TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, soL TV'de Gökhan Kazbek'in "Gündem Özel" programına konuk oldu.
Seçimlerle ilgili değerlendirme yapan Okuyan, seçilen Meclis'in Türkiye tarihinin en gerici Meclisi olduğuna dikkat çekti. "Seçim sürecindeki propaganda açısından da Meclis'te ifade edilen siyaset son derece gerici, sağcıdır. Erdoğan buradan bir Anayasa çıkarmaya çalışacaktır" ifadesini kullandı.
Geride bıraktığımız seçim için "partilerin, ilkelerin, doğrultuların bir kenara bırakıldığı ve halkın seçim aritmetiğine endekslendiği bir seçim" nitelendirmesini yapan Kemal Okuyan, "Seçimler seçim günü değil öncesinde kazanılır" diye konuştu. Seçimlerdeki usulsüzlüklere ve en başından alınmayan önlemlere de dikkat çeken TKP Genel Sekreteri'nin açıklamaları şöyle:
Parti olarak Erdoğan'ın kazanma olasılığının güçlü olduğunu söylemiştik. 'Seçimde hile oldu mu?' tartışması geç kalmış bir tartışma. 'Bu seçim meşru değil' diye baştan itiraz edilmeliydi. Ama asıl tartışılması gereken Erdoğan'ın başarısı. AKP'nin oyları azaldı deniyor. 20 yıllık bir iktidardan sonra, bu kadar hayat pahalılığı, depremden sonra tabii azalacak. Ama önde, MHP oy kaybetmiyor. Bu yalnızca seçim hilesi üzerinden tartışılamaz. İnsanlar mutsuz. Arayıştaki AKP tabanına hitap etmeyen, güven vermeyen ve veremeyecek olan bir AKP var. Vatandaş hâlâ istikrarı AKP'de görüyor, bu açık. İnsanların kabuklarını kırması için şiddetli bir güven hissi olmalı.
'Bu muhalefet Erdoğan'ı zaten sıkıştıramazdı'
Ekonomik konularda köklü çözüm sunarsanız kazanırsınız. Vaat yarışına girdiler. Burada iktidarı elinde tutan kazanır. Erdoğan para dağıttı ve o paraları küçümsediler ancak halk yoksul. Muhalefetten öyle bir beklentimiz yok ama bir analiz yaparsak; Türkiye'de laikliğin gündeme getirilmediği bir muhalefet tarzıyla karşılaştık. Laiklik karşıtlığı normalleşti. Seçimlere yaklaşırken NATO'cu ve Amerikancı bir çizgiyi propaganda ettiler ve Erdoğan'a muazzam bir fırsat verdiler. Batı'da çalışan derin mekanizmalar Türkiye sermayesi dahil istikrar arıyordu. 'Batı Erdoğan'a karşı' dediler. Böyle bir propaganda ile yoksul insanları ikna edebilir misiniz? Süreç böylelikle Erdoğan'a yaradı. Bu muhalefet Erdoğan'ı zaten sıkıştıramazdı. Peki biz neden yapamadık? Çünkü bu sadece seçimle yapılamazdı. Bu söylemi de bastıran bir psikoloji yaratıldı. Matematik hesapları çürütür. İkinci turda da ırkçılığa varan bir göçmen karşıtlığı propaganda edilecekse geçmiş olsun diyelim.
'Türkiye'de sermayenin arzuladığı Meclis buydu'
Biz ikinci turda Erdoğan'a karşı sokaklarda çok yaygın bir çalışma yapacağız. Herkes oturup düşünsün, 'Biz bu sayede Meclis'te çoğunluğu elde edeceğiz' diyorlardı. O Meclis Anayasa yapabilecek bir Meclis. Bunu bile isteye yaptılar. Yoksa Babacan'ın, Davutoğlu'nun oy potansiyeli olmadığı biliniyordu. Hesap hatası yaptılar ama Türkiye'de sermayenin arzuladığı Meclis buydu. AKP Türkiyesi kazanmış oldu. Bunun karşısında bir toplumsal kuvvet ortaya çıkmalı. Buna karşı artık matematik hesaplama yapılamaz. Belki iğneyle kuyu kazacağız ama mecburuz. Türkiye'de siyaset alanı toplumun fersah fersah gerisinde şu anda. Türkiye toplumu bu değil, Türkiye toplumunu bu Meclis temsil etmiyor. Bu durum yıllara yayılan bir çürümenin ürünü. Bu toplum 'Bu Meclis beni temsil etmiyor' diye ayağa kalkmalı. Aydınlanma, bağımsızlık, laiklik kavgası bu Meclis'e bırakılamaz.
TKP bu tabloda delik açamadı. Bu bizim başarısızlığımızdır. Savunduğumuz ilkelerden en küçük bir kuşkumuz yok. Ne olursa olsun 15 Mayıs'ta görev başındayız demiştik öyle de oldu. Tabii ki değerlendiriyoruz.
İşçi sınıfı, aydınlanma ve bağımsızlık olgularının tüm çabamıza rağmen üstü örtüldü. Asıl şimdi Türkiye'de yoksulluk artacak. Laiklik kaygısı yeniden başladı seçim sonrası. Bunlardan rahatsız olunuyorsa seçmen yakınmamalı. Türkiye tarihinin en gerici, en Amerikancı Meclisiyle karşı karşıyayız. Erdoğan bu tabloda Amerikan karşıtı gösterildi, olacak iş değil.
'Toplum bugünkü siyasetin karşısına dikilmeli'
Türkiye toplumunda hâlâ aydınlanmacı, devletçi bir güçlü damar var. Bu birikimin üzerinin örtülmesine artık izin vermeyeceğiz. TKP önümüzdeki süreçte cepheden bu tabloyu, temsil edilen siyaseti topyekün karşısına alacak. Bu Meclis artimetiğinin gizlediği enerjiyi biz ayağa kaldırırız.
Erdoğan bir uzlaşıyla yeni bir Anayasa da yapabilir, bu çok tehlikeli olur. Bunları konuşmak için erken tabii önce ikinci turda Erdoğan'ı gönderme çabamıza devam edeceğiz. Biz insanların elinden tutmaya devam edeceğiz. Umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini düşünüyorum. Hep beraber yaratılan bir yanılsama vardı. Toplum bugünkü siyasetin karşısına dikilip 'Ben bu değilim' demek zorunda. Toplum siyasetin çok çok önündedir, biz bunun yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Ama burada örgütlülük gerekir, aydın sorumluluğu gerekir. Kimse umudunu kesmemelidir.
|