301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
21 Nisan 2023 - Cuma 12:53 Bu haber 303 kez okundu
 
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: İnanmadığınız partilere oy vermeyin, oyunuz çöp olmasın
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: İnanmadığınız partilere oy vermeyin, oyunuz çöp olmasın
ULUSAL HABERLER Haberi


Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Tele1’de gazeteci Gökmen Karadağ’ın “Liderler Açıkça” programına konuk oldu.

Seçim gündeminin ve TKP’nin seçimlerde izlediği yolun konuşulduğu programda, seyircilerden gelen sorular da yanıtlandı. Programdan öne çıkanlar şöyle:

Muhammed Yakut’un iddiaları sonrası başlayan tartışmayla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin yakın tarihindeki yolsuzluklar, cinayetlere bakıldığında, yetki sahibi insanların kirli ilişkileriyle ilgili çok şey çıktı ortaya. Bunların çoğu yalanlandı, çok az kişi bu sebeple görevinden oldu. Dolayısıyla bu Türkiye siyasetinde dengeleri değiştiren bir durum olmuyor. Bunun anlamı şu: Türkiye toplumu alıştırıldı bu tür iddialara. Muazzam yolsuzluklar, siyasi cinayetler, iş cinayetleri, mafya-devlet-tarikat ilişkileri ortaya dökülüyor. Öte yandan gerçekten tartışmamız gereken bu mu? İki ayı aşkın bir süre önce bir deprem yaşadık, yüz bine yakın yurttaşımız hayatını kaybetti. Bundan daha ağır bir suç olabilir mi? Burada cinayet var, katliam var, yolsuzluk var. Yurttaşlarını koruyamayan, bile bile ölüme gönderen bir siyasi iktidar var. Depremin ortaya çıkardığı bir sürü skandal var. Mesela Kızılay gibi. Kızılay’ın çadır satması buzdağının görünen kısmı. O yüzden bana göre bu tür ifşalar bu düzeni sorgulamak için gereksiz artık. Halbuki toplum deprem, ekonomik kriz gibi çok büyük herkesi ilgilendiren başlıklarda bir sorgulama içine girse, zaten bunlara gerek kalmayacak. Örneğin, yolsuzluklar meselesinde hep ihaleler tartışılıyor. Ben Türkiye’deki en büyük yolsuzluğun, kılıfına uydurularak özelleştirilen büyük kamu işletmeleri olduğunu düşünüyorum. Yüzlerce irili ufaklı devlet işletmesi birilerine peşkeş çekildi. Bunları sorgulamadan, ‘temiz ihale’yi, ‘ihaleye fesat karıştırma’yı konuşuyoruz. Devletin, toplumun kaynaklarıyla, özel sektörü zengin etmeye dönük her ihalede zaten fesat vardır. Temiz ihale nasıl oluyor biri bana anlatsın? Niye bu ülkenin topluma ait kaynaklarını birilerinin zenginleşmesi için kullanılmasına izin veriyoruz? Bunun olmaması için işin merkezini sorgulamakta fayda var. Yoksa biz sabah akşam dizi izler gibi birilerini dinleyeceğiz. Ama açık söyleyeyim Türkiye’nin siyasi, toplumsal kurtuluşunun, ülkenin aydınlığa çıkmasının bu tür belgeler üzerinden olacağını düşünmüyorum. Çünkü temiz kapitalizm, temiz sömürü, temiz yağma olmaz.

Konuyla ilgili Serdar Akinan’ın gözaltına alınması hakkında ne söylersiniz?

Bir kere bu toplumun gerçek haberciliğe sahip çıkması lazım. Bir avuç gazeteci elinden geleni yapmaya çalışıyor, bu son derece değerli. Onlara dönük baskıları da izlememesi lazım toplumun, sahip çıkmanın türlü yöntemleri var. İkincisi hep söylüyoruz, burada bir yetersizlik bir eksiklik olduğu sürece biz bunu tekrar etmek zorundayız. Topluma, habercilere, toplumdaki duyarlı insanlara dönük baskıların kaynağında bu toplumun örgütsüzlüğü var. Eğer insanların birlikte hareket etme yeteneğini artırırsak bunları göze alamayacaklar. Örneğin Fransa, orada gelişkin bir demokrasiden söz edilir. Sistemde böyle bir gelişkin demokrasi, özgürlük yok. Fransa toplumunda yüz yıllardan gelen bir mücadele birikimi var. İşte bugün Macron’un emeklilik meselesine ilişkin attığı adım sonrası ortalık karıştı. İnsanlar protesto hakkını kullanıyorlar. Dolayısıyla hiçbir yere demokrasi gökten inmiyor. Türkiye’deki bütün bu baskıların karşısında bu toplumun hakkını arama, örgütlü hareket etme yeteneğini kazanması, bazı konulara artık çok net bir şekilde tepki göstermeye başlaması lazım. Türkiye’de genel olarak şu partiye oy verirsek özgürlükler genişleyecek gibi bir algı var. Öyle olmuyor o iş.

TKP’nin Millet İttifakı ya da Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer almaması milletvekili çıkaramadıkları yerlerde Cumhur İttifakı’na yaramaz mı?

Yaramaz. İyi niyetle sorulan bu sorular farkında olmadan aslında 12 Eylül anayasasıyla topluma dayatılan bu baraj sistemine destek oluyorlar. Baraj sistemi insanların siyasal ve ideolojik tercihlerinin daraltılması, belli tercihlere akması, bunun dışındaki alternatiflerin hiçbir şekilde gündeme gelmemesi için tam da bu nedenle Kenan Evren ve arkadaşları tarafından büyük sermayenin çıkarları doğrultusunda koyuldu. Sadece parlamentoya emekçi halkın temsilcileri girmesin diye değil. O bir sonuç. Şimdi bize sürekli olarak “zaten baraja takılacaksınız, seçime girmeyin, başkalarını destekleyin” diyen herkes Kenan Evren’in zihniyetine hizmet ediyor bilmeden. Buna bir dur dememiz gerekiyor. Biz bu baraja karşı başka bir barajla hareket etmek zorundayız. Biz niye Millet İttifakı içinde yer alalım? Orayla bizim hiçbir ortak noktamız yok. Niye orada değiliz diye Cumhur İttifakı’na hizmet etmekle suçlanıyoruz? Emek ve Özgürlük İttifakı’yla da birçok konuda ayrışıyoruz. Başka ittifakların içinde neden yer almadığımızı soranlar, TKP’ye siyasi faaliyeti durdurması için bir öneride bulunuyorlarsa, TKP herhangi bir siyasi parti değil. Biz komünist adına layık olmaya çalışan, iddialı bir partiyiz, bu ülkenin partisiyiz. TKP siyasi faaliyetlerini sona erdirme, seçim dönemlerinde ara verme niyetinde değil. İnanmadığımız bir ittifakın içine sırf milletvekili seçilmek için girme niyetinde de değiliz. Biz şu çağrıyı yapıyoruz: İnanmadığınız partilere oy vermek zorunda değilsiniz. Bunu yaparsanız tekrar tekrar aynı şey yaşanmaya devam edecek. Bunun yerine şeriatçılara, laikliği ayaklar altına alanlara, NATO’culara, ülkeyi sermayenin istediği gibi at koşturduğu bir ülke haline getirenlere karşı halkın barajını kuralım. Öbür türlü biz yıllarca aynı şeyi çekeriz. Ben herkese aynı şeyi söylüyorum: Oyunuzun boşa gitmesinin karşısında oyunuzun çöpe gitmesi var. İnanmadığınız partilere verilen oyunuz çöp olur asıl. İnsanların siyaset yapması ne yazık ki bir oya indirgendi ve maalesef kendileri o oyu inanmadıkları partilere vererek önemsizleştiriyorlar. Bizim içimiz rahat, biz kimsenin ekmeğine yağ sürmüyoruz. Tam tersine TKP’nin oylarının gözle görülür bir şekilde artması, bugünkü sömürünün, zorbalığın kaynağında olanları en fazla ürkütecek şeydir. 

TKP Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararını nasıl aldı?

İki yıldır partinin yetki organlarında, konferans ve kongrelerde ve kongrelerin yetkilendirdiği kurullarda tartışıyoruz. Değişik alternatifler önümüzdeydi, bunları değerlendirdik. Geldiğimiz noktada şu karara ulaştık. Biz Millet İttifakı’nın Erdoğan’la özdeşleşen sorunları değiştirebileceği kanaatinde değiliz ama diğer taraftan Erdoğan’ın yeniden seçilmesi toplumda muazzam bir karamsarlık yaratacak. İnsanların ülkeyle bağı kesilecek. Ülkeden umudu kesecekler. Oysa önümüzdeki süreçte toplumu ayağa kaldırmak için bir enerjiye ihtiyacımız var. Erdoğan’ın yeniden seçilmesi bu enerjiye bir darbe vurur. 20 yıllık karanlık Erdoğan’la özdeşleşti, nsanların haklı olarak kafasında ülkedeki sorunların tamamının Erdoğan’dan kaynaklandığına dair bir şey var. Bu kısmen doğru. Zaten en yetkili görevlerdeydi; başbakan, sonra cumhurbaşkanı oldu. Dolayısıyla bu özdeşleştirmede bir haklılık payı var. Ama onun ötesinde bu toplumsal sistemi, Erdoğan’ın niye iktidara geldiğini, nasıl 20 yıl iktidarda kalabildiğini sorgulamadan bazı meseleleri anlamak mümkün değil. Öte yandan da toplumda Erdoğan figürü bu meselelerin tartışılmasını engelliyor. Biz de bunu anlıyoruz ve “Erdoğan’ın gitmesi gerek” diyoruz. Ülkenin meselelerinin Erdoğan’dan ibaret olmasının anlaşılması için de gitmesi gerekiyor. Bu yüzden de Erdoğan’ın karşısındaki en gerçekçi aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veriyoruz. Biz Millet İttifakı’na kefil değiliz, karşıtız hatta. Buna rağmen “Kılıçdaroğlu’na oy” dedik. Öte yandan TKP, “Erdoğan’a oy verilmesin” diye bir çağrıyla yetinemezdi. Biz bir dernek, topluluk, kulüp değiliz. Biz ciddi bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla adını koyarak çağrımızı da yaptık. Kılıçdaroğlu’na oy verilmesini istiyoruz. 

