Yüce dinimiz, iktidar partisince ciddi biçimde hırpalanıyor. Çünkü, tamamen siyaset malzemesi yapılıyor. Bu din, laik düzeni getiren tek parti döneminde bile bu kadar sahipsiz kalmadı. Tamamına yakını Müslüman olan bu ülkede, özellikle bu son dönemde İslam Dini, tam bir siyaset aracı yapıldı. Çok partili siyasi hayata geçildikten sonra, Demokrat Parti’nin malzeme yapmak istediği İslam Dini, daha sonraki dönemlerde de kullanıldı, ama bu kadar değil. Uzun yıllar, büyük bir hevesle ve başarıyla görev yaptığım İmam Hatip Liseleri’ni din sömürüsüne araç yapan bu iktidar, sırf bu maksatla yüzlerce İmam Hatip Lisesi açtı. Başka bir söylemle, son 10 sene içinde açılan İmam Hatip Lisesi sayısı, 80 yılda açılanların sayısını geçti. Bu okullara, hiç kimse karşı değil. Bense, en çok destekleyenlerdenim. Ama, din sömürüsü uğruna okul açmak ve onları siyasi arka bahçe gibi görmek, bu yüce dine saygısızlıktan öte, biraz da hakaret oluyor. Hakaret oluyor, çünkü burada maksat din’in ihyası değil, tam tersine onun sömürülmesini amaçlıyor. KUR’AN-I KERİM, HİÇ SEÇİM MALZEMESİ YAPILIR MI? Yapıldı bile. Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı, iktidar partisine oy toplamak için, sahneye elinde Kur’an-ı Kerim’le çıktı. Seçim meydanı ile yüce kitabımızın ne ilgisi vardı ki? Siyasetçinin onu bir eline alıp havaya savurması, nerede görülmüştü? Seçmenden oy istemenin Kur’an-ı Kerim’le, ne gibi bir ilintisi olabilirdi? Anayasa’nın koruyucusu olan bir Cumhurbaşkanı’nın, laik devlet düzeninde Kur’an-ı Kerim’le seçim sahnesine çıktığı ne zaman görülmüştü? Halk, Kuran-ı Kerim’i hiç mi görmedi ki, meydanlarda ona gösteriliyordu? Değerli okuyucularım, din sömürüsü ve yüce dinimize yapılan bu zulüm, bunlarla kalmıyor. İktidar partisi, ibadethanelerde yani Camilerde, alenen seçim propagandası yapıyor. Afişlerini astırıyor, din adamlarını, partinin birer neferi gibi kullanmak istiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ise, din üzerinden oynanan siyasi oyunlara, şeş cihetten seyirci kalıyor. Bu tavrıyla, işlenen günahlara adeta ortak oluyor. Hiç değilse, genel bir açıklama yapıp, yüce dinimizin siyasi malzeme yapılmasının doğru olmadığını söylemiyor. Başka bir anlatımla, dinimize sahip çıkmıyor. Başbakan’ın tavırları da Cumhurbaşkanından farklı değil. Aynı sömürüyü, o da yapıyor. Bu yapılanlara üzülmemek mümkün değil. SEÇİMİN SONUCUNU, ÇOK MERAK EDİYORUM Türk Milleti, bu kadar saf değil. Olup bitenlerin ve iktidarın bütün çabalarının farkında. Yüce dinimizi, yıllardan beri siyasi çıkarı için kullandığının da farkında. Halk, İslam Dini’nin siyasi maksatla kullanılmasına ve hırpalanmasına çok üzülüyor ve bunu kabullenemiyor. Ne var ki, tasvip etmediği bu duruma karşı, şimdiye kadar tepkisini gösteremedi. Konuştuğum birçok hemşerim ve okuyucum, yüce dinimizin sahipsiz olmadığını, bu seçimde halkın artık bu iktidara gerekli cevabı vereceğini söylüyor. Söylüyor, ama seçim hilelerini hesaba katmıyor. Başta muhalefet partileri olmak üzere halkımız o hileleri önleyebilirse, bu halk da, yüce dinimiz de bu zulümden artık kurtulmuş olacak.