|
||
Ülkemizdeki Siyasal Kültür Ortamı | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
“Ülkemizde nasıl bir siyasal kültür ortamı var?” diye baktığımızda karşımıza evrensel değerlerden uzak, uzlaşmacı değil çatışmacı, merkeziyetci, farklılıklara tahammül edemeyen ve seçkincilik anlayışına mahkum olmuş bir yapı çıkmaktadır. Siyasal kültürümüzde uzlaşma değil, çatışma ön plana çıkmaktadır. Toplumsal anlayışlarımızdan ödün vermek bir zaaf belirtisi olarak görülmektedir. Uzlaşma rejimi olarak tanımlanan demokrasiyle, uzlaşmacı olmayan kültür arasında sürekli bir gerilim yaşanmaktadır. Siyasal kültürümüz ile ilgili yaptığım araştırma sonucunda elde edindiğim bilgileri siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Kaynak: Siyasal İletişim Enstitüsü * Toplumumuz kendi içinde yeterince farklılaşmamıştır. Herkes kişiliğini topluluk içinde bulduğu, topluluk dışında algılayamadığı bir bütün olarak görmektedir. Bu durum da siyaset alanını yakından etkilemektedir. Farklılaşmanın ifadesi güçleşmekte, farklılaşmanın dile getirilmesi bölücü bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Düşünce üzerine sınır koyma eğilimleri de artmaktadır. Siyasal kültürümüzün özellikleri hakkında önemli ipuçları veren Türkiye Değerler Araştırması’nın sonuçlarına göre de siyasal kültürün çok önemli bir unsuru olarak görülen “güven” konusunda ülkemizde ciddi bir sorun yaşanmaktadır. 1990 ve 1997 Türkiye Değerler Araştırması’nda toplumun bireylerinin birbirine duyduğu güveni ölçmek için sorulan;”Sizce, genelde insanların çoğuna güvenilebilir mi? Yoksa başkalarıyla herhangi bir ilişki kurarken veya iş yaparken hiçbir zaman dikkati elden bırakmamak mı gerekir?sorusuna 1990 yılında “genelde insanların çoğuna güvenilebilir” cevabını verenlerin oranı yüzde 10 iken, bu oran 1997 de yüzde 6.5’a kadar gerilemiştir. Birbirine güvenmeyen insanların çoğunluğu oluşturduğu bir toplumda ne paylaşma duygusunun gelişmesi mümkündür ne de hoşgörü ile biradada yaşama ve ortak hedeflere birlikte yürüme isteğinin oluşması... Kişiler arasındaki bu güvensizlik duygusu, siyasal alana da yansımakta, Türk siyaseti bunun ağır faturasını yıllardır ödemektedir. Dünya Değerler Araştırması’ndan çıkan sonuç da karamsar tabloyu tamamlamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre “güven” konusunda Türkiye araştırmaya katılan 43 ülke arasında sondan ikinci sırada yer almaktadır. Peki birbirine güvenmeyen insanların oluşturduğu bir toplumun, elele vererek sorunlarını çözmesini beklemek mümkün müdür? Türkiye’nin öncelikli olarak güven sorununu çözmesi ve toplumsal güveni yeniden inşa etmesi gerekmektedir.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.