|
||
Fikirlerin ifadesini yasaklamak | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bireylerin, aslında daha dünyaya gözlerini açtıkları ilk andan itibaren kazandıkları ama genel itibariyle; kişisel ya da karakteristik veya fikirsel gelişimi akabinde oluşturmaya vakıf oldukları düşünceler ekseninde, o düşüncelerini özgürce ve hiçbir kısıtlamaya uğramadan, Fikirlerin ifadesini yasaklamak pratik olarak da işe yaramaz. İfadenin serbest olmasından yana olan bütün ahlaki argümanları bir yana bıraksak bile, fikirlerin ifadesini yasaklamak pratik mülahazalarla da tavsiyeye şayan bir yol değildir. Çünkü, bütün gözlemlerin doğruladığı gibi, yasaklanan görüşler ortadan kalkmazlar; aksine kendini ifade edecek başka yollar bulurlar. Demokratik toplumda ifade özgürlüğü anayasal demokrasilerin temel taşlarından biridir. En geniş anlamda ifade özgürlüğü bir düşünce, inanç, kanaat, tutum veya duygunun barışçı yoldan açığa vurulmasının veya dış dünyada ifade edilmesinin serbest olması demektir. Bundan da anlaşılabileceği gibi, birer özgürlük kullanma biçimi olarak korunması gereken pek çok ifade ve izhar biçimi vardır. Bu geniş anlamında ifade özgürlüğü sözlü ve yazılı anlatım, sanatsal gösterim, kişisel görünüm ve görüntü tercihi, gösteri, yürüyüş, toplantı yapma ve örgütlenme gibi özgürlüklerin hepsini içine alır. Örneklemek gerekirse, sadece kitap, makale, deneme, roman ve hikaye yazmak ve yayınlamak değil; fakat aynı zamanda bir resim veya heykel yapmak, bir oyun sahnelemek, belli bir kıyafeti giymek, bir gösteri yürüyüşüne veya bir toplantıya katılmak, bir dernek veya topluluk kurmak da kişisel veya toplu ifade biçimleridir. İfade özgürlüğünün çağdaş anayasal demokrasilerin temel taşlarından biri olduğu söylendiğinde genellikle bu belirtilenden daha dar anlamda bir “ifade” kastedilir. Bu, yukarıda örneklediğimiz özgürlük kullanım biçimlerinin "kılık-kıyafet tercihi, toplu ifade biçimleri gibi" korunması gerekmediği anlamına gelmez; burada asıl anlatılmak istenen, dar anlamda ifade özgürlüğünün koruma altında olmasının demokrasinin asgari, vazgeçilmez şartı olduğudur. Esasen, diğer özgürlükler ifade özgürlüğünden bağımsız olarak da, kendi başlarına korunmayı hak eden özgürlükler olmak itibariyle zaten ayrıca evrensel kabul görmüş durumdadırlar. Devlet-toplum ilişkisini faşist bir perspektiften görenler, “hikmet-i hükümet”çiler ve her türlü otoriter ve özellikle de totaliter düzen taraftarları dışında, herkes ifade özgürlüğünün değerine ilişkin bu temel görüşü paylaşır. İfade özgürlüğünden yana olanlar arasında da elbette bazı görüş farklılıkları vardır; ama bunlar bir prensip uzlaşmazlığından ziyade bu özgürlüğün kapsamı ve dolayısıyla sınırları hakkındaki farklı anlayışlardan kaynaklanırlar.İfade özgürlüğünün anayasal bir demokrasinin temel değerlerinden biri olması, onunla ilgili talep ve iddiaların asli muhatabının devlet olduğu anlamına gelir. Bütün temel haklar için söz konusu olduğu gibi, ifade özgürlüğü de özünde politiktir, yani öncelikle kamu otoritelerinin keyfi müdahalesinden korunması gerekir. İfade özgürlüğünün devlete yüklediği ödev esas itibariyle negatif karakterlidir. Başka bir anlatımla, herhangi bir ülkede bir insan hakkı olarak ifade özgürlüğünün var olduğunu söyleyebilmek için, o ülkenin anayasası başta olmak üzere baştanbaşa hukuki mevzuatının bu hakkı tanıması ve güvence altına almış olması şarttır. Bu ise kişilerin görüş, duygu ve düşüncelerini ifade etmelerinin devletçe keyfi olarak engellenmemesini ve ifade ettikleri düşüncelerinden dolayı da kamu otoritelerinin herhangi bir baskıcı muamelesiyle karşılaşmamalarını olduğu kadar, yine devletin başka kişi ve gruplardan gelebilecek baskılara karşı da bu özgürlüğün öznesini korumasını gerektirir. Bu yazıda ifade özgürlüğüyle ilgili bütün sorunları ayrıntılı olarak ele alacak değilim. Özel olarak üzerinde durmak istediğim konu, ifade özgürlüğünün neden önemli olduğudur. Ayrıca, liberal-demokratik bir sistemde ifade özgürlüğünün kapsamı ve sınırları hakkındaki tartışmaya da bir göz atacağız. Bunu yaparken, esas itibariyle, özgürlükçü deontolojiden hareket edeceğim. Faydacı, idare-i maslahatçı veya başka türden anlayışları esas alan bir yaklaşımın ifade özgürlüğü konusunda tutalı bir teorik çerçeve geliştirmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyim.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.