ads
DOLAR 36.23 ₺
EURO 38.05 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,368.73 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,644.36 $
ETH 2,701.55 $
BİST 9,877.59

İdeoloji bir parti, işçi sınıfının güç kaynağıdır

Yayınlama: 9 Mart 2015 Pazartesi 22:54 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

İdeoloji bir parti, işçi sınıfının güç kaynağıdır

Parti programı ve strateji taktikleri donmuş kalıplar değildir. Koşullarda köklü değişiklikler meydana geldiğinde, canlı bir düşünce alışverişi sonucunda bunlar da yenilenir; somut deneyimlerden elde edilen dersler partinin teorik kazanımlarına dönüştürülür. Parti, yaşayan bir siyasal örgüt olduğu için, işçi hareketiyle birlikte gelişir. Bu örgütsel yapı, değişen durumlara göre biçimlenir. Dolayısıyla, tüzük da zaman zaman yenilenir. Kısacası, partinin ideolojik, siyasal ve örgütsel birliği sınıf mücadelesi içinde sınanır ve pekişir.

Parti, örgütsel bir birliktir. Aynı dünya görüşünü benimseyen ve temel stratejik taktik sorunlarda anlaşan insanları kurallı olarak biraraya getirir. Parti, bir sınıfı öncüsünün ideolojik ve siyasal birliğini maddileştirir, kurumsal bir yapıya dönüştürür.

İşçi sınıfı ancak bu kurumsal yapı çevresinde kendi özlemlerini ve iradesini cisimleştirir. Lenin’in belirttiği gibi, “öncünün bilinçliliği, başka noktalar yanında, kendini en çok, örgütlenmeyi bilmesinde gösterir. Öncü örgütlenerek tek bir irade elde eder ve ilerici binlerin, yüz binlerin, milyonun bu bütün halindeki iradesi sınıfın iradesi haline gelir.” Yani, işçi sınıfının dünya görüşü, parti dolayımıyla maddi güce dönüşür. Devrimci teori, örgüt aracılığıyla ete kemiğe bürünür. Proletaryanın elinde, iktidar savaşında örgütten başka silah yoktur. Burjuva dünyasındaki anarşik rekabetin egemenliği ile parçalanmış, sermaye için özgür olmayan çalışma ile baskı altına alınmış, tam bir yoksullaşmanın, yıkılışın ve küçülmenin uçurumuna sürekli olarak itilmiş olan proletarya, marksizmin ilkeleri üzerindeki ideolojik birleşmesini, milyonlarca emekçiyi işçi sınıfının ordusu halinde biraraya toplayan örgütün maddi birliği yoluyla pekiştirerek mutlaka yenilmez bir güç olabilir ve olacaktır.

Partinin ideolojik birliği programında ifadesini bulur. Partinin siyasal birliği, programında ve stratejik taktik kararlarında ifadesini bulur. Parti programında ve stratejik taktik kararlarında saptanan politikalar, partinin eylem çizgisini oluşturur ve parti örgütü tarafından yaşama geçirilir. Partinin örgütsel birliği, tüzüğünde ifadesini bulur. Program sorunlarında ve taktik sorunlarında birlik, partinin birleşmesi, parti çalışmasının merkezileştirilmesi için zorunlu, ama henüz yeterli bir koşul değildir. Bunun için, bir aile topluluğu çevresini bir ölçüde aşmış bir partide saptanmış bir tüzük olmaksızın, azınlığın çoğunluğa uyması olmaksızın, bölüğün bütüne uyması olmaksızın düşünülemeyecek bir örgütün birliği de gereklidir.

Parti, gücünü mistik bir kaynaktan değil, kendi üyelerinin bilincinden ve pratik çalışmasından alır. Parti, kitleler üzerindeki etkisini, tarihin en devrimci dünya görüşünü gönüllü olarak benimseyen komünistlerin sorumluluk ruhuyla sağlar ve sürdürür. Parti üyelerinin bilinci, sınıf mücadelesine aktif katılımla ve devrimci teoriyi öğrenip özümsemekle yükselir. Uluslararası işçi sınıfı mücadelelerinde ve ülkemizin devrimci hareketinde ortaya çıkan sağ ve sol sapmaların deneyimlerini öğrenmek, revizyonizmin ve oportunizmin yol açtığı zararları incelemek, benzer hatalara düşülmemesini kolaylaştırır.

Partinin örgütsel ilkesi demokratik merkeziyetçiliktir. Partinin iç yaşamı, tek tek her üyenin eşitliğini ve özgürlüğünü garanti altına alan demokrasi ilkesi ile bütün üyelerin kollektif iradesini yaşama geçirmeyi sağlayan merkeziyetçilik ilkesinin diyalektik birliğidir. Parti gönüllü bir birliktir; ortak iradesini yaşama geçirmek için gerekli işleyiş kurallarını da gönüllü olarak benimser. Demokratik merkeziyetçiliğin anlamı, eşitlik, özgürlük, her göreve seçilebilme, tartışma ve eleştirme hakkı; bu temelde oluşan ortak iradenin ortak disiplinle eyleme dönüştürülmesi, azınlığın çoğunluğa, alt örgütlerin üst örgütlere uyması; bütün yöneticilerin hesap verme zorunluluğu ve gerektiğinde görevden alınabilmesidir. Demokratik merkeziyetçilik, her üyenin parti işlerine tam ve eşit haklı katılımını sağladığı gibi; kollektif yönetim ile kişisel sorumluluğu da birleştirir. Demokratik merkeziyetçilik, burjuva egemenliğine karşı mücadelede işçi sınıfının güç kaynağıdır.

Doğruluğu dünya işçi sınıfının bir buçuk asırlık komünizm mücadelesinde yaşanan başarılar ve başarısızlıklarda tekrar tekrar sınanan parti öğretisinin temel ilkelerine kısaca değindik. Proletaryanın sınıf mücadelesinin zafere ulaşması için bu ilkelerin özümsenmesi ve 21. yüzyılda, ülkenin somut koşullarında yaratıcı biçimde uygulanması gerekiyor.

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4