ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,352.91 ₺
Ç.ALTIN 5,651.17 ₺
BİLEZİK 3,152.21 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Siyasetçilerin bilmesi gereken hikaye

Yayınlama: 29 Haziran 2015 Pazartesi 10:37 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Siyasetçilerin bilmesi gereken hikaye

Bu hikaye çok şeyler anlatıyor. Siyasetçilerin bu hikayeden çok dersler çıkartacağına inanıyorum. Tabi ki adam olan anlar!...

Biz dönelim hikayemizi anlatmaya:
Bir zamanlar Anadolu köylerinden birinde, Şükrü Efendi ile Yaylı Yahya arasında geçen bir hikaye bu. Şükrü Efendi'nin hali vakti yerinde. Yaylı Yahya ise çok fakir. Bir ayağı da sakat bu Yahya'nın, o yüzden yaylana yaylana yürüyor. Bir gün Şükrü Efendi traktörüne kurulmuş kasabaya pazara giderken, bir de bakmış yolda yaylı yahya sallana yaylana kasaba pazarına gidiyor. Acımış Şükrü Efendi – Ben de kasaba pazarına gidiyorum, bin traktöre de götüreyim demiş.
Yaylı Yahya da binmiş traktöre. Bunlar söyleşe gülüşe giderken çok şakacı olan Şükrü Efendinin asklına bir hinlik gelmiş  Şükrü Efendi – Len Yaylı Yahya!
YY –  Söyle ağam Şükrü Efendi – Bak şurda, yolun üstünde manda pislemiş, buğusu tütüyor taze taze. Boku gördün mü?
YY –  Heee gördüm
Şükrü Efendi –  İşte o bokun hepisini yer yutarsan aha bu traktörü sana veririm
(gözlerini hareket ettirerek -traktör gidiyor ya- yavaş yavaş geride kalan boka bakarlar)
Yaylı Yahya şöyle bir düşünmüş, boku yesin mi yemesin mi? Yahu ömründe bunca halt yemiş zaten ilk değil ya... Şuncacık boku yerse koskoca traktör kendisinin olacak.
YY –  Dur ağam dur, yerim ben o boku (aşağı iner boku yer)
Şükrü Efendi – Hakettein len Yaylı Yahya, buyur traktör öz malın! Beni de kasabaya kadar götür hele.
(Yer değişirler ve yola devam ederler. Kasabaya vardıklarında sandalyenin yani traktörün önünün yönünü değiştirirler, geri dönmeye hazır hale gelirler)
Yaylı Yahya geçmiş direksiyona, kasabaya varmışlar, pazarda işlerini görmüşler. Akşama da köye beraber dönmek üzere anlaşmışlar. Dönerken yine konuşa söyleşe gidiyorlar. Gelgelelim yediği bok bir türlü Yaylı Yahya'nın aklından çıkmıyor. Nasıl etsem de yediğim bokun acısını şu heriften çıkarsam diye içinden düzenler kuruyor. Derken yol üstünde taze bir bok görmez mi!
YY –  Şükrü Efendi be
Şükrü Efendi –  Buyur Yaylı Yahya
YY –  Şimdi bu traktör benim ya...
Şükrü Efendi –  Evet senin
YY –
  Bak şurda tüten taze bok varya, önde gördün mü?
Şükr'efendi –  Gördüm Yaylı Yahya
YY –  İşte o boku yer bitirirsen, nah bu traktörü sana vereceğim.
Şükrü Efendi de traktörü elden gitti diye kendi kendine kızıyor,  traktörü Yaylı Yahya'dan geri almanın bir yolunu düşünüyormuş. Yaylı yahya böyle deyince bunu fırsat bilip elinden kaçırdığı traktöre yeniden sahip olmak için atılmış yere...
(Şükrü Efendi boku yer)
YY –
  Buyur, traktörü hakettin!
(Yer değişip yola devam ederler)
Yaylı Yahya ile Şükrü Efendi traktörün üstünde köye dönüyorlar. Ama o zamana kadar konuşup gülüşürken, birden ikisini de bir suskunluk almış.
Şükrü Efendi – Ne düşünüp duruyorsun Yaylı Yahya, neden susuyorsun?
YY-  Yahu, biz sabah seninle köyden çıkarken bu traktör senindi, öyle değilmi?
Şükrü Efendi –  Eveeet, benimdi.
YY –  Şimdi akşam oldu köye dönüyoruz, traktör gene senin. Sabah benim traktörüm yoktu, şimdi gene yoook...
Şükrü Efendi –  Evet öyle Yaylı Yahya
YY –
  Traktör gene senin benim gene bir şeyim yok, demek hiç bir şey değişmedi. Öyleyse biz bu boku niye yedik?


 

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4