Kıyıköy’e giderken,  Saray’ın denize açılan tek kapısı Kastro’ya da uğradım. Bir adı da “Çamkoy” olan bölgeye, son 10 yıl içinde hiç gitmemiştim. Son gittiğimde, yolları çok bozuktu.

     Kıyıköy’e giden yoldan sağa sapıldığında, 7 km’lik bir bozuk yol sizi Kastro’ya götürüyordu. Daha o zaman, bu yolun yapılması ve bu güzel bölgenin halkın yararına kullandırılması için iki yazı yazmıştım.

    Yetkililer aradılar ve yolun yapılacağını söylediler. Ama, buranın birilerine kiralanıp, halkın paralı kullanımına açılacağını söylemediler.

     Zaman içinde, yol asfaltlandı. Bölgenin sahibi olan Orman İdaresi ve Milli Parklar Dairesi, ilgi çeken bölgeyi -açık söylüyorum- birilerine peşkeş çekti.

                                 DENİZ VE ORMAN KİRALANIYOR

      Duyduk ki, Milli Parklar Dairesi 7 yıl önce burayı birilerine kiralamış.  Hem de 29 yıllığına. Kiracının iktidara yakın ya da yandaş olduğu kesin.

      Çünkü; deniz, orman ve nehrin birleştiği bu doğa harikasına bir “Giriş Kapısı” yapan müstecir, kiralamak için bol miktarda çadır getirmiş.  İhtiyaç gidermek bahanesiyle, ancak ticari amaçla bir-iki tane de büfe açmış.

      Hizmet olaraksa, bir meydan çeşmesi yapıp, müşterilerin parasız istifadesine sunmuş. Öyle sanıyorum, bir yolunu bulsaydı, çeşmeden su alandan bile para alabilirdi.

    Sakın şaşırmayın, ormanın içine kurduğu tuvaletler bile paralı. Mesela, çişini yapmak isteyen, orman yerine bu tuvaletlere giderse, bir lirayı bastırmak zorunda.

                                 GİRİŞ PARALI, KALMAK PARALI

       Giriş kapısı, görevliler tarafından bekleniyor. Bölgeye araçla gelindiği için, araç girişine 12 lira alıyorlar. Kalıcı değil, ziyaretçi olsanız bile bu parayı vereceksiniz. Bölgeye, sadece havada uçan kuşlar parasız girebiliyor.

      Kapıdan girdikten sonra, göze hoş gelen bir tertip-düzen yok. Vatandaşlar, getirdikleri ya da kiraladıkları çadırları, ağaçların altına kurmuşlar.

      Birkaç günlüğüne gelenler, çadır kiralamak yerine araçlarında kalıyorlar. Araçta kalmanın geceliği de 20 lira.

     Çadırların bulunduğu yerden deniz görünmüyor. Deniz, çadırlara pek uzak değil, ama etrafı toprak yığını ile kaplandığı için, denizi göremiyorsunuz.

     Hiç değilse o toprak yığını düzlenip, deniz ortaya çıkarılabilirdi. Daha doğru, sahil kaybolmazdı. Ancak, masraf gerektirdiği ve halkın böylesini de kabullendiği için, müstecir masrafa yanaşmıyor.

                                  DENİZ, PARALI OLUR MU?

      Hayır ve katiyen. Çünkü, bütün sahiller yasal olarak halkın ücretsiz olarak kullanımına açıktır. Hiç kimse tarafından işgal edilemez, kapatılamaz ve halkın girişi engellenemez. Yasalar böyle.

     Siz, öyle sanın. Burada ve birçok yerde, deniz kıyıları iktidarın yandaş ve yalakaları tarafından parsellenmiş durumda. Siyasi gücün yanında ekonomik gücü olanlar da, buraları ayrı bir kazanç kapısı yapmışlar.

     İşin ilginç tarafı, bu haksızlığın ve kanunsuzluğun devlet eliyle yapılmış olması. Orman İdaresi ve Milli Parklar Müdürlüğü, buradan 3 kuruş alabilmek için, 29 yıl gibi çok uzun bir süre burayı kiralayabiliyor. Halka kapatıyor, “sadece parası olanlar girebilir” diyor.

     Orada verilen hizmete bakmıyor. İmzalattığı sözleşmeyi bile uygulatamıyor. Halkın şikayetlerini dinlemiyor. Ortada, başka ne gibi numaraların döndüğünü ise, bunu yapanlarla Allah biliyor.

                                  YOL BOZULMUŞ, ONARAN YOK

      Asfaltlanmış olan 7 km’lik Kastro yolu, kimi yerlerinden bozulmuş. Oralardan araç geçişi zor oluyor. Geceleri ise, oldukça tehlikeli.

     Burayı kiraya verenin ve kiracının, umurunda bile değil. Vatandaş nasıl olsa geliyor, zor da olsa geçiyor.

     Benim, buraya meraklı vatandaşlarımıza bir tavsiyem var. Ücretsiz yararlanma hakkına sahip olduğunuz bu gibi yerlere, sakın para vermeyin. Hizmet de alamadığınıza göre, buralara sakın gelmeyin.

    Parayı bastırdıktan sonra, ülkemizde gidilecek nice güzel sahiller var.

   Müşterisi azalınca ya da yok olunca, o yollar yapılacak, verilmeyen hizmet de verilecektir.

   Benden söylemesi…