301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
04 Mart 2015 - Çarşamba 21:35 Bu haber 843 kez okundu
 
Ülkemizdeki Siyasal Kültür Ortamı
Köşe Yazıları Haberi


“Ülkemizde nasıl bir siyasal kültür ortamı var?” diye baktığımızda karşımıza evrensel değerlerden uzak, uzlaşmacı değil çatışmacı, merkeziyetci, farklılıklara tahammül edemeyen ve seçkincilik anlayışına mahkum olmuş bir yapı çıkmaktadır.

Siyasal kültürümüzde uzlaşma değil, çatışma ön plana çıkmaktadır. Toplumsal anlayışlarımızdan ödün vermek bir zaaf belirtisi olarak görülmektedir. Uzlaşma rejimi olarak tanımlanan demokrasiyle, uzlaşmacı olmayan kültür arasında sürekli bir gerilim yaşanmaktadır.

Siyasal kültürümüz ile ilgili yaptığım araştırma sonucunda elde edindiğim bilgileri siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

Kaynak: Siyasal İletişim Enstitüsü
Siyasal İletişim Enstitüsü siyasal kültürümüzün kendine has özellikleri bulunduğunu ve bu nedenle evrensel demokratik değerler ile ilişki kurmakta zorlandığını ve Türkiye’deki siyasal kültür ortamının özelliklerini şöyle sıralamaktadır.

* Toplumumuz kendi içinde yeterince farklılaşmamıştır. Herkes kişiliğini topluluk içinde bulduğu, topluluk dışında algılayamadığı bir bütün olarak görmektedir. Bu durum da siyaset alanını yakından etkilemektedir. Farklılaşmanın ifadesi güçleşmekte, farklılaşmanın dile getirilmesi bölücü bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Düşünce üzerine sınır koyma eğilimleri de artmaktadır.
* Toplumumuz ortalamadan sapan davranış ve görüşlere karşı hoşgörülü değildir. Toplumumuzdaki dayanışmacı cemaat anlayışı ortalamadan ayrılanları toplumun dışına itmektedir.
* Siyasal kültürümüz bireysellikten çok toplumsallığa önem vermekte, toplumun bireyin önünde olduğu kabul edilmektedir.
* Toplumsal hayatın bütün alanları siyasetle ilgili görüldüğü için ülkemizde siyasetin müdahale alanı çok genişlemiştir. Toplumda siyasetin sınırı da belli değildir. Vatandaş hertürlü isteğinin devlet tarafından karşılanmasını beklerken, devlet de kendisinde her alana sınırsız müdahale hakkını görmektedir. Hertürlü isteğin devlet tarafından karşılanmasının beklenmesi beraberinde herşeyin siyaset aracığıyla elde edilebileceği düşüncesini de getirmektedir. Bu da ülkemizde demokrasinin işleyişini zorlaştırmaktadır.
* Toplumumuzdaki özerk kurum ve toplulukların sayısı yeterli değildir. Devlet, kendisini sayıları zaten az olan kuruluş ve topluluklar karşısında kayıtsız bir üstünlüğe sahip olarak görülmekte, bunlar devlete tabi olması gereken birimler olarak değerlendirilmektedir. Toplumun yönetim sürecine örgütlü bir şekilde katılması engellenmektedir.
* Siyasal kültürümüzdeki “siyasal seçkincilik” anlaşıyı da mutlaka altı çizilmesi gereken bir unsurdur. Belirli niteliklere haiz kişilerin toplumu yönetmekte özel hak sahibi olduğunu varsayan siyasal seçkincilik anlayışında, doğrunun, iyinin ve güzelin sadece bazı kişiler tarafından bilindiği kabul edilmektedir. Türkiye’de özellikle bürokrasinin böyle bir anlayışa sahip olduğu görülmektedir. Bu anlayışa sahip kişiler devleti kutsamakta, toplumu ve bireyi ikinci plana itmektedirler.

Siyasal kültürümüzün özellikleri hakkında önemli ipuçları veren Türkiye Değerler Araştırması’nın sonuçlarına göre de siyasal kültürün çok önemli bir unsuru olarak görülen

“güven” konusunda ülkemizde ciddi bir sorun yaşanmaktadır. 1990 ve 1997 Türkiye Değerler Araştırması’nda toplumun bireylerinin birbirine duyduğu güveni ölçmek için sorulan;”Sizce, genelde insanların çoğuna güvenilebilir mi? Yoksa başkalarıyla herhangi bir ilişki kurarken veya iş yaparken hiçbir zaman dikkati elden bırakmamak mı gerekir?sorusuna 1990 yılında “genelde insanların çoğuna güvenilebilir” cevabını verenlerin oranı yüzde 10 iken, bu oran 1997 de yüzde 6.5’a kadar gerilemiştir.

Birbirine güvenmeyen insanların çoğunluğu oluşturduğu bir toplumda ne paylaşma duygusunun gelişmesi mümkündür ne de hoşgörü ile biradada yaşama ve ortak hedeflere birlikte yürüme isteğinin oluşması... Kişiler arasındaki bu güvensizlik duygusu, siyasal alana da yansımakta, Türk siyaseti bunun ağır faturasını yıllardır ödemektedir.

Dünya Değerler Araştırması’ndan çıkan sonuç da karamsar tabloyu tamamlamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre “güven” konusunda Türkiye araştırmaya katılan 43 ülke arasında sondan ikinci sırada yer almaktadır. Peki birbirine güvenmeyen insanların oluşturduğu bir toplumun, elele vererek sorunlarını çözmesini beklemek mümkün müdür? Türkiye’nin öncelikli olarak güven sorununu çözmesi ve toplumsal güveni yeniden inşa etmesi gerekmektedir.

 

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 28.09.2024
Bugün
19 - 25
Pazar
17 - 27
Pazartesi
15 - 18
Tekirdağ

Güncelleme: 28.09.2024
İmsak
05:32
Sabah
06:57
Öğle
13:06
İkindi
16:25
Akşam
19:05
Yatsı
20:24
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
18
20
0
0
6
6
2
Fenerbahçe
13
14
1
1
4
6
3
Beşiktaş
13
11
0
1
4
5
4
Samsunspor
12
7
2
0
4
6
5
Başakşehir
10
11
1
1
3
5
6
Eyüpspor
9
9
1
3
2
6
7
Göztepe
9
8
0
3
2
5
8
Antalyaspor
8
9
2
2
2
6
9
Konyaspor
8
6
2
2
2
6
10
Sivasspor
8
5
2
2
2
6
11
Kasımpasa
6
6
2
3
1
6
12
Alanyaspor
6
6
2
3
1
6
13
Bodrumspor
6
5
4
0
2
6
14
Trabzonspor
5
3
0
5
0
5
15
Gaziantep FK
4
4
3
1
1
5
16
Rizespor
4
3
4
1
1
6
17
Kayserispor
3
5
2
3
0
5
18
Hatayspor
2
4
4
2
0
6
19
A.Demirspor
1
5
5
1
0
6
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı