Moved Permanently

      13 yıldan beri ülkeyi soyup soğana çeviren, hırsızlığı, arsızlığı, yolsuzluğu meşru hale getiren, yüce dinimizi sömürdükçe sömüren,  laik Cumhuriyeti geçmişin enkazında boğmak isteyen, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alan, halkımızı düşman kamplara ayıran ve bölünme noktasına getiren, kısacası bu ülkeyi babalarının çiftliği gibi yönetip zenginleşen, fakirleşen halkı ise çıkardığı despot yasalarla inim inim inleten ve daha pek çok kötülüğü bu millete reva gören bu iktidara karşı, bir siyasi güç nihayet kendini gösterdi. Yeniden biçimlenip, güçlenerek; “Durun, korkmayın, artık biz varız.” dedi.

      Zaten, başka çare de kalmamıştı. Meclisteki muhalefet partilerinin, iktidar olmak gibi bir niyetleri hiç görülmedi. Bu sütunlarda, daha önce de yazmıştım. CHP ne yazık ki, kendi içinde didişmekten ve kendi kendine muhalefet etmekten başka bir işe bakamadı. Ülkemiz, ölünmeye ramak kalmışken, o bölünme taraftarlarını içinden temizleyemedi. Aksine onlara söz hakkı verip, bölücüleri hep sevindirdi.

     Bölünmeye karşı çıkıp, milliyetçiliği ayakta tutmaya çalıştığını söyleyen MHP‘nin lideri ise, ülkücü kesimi sürekli evlerinde hapis tuttu. Böylece, Türk milliyetçiliğine yapabileceği en büyük kötülüğü yaptı. Yapmaya da devam ediyor.

     Bu durumu gören iktidar, böyle bir muhalefeti ciddiye almadığını açıkça beyan ediyor ve yolsuz icraatını sürdürmekten ve bölünmeye dolu dizgin gitmekten katiyen vazgeçmiyordu.

      Millet umutsuzdu, vatan ağlıyordu.

                          EY VATAN, GÖZYAŞLARIN DİNSİN …

    Hemen bütün seçimlere katılan ancak, seçim barajı sebebiyle ciddi bir varlık gösteremeyen İşçi Partisi, “Durun, korkmayın, çare var. Artık, çare biziz.” dedi.

    Değerli okuyucularım; burada  önemli bir hususu, hemen belirtmeliyim. Doğu Perinçek’in liderliğindeki İşçi Partisi’nin şimdiye kadar düşük oranda oy almasının sebebi; “Güvensizlikten değil, barajı geçemeyeceği tahmin edilerek, oyların ziyan olmaması için ona verilmemiş olmasındandır.”  Başkaca, hiçbir sebebi yoktur.

      Ama, artık öyle değil. Çünkü, artık bıçak kemiğe dayandı. Oyların, bu partide toplanması ve ülkenin kurtuluşunun bu partide aranmasından başka çare kalmadı.

      İşçi Partisi bidayette, halkın ve emeğin partisi olarak kuruldu. Adı üstündeydi ve o, çalışanlardan, üretenlerden yanaydı. Üreten de, hakkını mutlaka almalıydı.

      Komünizmin etkisi altında kalan sosyalist rejimlerden korkan halklar, sosyal dayanışma ve toplumsal adaleti oluşturmak yerine, burjuva iktidarlara yöneldiler. Bu iktidarlar da milleti iliklerine kadar soyup, dünyaya gayrimeşru gelmiş bir çocuk gibi sokağa bıraktılar.

       Çok iyi niyetle kurulan İşçi Partisi de bu şekilde algılanınca, ülkemizdeki burjuvalar bayram yaptılar.

       Doğu Perinçek ve arkadaşları, artık bu yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırdı ve partinin adını değiştirdiler. Doğru olan niyetlerinin, “sadece vatan ve onun üstünde yaşayan milletin mutluluğu” olduğunu bir kere daha gösterdiler. Dün yapılan kongrede, doğrusu milleti şahlandırdılar.

       Ve; partinin adı artık, “Vatan Partisi” oldu.

       1950’li yıllarda çok sevdiğimiz ve okullarda sıkça söylediğimiz bir marş vardı. Mahur makamında bestelenmiş olan marşın adı da, “Vatan Marşı”ydı. Bu marş, Vatan Partisi’ne çok yakıştı.

                    Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz,

                    Ey Vatan! gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.

                    Gül ki sen neş’enle, gülsün ay, güneş, toprak, deniz,

                    Ey Vatan! gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.

                    VATAN PARTİSİ, ARTIK TEK UMUT OLDU

     Değerli okuyucularım; Türkiye yolun son sapağında. Bu sapak da kaçırıldığı takdirde, saçımızı-başımızı yolmanın hiçbir faydası olmayacak.

     Görüştüğüm vatandaşlar, mevcut iktidara oy vermek istemediklerini, çaresizlik içinde olduklarını, çünkü bu iktidarın artık iler-tutar tarafı kalmadığını ve ülkemiz/halkımız için son derece zararlı olduğunu ifade ediyorlar. Ediyorlar, ama oy vermek için güvenilir başkaca parti olmadığını da söylüyorlar.

     Vatandaşlarımızın önemli bir kısmı, “İşçi Partisi”nin bir çıkış yolu olarak gördüklerini söylüyorlar. Ve, doğru düşünüyorlar.

     Adını değiştiren ve programını geliştirip, mevcut iktidara alternatif olan yeni “Vatan Partisi”, bu ülkeyi düzlüğe çıkaracak tek parti olarak görünüyor.

    Bu iktidarın zulmüne uğrayan, daha fazla sömürülmesini istemeyen, kısacası bu iktidardan umudunu kesen bütün vatandaşlarla, “kararsız” olan  vatandaşlarımız, yolun bu son sapağını artık kaçırmamalı.

    Yeni marşla birlikte, yeni slogan  da bu olmalı.

   “Ey Vatan! gözyaşların dinsin, artık Vatan Partisi var.”

    Başka çaremiz kaldı mı, değerli okurlarım?