301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
04 Mayıs 2015 - Pazartesi 21:46 Bu haber 821 kez okundu
 
Bir sevda uğruna
Köşe Yazıları Haberi


Bir sevda uğruna en yakın arkadaşlarını satanları görünce insan ne derecede bir sevdalı olduğunu ayan beyan görüyor. Sevda yanlızca aşkda değil. Sevdanın bir kaç çeşidi var. İşte bunlardan bir tanesi de siyasetçilerin koltuk sevdasıdır. Koltuk, güç olarak algılanır. Koltuğa oturmak ise güçlü olduğunu çevreye ispat etmektir. Her insan kendi gücünü etrafına hissettirmek için ister istemez belli bir "sıfat" arar, saygınlık ister ve güç kaygısıyla bu sevdaya kapılır. Tabii hedefler değişkendir. Güçlü olmayı gerektirecek başka meslekler de koltuk da olmayabilir. Koltuk pek çoğumuz için rahatlık ve dinlenmeyi çağrıştırır. Evimizde bile koltuğun rahatlığından ve keyfinden vazgeçemeyiz. Ama koltuğa sahip olma duygusu, bize rahatlıktan daha fazlasını ifade eder. Kaynak: Nizamettin Biber Aslında koltuk ile insan arasında doğrusal bir ilişki vardır. Onunla başlanan günde, sanatsal yapılışının güzelliklerine, oturulduğunda insanın kalbine veren sevinci ve aklın öfkesiyle günü ve geceyi bir arada yaşamayı sağlıyor. Belki de onun varlığından dolayı insanlar, aşkı, sevdayı, özlemi yaşayamıyor tam anlamı ile. Onunlayken düşüncelerle öyle dopdolu oluyor ki insan, onsuz hafta sonları bile gönlünce yaşanmıyor. Kalkarsam başkası kapar diye düşünmek, yaşamın gündemimde sürekli onu tutmak, onunla barış güvercinleri uçurmak istemiyorum. Sevgilerimi, özlemlerimi, yaşam zarafetlerimi götürsün ama asla vazgeçemediğim ümitsizliklerimin merkezi olmasın. Koltuğumun yanında Seni seviyorum diyen bir paylaşanım olsun istiyorum. Gökyüzü doruklarında kendine yer bulamayan rengârenk kelebeğin konduğu bir mekan o. Sevgilinin otururken kırmızı karanfilden bir demet sunulduğu yer. Fakat o koltukta ne varsa, oturan kalkmak istemiyor. Hatta oturanlar ciddi bir değişim de yaşıyorlar. Koltuğun gücü nasıl bir güç ise onun üzerine oturanları etkileyerek bambaşka insanlar haline getirebiliyor. Etrafınıza bakın. Koltuğuna tutunmuş nice yaşayan ölüler rastlayacaksınız. Siyasetten, yazara, yazardan iş adamına, sporcusundan, sanatçısına, hatta antrenörüne, bürokratına, devlet adamına, memuruna kadar. Koltuk sevdasının en yoğun yaşandığı siyaset alanında istifa edenler sonradan pişman olup yeniden aday olurlar bilirsiniz. Şöyle bir düşünüyorum da yaşamım boyunca gördüğüm, yaşadığım koltuk sevdası ne kadar çok insanın başını yaktı, nice insanların özel, siyasi ve sosyal hayatını yerle bir etti. Ah! Bir koltuk sevdasından vazgeçebilselerdi. Eskiden bir baltaya sap olmak için uğraşılırdı. Şimdi bir yerlere baş olma ve koltuk kapma sevdasına düşüldü. İktidarı ve gücü elde etmek adına, baş olunsun da koltuk kapılsın da ne olursa olsun. Baş olma sevdası çetin bir tuzak, meşakatlı bir yol, zor bir sınavdır. Bir kısır döngü içerisinde tarihin derinliklerinde koltuğu ile birlikte yok olanları, tarihin siluetinde tekrar rastlıyoruz. Ben; sadece siyasette değil, hayatın her noktasında, koltuk sevdalısı yaşları epeyce geçmişlerin, liyakatsızların, iş bilmezlerin yerine gençlerin, genç beyinlerin, genç yüreklerin ön planda olmasından yanayım. Hemen “eee tecrübe ne olacak?” demeyin, tecrübe her zaman “koltukta” olmak zorunda değildir, muhakkak gençler tecrübeli olanların görüşlerine önem verecek ve tavsiyelerini dikkate alacaktır. Hem “zaman insanı değil, armut’u olgunlaştırır” diyen de ben değilim. Hep aynı savunma yapılır “tecrübe” nerde diye? Ya peki değişen dünyaya ayak uyduramayan tecrübe ne işe yarar. Her türlü tehlikeyi bertaraf etmek yerine, "koltuğumu bırakmam" ya da "bana dokunamazlar" çılgınlığı, aymazlığı içinde, utanmaz bir tavırla riski ve süreci yönetemeyenler, kendisine bağlı kurumların güvenirliğini sarsmak, saygınlığını yok etmek adına bu koltuk sevdasının esiri olmamalıdırlar. Bunun yaşandığı yer ister bir ülke, ister bir kurum, ister bir şirket olsun. Siyasetçilerin asıl hedefi sizce vatan sevgisi mi, hizmet aşkı mı ya da koltuk sevdası mıdır? Eskiden her yıl 23 Nisan'da çocuklarımızı koltuklara oturturuz. Ülkenin en zirvesindeki koltuklara Bakın zirve dedim aklıma geldi, zirve koltuklara geçici olarak oturtmak yerine, çocuklarımızı niye dağcılarla bir araya getirmiyoruz, dağcılarımız anlatsın onlara bağımsız ruhun nasıl rüzgar aldığını? Ressamların paletlerini tutturalım, heykel traşlarımızın taşlarına çekiç atsınlar, sanatçılarımızın çamurunu karsınlar, fotoğrafçılarımızın deklanşörüne bassınlar, Tiyatrolarda rol yapsınlar, sanat ruhu ile dünyaya farklı bir bakış açısı ile bakmayı, bakmakla görmek arasındaki farkı fark edebilmek için yaptıralım bunları. Yoksa varsa yoksa koltuk sevdası mı aşılayalım çocuklarımıza...
Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 27.04.2024
Bugün
11 - 18
Pazar
10 - 19
Pazartesi
12 - 17
Tekirdağ

Güncelleme: 27.04.2024
İmsak
17 Şevval 1445
Sabah
04:31
Öğle
06:08
İkindi
13:13
Akşam
17:01
Yatsı
20:08
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
90
77
1
3
29
33
2
Fenerbahçe
86
87
1
5
27
33
3
Trabzonspor
55
56
12
4
17
33
4
Beşiktaş
51
44
12
6
15
33
5
Başakşehir
49
44
12
7
14
33
6
Rizespor
48
43
13
6
14
33
7
Kasımpasa
46
55
13
7
13
33
8
Alanyaspor
45
43
10
12
11
33
9
Sivasspor
45
40
10
12
11
33
10
Antalyaspor
45
38
10
12
11
33
11
A.Demirspor
41
49
10
14
9
33
12
Samsunspor
39
37
14
9
10
33
13
Ankaragücü
37
40
12
13
8
33
14
Kayserispor
37
37
13
10
10
33
15
Konyaspor
36
34
13
12
8
33
16
Gaziantep FK
34
37
17
7
9
33
17
Hatayspor
33
37
14
12
7
33
18
Karagümrük
33
37
16
9
8
33
19
Pendikspor
30
37
17
9
7
33
20
İstanbulspor
16
26
22
7
4
33
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı