Mercimek ya da İşkembe Çorbası olduğunu sanmayın. Yayla veya Tavuk Suyu da aklınıza gelmesin. Bu çorba, olayların önümüze koyduğu aktüel bir çorba. Hem de, ne çorba!
Bir CHP Milletvekili, aklını “müsait” sözcüğüne takmış. Bunun anlamını bilmeyen yok. Pek tabii ki, “uygun” demek ama, halk arasında “yoldan çıkmaya yatkın kadınlar” için de söylendiğini herkes biliyor. Türkçe Sözlük hazırlayan Türk Dil Kurumu da, öteki sözcüklerde olduğu gibi, bunun da ikinci anlamını yazmış ve sözcüğü böyle kadınlara uyarlamış.
Bu sözcük, 1983 yılından beri Dil Kurumu’nun yayınladığı bütün sözlüklerde var ve bu şekilde tanımlanmış.
Birçok konuda sabıkalı olan iktidar partisi, bu tür iddialara sürekli hedef olduğu için, “müsait” sözcüğüyle de şimdi CHP’li vekilin hedefi olmuş.
Halkımız, bu sözcüğü iki anlamıyla da kullanıyor. Oysa, halkın benimsediği bir anlamı, şikayet konusu yapmakla değiştiremezsiniz.
Mesela, Adana halkına “gavat” diyen eski Adana Valisi bile büyük tepki alınca yakın çevresine; “Vallahi, ben de bu kelimenin anlamının bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum. Bilseydim, katiyet sarf etmezdim.” demiş. Ve doğru söylemiş. Çünkü, “gavat” demek, “karısını pazarlayan ahlaksız koca” demektir.
O halde, herkes ağzından çıkanın ne demek olduğunu iyi bilmeli ve öyle ulu orta konuşmamalıdır.
Hakan Fidan Olayı
Bu haftanın çorbasında Mit Müsteşarı da var. Televizyonlardaki sohbetine doyamadığımız Hakan Fidan, AKP’den Milletvekili olmak için istifa etti. Partiye kayıtlandı.
Kendisi için, “Sır küpüm” diyen Cumhurbaşkanı’ndan zılgıtı yiyince, istifasını geri aldı. Bir siyasi partiye kayıtlanan ve artık AKP’li olan bu zat, Bakanlar Kurulu Kararı’yla, eski görevine yeniden döndürüldü.
Azıcık hukuk bilgisi olan ve devletin geleneklerini bilen bir kimse, böyle bir atamamın olamayacağını, gerek MİT Kanunu’nun, gerekse öteki mevzuat ve teamüllerin buna cevaz vermediğini bilirler.
Ancaaak, bir ülke dikta ile yönetilirse, diktatörlüğe özenenler böyle atamaları her zaman yaparlar. Tabası da onun bu yaptıklarını, bizim gibi sadece seyreder.
4 + 4 + 4’ e Ne Oldu?
Ne olacak, “duman” oldu. Olacağı buydu, beklenen oldu. Eğitim Sistemi’ne göz diken bir Bakan geldi, böyle bir ucubeyi millete kolay yutulan bir “hap” gibi yutturmaya kalktı.
Biz de yuttuk. Ama, mideler bunu kabul etmedi. Kimilerinde ishal, kimilerinde kabızlık yaptı. İstifra ile çıkaranlar da oldu. En kazançlı çıkanlarsa, ters yönden çıkaranlar oldu. Onlar, pek zarar görmediler.
Değerli okuyucularım; şakası bir yana, şimdi esamisi okunmayan Ömer Dinçer adlı o muhteremin icadı, çocuklarımızın beş senesini çorba gibi karıştırdı.
Çok şükür, öğrenmelerinde bir kayıp olmadı, ama yeni eğitim kademeleri herkes gibi eğitim çağındaki çocuklarımızın da kafasını hayli karıştırdı.
Şimdi, sistemden vazgeçileceği söyleniyor. Demek oluyor ki, yanlış hesap, bir kere daha Bağdat’tan geri dönmüş olacak.
Aday Listeleri, Merakla Bekleniyor !
7 Haziran’da yapılacak genel seçim için, seçime katılacak olan siyasi partiler, harıl harıl listelerini hazırlıyorlar.
Listeler, 7 Nisan’da YSK’ya teslim edilecek. Kendisini yine iktidar koltuğunda görmeye hazırlanan AKP’ye başvuranların sayısı, öteki partilerden daha fazla.
Bu partide listelere son şeklini yine Tayyip Bey’in vereceği söyleniyor. Başbakan Ahmet Bey ise, sadece memleketi Konya ile, Karaman ve Hatay’a ait listeleri hazırlayacakmış. Tayyip Bey’e rağmen, çok bile.
CHP kimi yerlerde, bizim Tekirdağ’daki gibi ön seçim yaptırdı. Merkez kontenjanının dışındaki adaylar, bu seçim sonucuna göre belirlenecekmiş. Demokratik bir yöntemdir ve uygundur.
Ancak, bu partiye gönül verenler, her seçimde aynı kişileri listelerde ve Mecliste görmekten usandı artık. Bir şarkıda olduğu gibi, “zira gözlerde yaş kalmadı.”
Çiftçiler, kimi tarlalarını nadasa bırakırken, kimi mallarını da çayıra salarken, CHP böyle bir şeyi acaba yapamaz mı?
MHP’ye bel bağlayanların kaderi ise, Devlet Bahçeli’nin iki dudağı arasında. Bahçeli’nin derdi, barajı aşıp Meclise girebilmek ve iktidar partisine stepne olmak. Ülkücü gençlik, nasıl olsa evinde kuluçkada.
Asıl umut, Doğu Perinçek’in Vatan Partisi’nde, ama millet olarak bunu bir anlayabilsek.
APO Görüntülü, Nevruz Bayramı !
21 Mart günü her yıl, İlkbahar’ın başlangıcı olarak kabul ediliyor ve Nevruz Bayramı olarak kutlanıyor.
Siz, öyle sanın. Bölücü örgüt ortaya çıktığından beri, her yıl örgütün bayramı olarak kutlanıyor.
1 Mayıs Bahar Bayramı ve 6 Mayıs Hıdrellez olmasa, bayramı nah yaparız biz!
Geçen yıl kutladıkları Nevruz gününde, bölücü örgütün liderinin yayınladığı mesaj Diyarbakır’da okunmuş, büyük ölçüde ilgi çekmişti.
Gelen haberlere göre, Apo bu yıl mesajını görüntülü olarak verecekmiş. Yani, kayda alınacak olan görüntüsü, sesiyle birlikte Diyarbakır’da bir ekranda halka aktarılacakmış.
Böyle bir şey olursa, örgüt çok büyük bir başarı elde etmiş olur. Ve, iktidarın çözüm süreci, iyice çözülür.
Böyle bir şeyin olacağına, ben inanmıyorum.
Haftanın Çorbası, afiyet olsun.