CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Tekirdağ İl Başkanlığı’nda yaptığı basın toplantısında şunları söyledi:
Bugün 26 Ağustos… Anadolu’nun bizlere yurt olmasının ilk adımının atıldığı Malazgirt Zaferi’nin 949. yıl dönümü. 26 Ağustos aynı zamanda, bu toprakları emperyalistlerden kurtaran Kurtuluş Savaşımızın Büyük Taarruzunun da başladığı gün.
MİLLETİMİZİN ORTAK TARİHİNİ KİMSE BÖLEMEZ
Nasıl, 26 Ağustos 1071 Anadolu’nun kapılarını bize açtıysa, 30 Ağustos 1922 de bu toprakların emperyalistlere hiçbir zaman teslim edilmeyeceğini, yedi düvele gösterdiğimiz gündür. Anadolu ve Trakya, bu zaferle ulusumuzun son ve ebedi vatanı olmuştur. Milletimizin ortak tarihini kimse bölmesin. Bizler, milli bayramlarımızı; senin bayramın, benim bayramım diyerek bölenlerden olmayacağız. İlk zafer de bizimdir, son zafer de bizimdir.
ALPARSLAN DA BİZİMDİR, ATATÜRK DE BİZİMDİR
Anadolu’nun kapılarını açan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan da bizimdir, Anadolu’nun sonsuza kadar vatanımız olarak kalacağını tarihe müjdeleyen Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir. Bu toprakları yurt yapan ve yurt olarak kalmasını sağlayan, tüm şehit ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde, bir kere daha saygıyla, minnetle eğiliyoruz.
TEK ADAM REJİMİ ONURLU MİRASI KORUYAMIYOR
Anadolu, emperyalizme karşı dünyanın gördüğü en onurlu savaşlardan birini veren atalarımızın canları pahasına bize vatan olmuştur. Onların şanlı mirası olarak bizlere kalmıştır. Bizlerin görevi bu mirası bizden sonraki nesillere aynı şan ve şerefle devretmektir. Kolay kolay hiçbir milletin sahip olamayacağı böyle bir şerefli mirası, hakkını vererek korumak gerekir. Oysa tek adam vesayet rejimi bu onurlu mirası korumak konusunda hep sınıfta kalmaktadır.
SARAY HÜKÜMETİ ÜLKEMİZİN BOYNUNU BÜKTÜ
Seçim kazanmak için terörist başının mektubunu televizyonlarda okutan, kırmızı bültenle aranan kardeşini devletin televizyonuna çıkaran, Suriye’deki vatan toprağını teröriste bırakıp, ecdadımız Süleyman Şah’ın türbesini sırtlayıp kaçan, ülkemizin tapu senedi Lozan’la her fırsatta kavga eden ama Ege’deki adaların Yunanistan tarafından silahlandırılmasına sessiz kalan, Yunanistan Cumhurbaşkanı bu adaları ziyaret ederken, “Sin külahın görünmesin” diyerek ses çıkaramayan Saray hükümeti, ABD karşısında da ülkemizin boynunu, özellikle bu başkanlık seçimleri sürecinde sürekli bükmektedir. Yüzümüzü yere düşürmektedir.
BİZ BİLİYORDUK, MUHALEFETİ BEKLEDİK DEDİLER
Önce, bir başkan adayının bundan 8 ay önce yaptığı ülkemizdeki seçimlere müdahale etmekle ilgili küstah konuşmaya neden cevap vermediklerini sorduk. Bunu içimize sindiremeyeceğimizi söyledik. “Biz zaten biliyorduk, muhalefetin ne diyeceğini bekledik” diye zırvaladılar. Şimdi yine, bu sefer ABD seçimlerindeki diğer adayın konuşmasında Türkiye gündeme geldi.
BU KEZ TRUMP, ÜLKEMİZİ BAŞKANLIK SEÇİMİNE MEZE EDİYOR
Bundan iki yıl önce, Saray’ın kibirli kişisi; “Bu fakir bu görevde olduğu sürece alamazsın” dediği papazı, ABD Başkanı ver deyince, bir gece iadeli taahhütlü olarak Beyaz Saray’a göndermişti. Aradan iki yıl geçti. Daha milletimize yaşattıkları bu utancın yarası dağlanmamışken, bu kez ABD başkanı Trump papazı ekranlara çıkardı. Ülkemizi bir kere daha ABD’deki başkanlık seçimlerine meze etmeye cüret etti.
