayı kabul etmeyin. Çünkü hayat, bir başkasına ne yaşattıysanız size aynısına yaşatacak kadar adil. Çünkü hayat gülümsediğiniz, mutlu olduğunuz, keyifli zaman geçirdiğiniz anıların toplamı. Çünkü hayat, kaybettiklerimize ağlayıp sızlanacak kadar uzun değil. Şimdi elimizdekilerin kıymetini bilip, şükredip, tadını çıkarma zamanı…

 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 24.04.2024
Bugün
14 - 21
Perşembe
11 - 20
Cuma
10 - 16
Tekirdağ

Güncelleme: 24.04.2024
İmsak
14 Şevval 1445
Sabah
04:37
Öğle
06:12
İkindi
13:13
Akşam
17:00
Yatsı
20:05
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
90
77
1
3
29
33
2
Fenerbahçe
86
87
1
5
27
33
3
Trabzonspor
55
56
12
4
17
33
4
Beşiktaş
51
44
12
6
15
33
5
Başakşehir
49
44
12
7
14
33
6
Rizespor
48
43
13
6
14
33
7
Kasımpasa
46
55
13
7
13
33
8
Alanyaspor
45
43
10
12
11
33
9
Sivasspor
45
40
10
12
11
33
10
Antalyaspor
45
38
10
12
11
33
11
A.Demirspor
41
49
10
14
9
33
12
Samsunspor
39
37
14
9
10
33
13
Ankaragücü
37
40
12
13
8
33
14
Kayserispor
37
37
13
10
10
33
15
Konyaspor
36
34
13
12
8
33
16
Gaziantep FK
34
37
17
7
9
33
17
Hatayspor
33
37
14
12
7
33
18
Karagümrük
33
37
16
9
8
33
19
Pendikspor
30
37
17
9
7
33
20
İstanbulspor
16
26
22
7
4
33
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı