İlçemizdeki siyasetçilerin kurnazlığı dikkatimi çekiyor. Ben bu siyasilerin kurnazca davranmalarını, "Kurnaz Tilki ile Akıllı Leyleğ'in hikayesine benzetiyorum. İşin sonunda kim kiminle alay edecek onu çok merak ediyorum. Yani bizim ilçemizdeki "Şark kurnazlarının" sonu nasıl olacak o da ayrı bir merak konusu. Şark kurnazları kısa vadeli çıkarlarını düşünüp, uzun vadeli düşünemeyen, dolayısıyla uzun vadede zarardan kurtulamayan zihniyettir. Şark kurnazı, zor bir ortamda doğmuş ve büyümüş, sıkıntılı durumlarda pratik zekası ile legal olmayan çözümler bulan kişilerdir. Genelde ufak, tefek işler yaparlar sonra bu günahlarının affedilmesi için namaz falan kılıp tövbe ederler. Olayları kendince çözümleyen ve basit çözümlerle çıkış yolu arayan kimselerdir. Ama zeki insanlar karşısında şansı yoktur. Eninde sonunda ihale elinde patlar bu tip kurnazların... Şark kurnazı için hiçbir ilke söz konusu değildir. Siyasi tutarlılık kaygısı yok. Ahlaki kaygı yok. Öz eleştiri hiç yok. Geri dönüp söylediklerine bakıp “yahu, ben eskiden ne diyordum, şimdi ne diyorum” diye merak etmek de yok. Değerli okuyucularım. Sizlere bugün köşemde Kurnaz Tilki İle Akıllı Leyleğ'in hikayesine yer vereceğim. Bu hikaye çok güzel ve okudukça insan hayatında çok şeyler öğrenir. Ben de bu nedenle bu hikayesi siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Ormanların en kurnaz hayvanı tilkidir. Bir ormanda, bu kurnaz tilkilerden birisi dolaşıyormuş. Türlü türlü kurnazlıklar düşünüyormuş. Kuyruğunu sallaya sallaya “Ne yapsam ne etsem” diye söyleniyormuş. Bir süre kırlarda boş boş gezinmiş. - Dalga geçebileceğim birilerini bulsam da biraz eğlensem, diye sağa sola bakınmış. Bu sırada tepede uçan uzun gagalı uzun bacaklı akıllı leyleği görmüş. Aşağıdan seslenmiş: - Bay leylek! Aşağı in de biraz laflayalım. Tilkinin çağrısına uyan leylek kanat çırpa çırpa gelip tilkinin yanına konmuş. Uzun gagasını açıp konuşmaya başlamış. - Tilki kardeş beni niye çağırdın? Yiyecek bulmam lâzım. Evde yiyecek hiç bir şey yok, demiş. Tilki kurnaz kurnaz gülümsemiş. Akıllı leyleğe: - Ben de seni akşam yemeğe davet etmeyi düşünüyordum. Ne dersin? Akıllı leylek kurnaz tilkinin durup dururken yaptığı davete bir anlam verememiş. İşin içinde bir iş olduğunu seziyormuş. “Bakalım sonunda ne çıkacak” diyerek tilkinin yemek davetini kabul etmiş. Uçarak oradan ayrılmış. Tilki de koşarak yuvasına gitmiş. Hazırlıklara başlamış. Ateşi yakmış, tencereyi ateşin üzerine koymuş. Az sonra hazırladığı çorba etrafa nefis kokular yaymaya başlamış. Çorbayı genişçe bir tabağa koyarak masanın üzerine bırakmış. Bu sırada akıllı leylek çıkagelmiş. - İyi akşamlar tilki kardeş. Umarım vaktinde gelmişimdir? Diyerek içeri girmiş. Kurnaz tilki; - İyi akşamlar. Tam vaktinde geldin. Bende senin için nefis bir çorba hazırladım. Hadi oturalım, soğumadan yemeğimizi yiyelim, diyerek karşılık vermiş. Kurnaz tilki ve akıllı leylek, yemek masasına oturmuşlar. Tilki tabağın içerisindeki çorbayı şapur şupur içmeye başlamış. Leylek ise gagası çok uzun olduğundan tabağın içerisindeki çorbayı bir türlü içemiyormuş. Tilki leyleğin halini gördükçe kıs kıs gülüyormuş. Tabaktan çorbayı içemeyen leyleğe: - Leylek kardeş, çorbayı beğendin mi? Aman hepsiniiç, karnını güzelce doyur, diyerek alaylı alaylı gülmüş. Leylek bozuntuya vermemiş. - İçmez olur muyum tilki kardeş, çok güzel olmuş. Karnım da epeyce doydu, diyerek yanıtlamış kurnaz tilkiyi. Leylek, kurnaz tilkinin oyununu anlamış. Karşılığında kurnaz tilkiye bir oyun oynamaya karar vermiş. Akıllı leylek: - Yarın akşam da yemeği biz de yiyelim. Senin için çok güzel bir sofra hazırlayacağım. Gelirsen ben de bu iyiliğinin altında kalmamış olurum, diyerek kurnaz tilkiyi evine davet etmiş. Tilki, leyleğin davetini kabul etmiş. Leylek iyi akşamlar diyerek yuvasına doğru uçmuş. Ertesi akşam tilki hazırlanıp, leyleğin yuvasına gitmiş. Akıllı leylek hazırladığı oyundan habersiz olan tilkiyi karşılamış. - Aman geldin de ne iyi ettin. Ben de sana nefis yemekler hazırlamıştım. Hadi oturalım da bir güzel karnımızı doyuralım. İkisi yemek masasına oturmuşlar. Masada derin ve dar ağızlı bir kase içerisinde yemekler duruyormuş. Leylek uzun gagasını rahatlıkla kaseden içeri daldırıp, başlamış afiyetle yemeye. Tilki ise bir türlü burnunu kaseye sokamıyormuş. Leylek yemeği bir güzel yiyip karnını doyurmuş. Tilki ise bir lokma bile yiyememiş. Sonunda kurnaz tilki, akıllı leyleğin ona oynadığı oyunu anlamış. Kendi yaptığı hatanın farkına varmış. O günden sonra hiç kimseyle alay etmemiş.