Bu söz, 80 yaşındaki dedeme aitti. Dedemin kümesinden iki yumurta çalarken yakalan çocuğa, komşusu arka çıkıyordu. Çocuk suçüstü yakalanmıştı, ama komşusu “Hırsızlık filan yok” diyerek, direniyordu.
Olay, 1954 yılında köyde yaşanmıştı. Dedemin tavukları her gün yumurtluyordu, ama folluktaki yumurtalar kaybolup gidiyordu.
Önce kediler suçlandı ve takip edildi. Kediler, kümese girmiyordu. Dedem, gün boyu kümesi izlemeye karar verdi ve maksadına erişti. Yumurtaları, komşunun çocuğu çalıyordu. O yıllarda, para yerine yumurtayla da bakkaldan alış-veriş yapılabiliyordu. Çocuk, kendine iyi bir kaynak bulmuştu
Dedem, komşunun çocuğunu iki yumurtayla kümesten çıkarken yakalamıştı. Hesaba çekerken, komşusu yetişti ve dedeme çok sert çıktı. “Bu çocuk, hırsızlık yapmaz.” dedi. Dedem, çocuğun elindeki yumurtaları gösterdi, ama komşusu dinlemiyordu. “Bu çocuk çalmaz.” diyor, başka bir şey demiyordu.
Ben, henüz İlkokula gidiyordum. Olaya tanık olmuştum. Hırsız, suçüstü yakalansa bile, kimilerince ona hırsız denmeyeceğini o zaman öğrenmiştim.
Öğrendiğim meğer doğruymuş, ama hırsızın yaptığının hiçbir zaman doğru olmadığını, öğretmeseler de zaten biliyordum
Ben değil, herkes biliyordu. Hırsız suçüstü olsa da, suçlu sayılmayacağını meğerse, 4 Bakanı sorguya çeken Meclis Komisyonu’nun AKP’li 9 üyesi de biliyormuş. İktidar partisinden kimdi bu vekiller?
EVET, KİMDİ BU VEKİLLER VE NE DİYORLARDI?
Bu vekilleri tanıyan yok gibi. Çünkü, onlar mecliste sadece iktidarın istediği biçimde parmak kaldırmaktan başka hiç bir iş yapmıyorlar. O yüzden tanınmıyorlar. Ayda 15 bin lira maaş alıp, şahsi işleriyle eş-dostun işlerini takip ediyorlar. Devletin bütün imkanlarından yararlanıyorlar.
Hiçbirini tanımasanız da, suç üstü olan malum bu 4 Bakan’la ilgili olarak bakın ne demişler?
İSMET SU : Bursa Milletvekili: “4 Bakanla birlikte hükümetimize darbe girişiminde bulunulduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Onları mahkemeye gönderseydik, darbeyi desteklemiş olurduk.”
MUSTAFA AKIŞ : Konya Milletvekili “Ciddiye alınmaması gereken isimsiz ihbarlar yapılmış. Bu kadar para acaba neden görülmemiş?”
YILMAZ TUNÇ : Bartın Milletvekili, “Ortada hiçbir suç yok. İki yıl teknik takip yapılmış ama dinlemeler hukuksuz.”
İLKNUR İNCEÖZ : Aksaray Milletvekili “Sanki ülkemizde sistematik bir soygun varmış gibi bir algı oluşturdular. Bu operasyon, siyasi bir suikasttır.”
KEMAL ŞERBETÇİOĞLU : Bursa Milletvekili, “Yüce Divan’a gönderilmelerine gerek görmüyorum.”
YUSUF BAŞER : Yozgat Milletvekili “Başbakanımıza ve hükümetimize uzanabilecek bir şey bulmak için çalışmışlar. Bunu görmemek mümkün değil”
BİLAL UÇAR : Denizli Milletvekili “Her şey planlı olarak yapılmış ve bu 4 Bakana tuzak kurulmuş. Suçları yok ve dava açmaya da gerek yok.”
AYŞE TÜRKMENOĞLU : Konya Milletvekili “Bakanlar, bütün suçlarını kabul etseler bile, suç işlediklerine dair bende yeterli bir şüphe uyanmadı.”
HAKKI KÖYLÜ : Kastamonu Milletvekili, Komisyon Başkanı “Yüce Divana gönderilmelerini istemiyorum.”
Değerli okuyucularım ; Şu ifadelere bakar mısınız? “Kap-kara” bir renge, nasıl da “Bem-beyaz” diyebiliyorlar?
Bu nasıl yüz? Bu nasıl vicdan? Bu nasıl utanmazlık? Bu kişilere nasıl güvenilir? Bu kişiler, bu ülkeyi ve bu halkı nasıl temsil edebilirler?
Bu dokuz Vekil, beni iyice şaşırttı. Şu söylediklerine, bir kere daha bakar mısınız? Adamlar tam anlamıyla “suçüstü” yakalanmışlar. Suçlarına dair telefon konuşmaları yasal olarak dinlenmiş ve banda kayıt edilmiş. Suç işledikleri, yani rüşvet aldıkları ve paraları depoladıkları apaçık ortada. Zaten onlar da inkar etmiyorlar, sadece geveleyip duruyorlar.
Kümesten yumurta çalan çocuğu yakalayan dedemin, onu koruyan komşusuna “Hırsızı koruyan da hırsızdır.” sözüyle ne demek istediğini, şimdi çok daha iyi anlıyorum.
Komşusu, kümesten iki yumurta çalan çocuğu korumaya çalışıyordu. Ona, hırsız denmesini istemiyordu. Dedem de ona; “Hırsızı koruyan da hırsızdır.” diye karşılık veriyordu.
Bakın şimdi, bu 9 vekil ne yapıyor ve kimleri koruyor? Dedem, şimdi kalksın da görsün.