TRUMP, TÜRK YARGISINA AYAR VERDİM DİYOR
“Erdoğan’la konuştuk, anlaştık, Brunson’u geri aldık” diyor. Bir de “Erdoğan çok iyiydi” diye ilave ediyor. Yani Trump, aslında “Erdoğan üzerinden Türk yargısına emir verdim” diyor. “türk yargısına ayar verdim” diyor. “Ben istedim, Türk yargısı falan önemli değil, Erdoğan rahibi bıraktı” diyor. ABD seçimlerinin diğer adayı Biden’ın sözlerini muhalefeti yıpratacakları zannıyla, günler boyu, sabah akşam ekranlara koyan yandaş medyaya soruyorum: Trump’ın Türk yargısına bu ülkenin Cumhurbaşkanı üzerinden ayar verdiğini anlattığı bu sözler neden hiç gösterilmiyor. Saraya da soruyorum, bu sözleri neden duymazdan geliyorsunuz?
DEFALARCA UYARDIK DİNLEMEDİLER
Defalarca uyardık. “Bu ülkenin yelkenlerini sıcak parayla doldurup gününüzü gün etmeyin” dedik. “Borç alırken tatlıdır, öderken acı olur” dedik. “Madem borç aldınız, bu paraları ekonomideki eksikleri gedikleri kapatmak için kullanın” dedik. “Borcu geri ödememizi sağlayacak yatırımlar yapın” dedik. “Bunları yapmazsanız, borç alan emir alır” dedik. Hep kulaklarını tıkadılar. “Siz bilmiyorsunuz, paradigmalar değişti” dediler.
HAKLI ÇIKMAKTAN MEMNUN DEĞİLİZ AMA SONUÇ ORTADA
Yine biz, bu ucube rejim milletimize dayatılırken uyardık. “Emperyalistler tek adam düzenini sever. Çünkü güçle, baskıyla tek adamın kolunu bükmek kolaydır. Tek adamın zaaflarını, kusurlarını kullanarak bir ülkeye bazı şeyleri dayatmak kolaydır. Ama kuvvetler ayrılığı, güçlü bir Meclis, istişare olsa… 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi emperyalistlerin bu ülkenin tamamının kolunu bükmesi, Meclis’i ve yargıyı baskı altına alması mümkün değildir” dedik. “Gelin bu sevdadan vazgeçin” dedik. Haklı çıkmaktan memnun değiliz ama sonuç ortada.
TRUMP’A TEPKİ YİNE BİZDEN Mİ BEKLENİYOR
ABD, Saray’ın kibirlisini mal varlığını araştırmakla tehdit ediyor, Suriye’deki askeri operasyonlar duruyor. Trump, binlerce kilometre öteden Erdoğan’a bir telefon ediyor, “Türk milleti adına” karar vermesi gereken yargıya, Erdoğan üzerinden ayar vermeye kalkıyor. Talebi yerine geliyor. Trump’ın bu söylediklerine Saray hiçbir şey demeyecek mi? Türk yargısını bu zilletin altında mı bırakacak? Yoksa buraya tepki verme işini de bize mi havale edecek?
ATALARIMIZIN RUHLARI MUAZZEP
Bu ülkeyi canları ve kanları pahasına kuranların, emperyalizme karşı savaş meydanlarında canını verenlerin ve kanını dökenlerin, bu toprakları bize vatan kılanların ruhları, ülkenin bu beceriksiz yönetimle geldiği noktada muazzep oluyor.
MİLLETİMİZ YERLERİNİ GÖSTERECEK, EVLERİNE GÖNDERECEK
Ama umutsuzluğa kapılmaya yer yoktur. Bu ülke, bu millet kendisine bırakılan mirasa sonuna kadar sahip çıkacaktır. Bunlar geçicidir. Milletimiz bunları görüyor, söyleneni de söylenmeyeni de duyuyor. Milletimizin önüne sandık gelir gelmez, kendisini işsizlik ve hayat pahalılığı arasında ezenlere, emperyalizmin kirli siyasetine alet edenlere yerini gösterecek, bu liyakatsiz siyaset erbabını evlerine gönderecektir.
ÖRGÜTLERİMİZ 30 AĞUSTOS’U KUTLAYACAK
Öztrak, bir soru üzerine, “Bugüne kadar yapılan pek çok etkinlikte, virüsle ilgili koşullar ciddi şekilde gevşetilmişti. Gerek 15 Temmuz kutlamalarında, gerek Ayasofya’nın açılışında, diğer etkinliklerde, üniversite sınavlarında... ama her nedense 30 Ağustos gündeme geldiğinde, pandeminin akut günlerindeki önlemlere geri dönülüyor. Burada bir dengesizlik var. Bu da milletimizi incitiyor, rahatsız ediyor. 30 Ağustos’un tüm görkemiyle kutlanmasını bekliyoruz. 30 Ağustos’un ve Malazgirt Zaferi’nin yıl dönümünün milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Örgütlerimiz 30 Ağustos’u meşaleli yürüyüşlerle, tüm görkemiyle kutlayacaklardır.
|