Bencillik insan ilişkileri açısından bakıldığından kötü ve yanlış olmasına rağmen evrimsel açıdan anlamlı ve mantıklıdır. Bireyin, karşılığında fayda görmeyeceğini bile bile başkası için zaman
harcaması, fedakarlık yapması, cömert olması hayatta kalma bağlamında bireye hiç bir yardım sağlamaz bu yüzden evrimsel açıdan bencil olmak mantıklıdır.
Bireyler dünyaya gelişlerinden ölümlerine kadar bir gelişim ve değişim süreci yaşamaktadır. Bu değişiklikler hem boy, kilo gibi niceliksel hem de duygu, akıl gibi niteliksel olabilmektedir.
Ayrıca bireyde yaşanan bu gelişme ve değişmeler farklı zamanlarda yaşanmakta, her bireyde farklı şekillerde gözlenmektedir. Bu nedenle bireyler birbirinden farklılaşmaktadır. Örneğin ilköğretim çağındaki iki çocuktan biri uzun diğeri kısa olabilir ya da birinin kelime haznesi genişken diğeri fiziksel hareketleri başarıyla yapabilmektedir.
Bireylerde var olan niteliksel ve niceliksel özellikler bireysel gelişimin fiziksel, bilişsel ve psikososyal olmak üzere üçe ayrılmasına sebep olmuştur. Her alandaki gelişme birbirini etkileyebilmektedir. Yaşıtlarından, çevresindekilerden daha uzun veya şişman olan çocuklar bunu sorun olarak algılayarak kendilerini çevreden soyutlayabilir böylelikle bireyin fiziksel
gelişim alanındaki bir özellik psikososyal alandaki gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Psikososyal anlamda başarılı gelişim gösteren bir birey toplum içindeki durumunun verdiği özgüvenle kendisini daha iyi ifade edebilmekte, kendi yeteneklerinin daha çok farkında olabilmekte böylelikle bilişsel ya da fiziksel gelişimi olumlu yönde etkilenerek bir önceki örneğin tersi görülebilmektedir.
Her bireyin kendine has özelliklerinin olmasının kalıtım ve çevre olmak üzere iki nedeni vardır.
Kalıtım, biyolojik özelliklerin genler yoluyla aktarılmasıyla elde edilen özelliklerdir ve bu nedenle anne-baba ile ilgili irsi bir kavramdır. Kalıtımsal özellikler kan grubu, saç ve göz rengi gibi özelliklerdir.
Bireysel farklılıklarda etkili olan diğer unsursa çevredir. Çevre, içinde bulunduğumuz her türlü toplumsal, fiziksel ve kültürel şartları içeren ortamlardır. Birey ana rahmine düştüğü andan itibaren çevresel faktörlerden etkilenmektedir. Örneğin hamile bir kadının bilinçsiz bir şekilde kullandığı ilaç ya da sigara gibi kötü alışkanlıklar bireyi daha anne karnındayken olumsuz etkileyecek çevresel faktörlerdendir. Doğum sonrasında ise aile, arkadaş, okul, beslenme, kültür, barınma vb. birçok etken birey üzerinde etkili olmakta ve farklı özellikler kazanmasına sebep olmaktadır.
Günümüze kadar kalıtımın mı çevrenin mi bireyin gelişim ve değişimi üzerinde etkili olduğu birçok kez tartışma konusu olmuştur. Günümüzde kabul edilen görüş ise her ikisinin de etkili olduğu yönündedir. Bu iki unsur birbirleriyle sürekli bir etkileşim içerisindedir. Örneğin, kalıtımsal özellikleri doğrultusunda uzun olabilecek bir birey iyi beslenemezse veya bir hastalık geçirmişse çevresel özellikler sebebiyle gelişimi farklı yönde ilerleyebilir. Bu nedenle çevre ve
kalıtımı birbirinden ayrı düşünmemek gerekir.
|