TİP ile TKP’nin ne farkı var? İki parti niye birlikte değil?

Sol içi bir polemiğe yol açmadan şunu söylemek istiyorum: TİP ile aramızda dağlar kadar fark var. Merak edenler daha dikkatli bakarsa görür. Emek ve Özgürlük İttifakı’yla ise çok az ortak noktamız var. Emperyalizme, sömürü düzenine, laiklik meselesine bakışta dağlar kadar farkımız var. TKP’nin çizgisi, programı, ne yapmak istediği, faaliyetleri açık.

Cengiz Çandar’ın HDP içindeki sol unsurlara “dekor” demesini nasıl yorumluyorsunuz?

Cengiz Çandar ve benzerleri Türkiye soluna dönük inanılmaz bir nefretle hareket ediyorlar. O yüzden “dekor” sözüne ben şaşırmadım. Burada önemli olan şudur: Niye o ittifakın içinde değilsiniz sorusunun bir yanıtı da bu. Bizim dünya görüşümüz farklı, dünya görüşümüz farklı olduğu için de Cengiz Çandar o ittifakın içerisinde. Diyelim ki biz o listelerin içinde olsak, bir komünist aday, bir de Cengiz Çandar aday olsa, biz bu toplumun karşısına geçip oy mu isteyeceğiz? Bunu mu istiyorlar bizden. Benzer bir şey Sadullah Ergin için de geçerli. Bugün ülkede yaşanan derin toplumsal krizin bir sebebi de siyasetteki bu saçmalık. Dünya görüşleri, partiler, programlar önemsizleştiriliyor. Popüler kimlikler, şahıslar üzerinden gidiliyor. Biz bu siyaset anlayışını reddediyoruz ve halkı da reddetmeye çağırıyoruz. 

TKP’nin Kürt sorununa bakışı nedir? 

TKP kimlikler üzerinden siyaset yapmayı uygun bulmayan bir parti olarak, Kürt sorununun sadece bir kimlik sorununa indirgenmesine de karşı olan bir parti. Kürt sorunu bir kimlik sorunu değil sadece. Şimdi Kürt sorununun iki boyutu var. Biri Kürtlerin diline, kimliğine dönük saldırılar, baskılar, yok saymalar… Ama bir de bununla bağlantılı bir sınıfsal mesele var. Kürtler arasında yoksulluk, Kürtlerin yoğun yaşadığı yerlerdeki işsizlik, Kürtlerin ucuz işgücü olarak kullanılması… TKP’nin yaklaşımı çok net. Türkiye’de Kürt sorunu bu toplumsal adaletsizliği sağlayan toplumsal düzen değiştiğinde çözülebilir. Kimlikler üzerinden çözmeye kalkarsanız yeni gerginlikler, çatışmalar ortaya çıkar. TKP bu yoldan yürümediği için ya da Türkiye’de büyük sermayenin empoze ettiği bir çözüm sürecini desteklemediği için Kürt meselesine duyarsız gibi gösteriliyor. Bizim partimizde çok sayıda Kürt kökenli arkadaşımız var, Kürt emekçiler var. Bu insanlar ülkedeki bu sömürü düzeninin değişmesi için mücadele ediyorlar. Aynı zamanda ülkedeki hiçbir etnik kökenin bir başkası üzerinde bir ayrıcalığa dönüşmemesi için de mücadele ediyorlar. Sosyalist bir Türkiye’de hiç bu tür sorunlar olmayacaktır, sosyalizmin en kolay çözeceği sorunlardan biridir. 

Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı “Alevi” videosu ile ilgili düşünceleriniz nedir?

Alevilik, Kürt sorunu gibi önemli bir mesele, büyük haksızlığa uğramış bir toplum Alevi toplumu. Ama bir dinsel bir mezhebe sıkıştırılamayacak da bir olgu. Kültürel boyutu var. Bu ülkenin derinliklerinde yatan bir zenginlik. Bazı açılardan büyük bir direnç. Dolayısıyla bu anlamda bir siyasetçinin “Ben aleviyim” diyerek söze başladığı bir çağrıya itiraz etmek kolay değil. Üzerine Bahçeli ve benzerlerinin, yandaş kalemlerin saldırısını hesaba katarsak… Ama diğer taraftan Türkiye’de mezhep ayrımcılığın ya da genel olarak alevilik üzerindeki baskıları yok saymanın kaynağında laikliğin ayaklar altına alınması var. Ve ne yazık ki Kılıçdaroğlu’nun mesajında laiklik yok. Asıl mesele buradan başlıyor. Biz laikliği savunmadan, kimlik siyasetinin önüne geçemeyiz ki. Türkiye’de siyaset ne yazık ki laikliği tamamen dışarıda bırakan yeni bir dil geliştirdi. Biz mecbur değiliz bu dile. Bir insanın “Ben aleviyim” diye söze başlayıp, ardından kendi dini inancını vurgulama ihtiyacı hmesi… Sorun burada başlıyor. Herhangi bir siyasetçinin inancının dozu kimseyi ilgilendirmiyor. Dürüst, ahlaklı olması, insanlığın iyiliğini istemesi, eşitliği, özgürlüğü savunması ilgilendiriyor. 

TKP’nin deprem bölgesindeki dayanışması nasıl devam ediyor?

Hatay’daki su sorununun çözümü için adımlar atıyoruz. Devlet, bu siyasi iktidar yapması gerekenleri ısrarla yapmıyorlar. Üstelik su sorunu var dedikçe iftira atıyorsunuz diyorlar. Uzmanlarımız suları analiz ediyor. Deprem bölgesindeki sular ciddi bir şekilde insan sağlığını tehdit ediyor. Bu sebeple arıtma sistemleri üretmeye çalışıyoruz, insanlar salgın hastalıklarla boğuşmasın diye. TKP olarak gurur duyacak durumda değiliz bu faaliyetlerle. Yurttaşlarına zor anlarda el uzatmak devletin asli görevidir. Aslında ondan önce yurttaşlarının üzerine enkaz çökmesini engellemektir. Ne yazık ki böyle bir ülkede yaşamıyoruz. Dolayısıyla daha önceki depremlerden çıkardığımız ders ışığında örgütlü girdik bu sürece. Şov meraklısı bir parti değiliz. Biz depremdeki çalışmalarımızı tamamen yurttaşlarımızın elinden tutmak için yaptık. Bir de orada bizim de örgütlerimiz, arkadaşlarımız vardı, tabii ki onlarla dayanışmak için de yaptık. Biz bunun propagandasını insanlar örgütlülüğün önemini görsünler diye şu an yapıyoruz. O yüzden de bir daha enkaz altında kalmamak için diyoruz. Bu bir deprem, salgın hastalık, ekonomik kriz, savaş olabilir. Bu halk her şeye hazırlıklı olmalı ve dayanışma güzel şeydir. Bunu gösterdik, iyi ki de gösterdik. Yalnızca dayanışmanın önemi ortaya çıkmadı, komünistler hakkında yıllardır söylenen yalanların da ne kadar temelsiz olduğu ortaya çıktı.

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: TKP, Genel, Sekreteri, Kemal, Okuyan:, İnanmadığınız, partilere, oy, vermeyin,, oyunuz, çöp, olmasın,
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 19.04.2024
Bugün
10 - 14
Cumartesi
9 - 11
Pazar
9 - 14
Tekirdağ

Güncelleme: 19.04.2024
İmsak
9 Şevval 1445
Sabah
04:46
Öğle
06:19
İkindi
13:14
Akşam
16:59
Yatsı
20:00
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
87
73
1
3
28
32
2
Fenerbahçe
85
85
1
4
27
32
3
Trabzonspor
52
54
12
4
16
32
4
Rizespor
48
43
12
6
14
32
5
Beşiktaş
48
42
12
6
14
32
6
Kasımpasa
46
55
12
7
13
32
7
Başakşehir
46
42
12
7
13
32
8
Sivasspor
44
38
10
11
11
32
9
Alanyaspor
42
41
10
12
10
32
10
Antalyaspor
42
36
10
12
10
32
11
A.Demirspor
40
48
10
13
9
32
12
Samsunspor
38
36
14
8
10
32
13
Ankaragücü
37
40
11
13
8
32
14
Kayserispor
37
36
12
10
10
32
15
Konyaspor
36
34
12
12
8
32
16
Hatayspor
33
36
13
12
7
32
17
Gaziantep FK
31
35
17
7
8
32
18
Pendikspor
30
36
16
9
7
32
19
Karagümrük
30
35
16
9
7
32
20
İstanbulspor
16
25
21
7
4
32
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı