Saray’da yaşayan Roman Vatandaşlar, artık kendi evlerinde oturabilecekler. Saray Belediyesi, onlar için “Toplu Konut Alanı Projesi”ni hayata geçiriyor. Karar alındı, sıra uygulamada. Çayla Mahallesi, İsmet Paşa Mahallesi olabilir.
“Kırmızıyı severler, etsiz yemek yemezler.” İyi de, eti nereden bulurlar? Orasını bilen yok. Daha dün, karşılaştığım bir Roman hemşerime bunu sordum. Hiç düşünmeden cevap verdi; “Çalışırız be agacım.”
Romanların, köklü bir geçmişi var. 13’ncü asırda Hindistan’dan ayrılıp, Yunanistan üzerinden doğu Avrupa’ya, 15’nci asırda da batı Avrupa’ya yayıldılar. 1940-45 yılları arasında, ırkçılık sebebiyle Avrupa’da büyük zulüm gördüler.
Geçiş yolu olan Türkiye’de kalanlar önce Konya’ya yerleştiler, oradan ülkeye dağıldılar. Büyük çoğunluğu Trakya’ya gelip yerleşti.
Mekan edinme dertleri hiç olmadı. O sebeple, genellikle gezginci olarak yaşadılar. Sabit yerlerde yaşayanlar da var.
Bugünkü medeni hukuka göre Roman vatandaşların, öteki vatandaşlardan hiçbir farkları yok. Vaktiyle göze batan kimi ayrımcılıklar, artık tamamen kaldırıldı.
ROMANLAR, SARAY’DA ÇAYLA MAHALLESİ’NDE
1950’li ve 60’lı yıllarda köylere kadar yayılan Romanlar, artık belli merkezlerde toplandılar ve toplu yaşıyorlar. İlçemizde, Ayaspaşa Mahallesi’ne bağlı olmalarına rağmen, Çayla yolu üzerinde yaşadıkları için, oraya Çayla Mahallesi deniyor.
Öte yandan, Çayla Köyü de artık Çayla Mahallesi oldu. İlçe merkezinde bir Kemal Paşa Mahallemiz var. Bu alan da, Ayaspaşa Mahallesi’nden ayrılarak, adına artık “İsmet Paşa Mahallesi” denilebilir
Büyükyoncalı’daki Karlıköy yolu üzerinde, Çerkezköy’de, Çorlu’daki Kore Mahallesi’nde, Tekirdağ’da da Aydoğdu Mahallesi’nde mekan edinmişler. Vize de de, ayrı bir mahalleleri var.
Saray’ın Çayla Mahallesi’ne yerleşmeleri, 1980’li yılların sonuna rast geliyor. Dönemin Saray Belediye Başkanı Erdoğan Kaplan, mülkiyeti başkasına ait olup kullanılmayan o alanı kendilerine gösterince, kimi evini yapıyor, kimisi çadırda ve naylon barınaklarda yaşamaya başlıyor.
Halen, 4 Sokaktan meydana gelen mahallede, 3 Kahvehane, 5 de Bakkal dükkanı var. 30-40 kadarı naylon çadırda olmak üzere, 200 hane bulunuyor. Mahallede, 800 civarında Roman vatandaş yaşıyor. Çocuklarını okutuyorlar ve mahalleye yakın olduğu için 75.Yıl Okulu’na gönderiyorlar.
Mahallenin erkeklerinin kimileri Çerkezköy’de fabrikalarda çalışırken, kimileri hurda toplama işi yapıyor. Otomobili olanların yanında, kamyoneti olanlar da var. At arabaları da çabası.
Öteden beri, mahallenin otoritesi sayılan ve Dernek Başkanlığını yapan Ali Gültaş’a göre, mahalle gittikçe toparlanıyor. Çalışanların sayısının artığını söyleyen Gültaş, “Eski hırsızlıklar da kalmadı. Hemen herkes, geçimini meşru yoldan sağlamaya çalışıyor.” diyor.
Ne var ki, kimi Romanların az da olsa kadınlı-erkekli uyuşturucu işine bulaştıklarını, yakalanıp Tekirdağ Cezaevi’ne konduklarını, bunların sayısının 12 kadar olduklarını, bu durumun diğerlerine önemli bir ders olduğunu da ifade ediyor.
Belediyenin, mahallelerine düzgün hizmet verdiğini, hiçbir ayırım yapmadığını belirten Ali Gültaş, ancak kimi Romanların topladıkları hurdaları mahallenin içine yığıp, sağlık sorunu yarattıklarını ve görüntü kirliliği yaptıklarını da anlatıyor.
GELELİM, BELEDİYE’NİN SON KARARINA
Saray Belediyesi, bu vatandaşlara sahip çıkıyor ve onlara geçici de olsa, barınabilecekleri bir alan sağlıyor. Ancak, Tapu’nun Ayaspaşa Mahallesi, 119 numaralı ada’sına kayıtlı olan ve 29 ve 6 numaralı iki parselden oluşan bu alan özel mülkiyete ait olduğu için, Roman vatandaşlar halen işgalci durumdalar.
İşte, onları bu durumdan kurtarmak ve ev sahibi yapabilmek için Saray Belediyesi, “Toplu Konut Alanı Projesi” çerçevesinde, 13 Kasım 2014 günü Belediye Meclisi’nden yeni bir karar alıyor.
15 Belediye Meclisi üyesinin ittifakla aldığı 225 numaralı karara göre, önce Belediye İmar Komisyonu’nun 11 Kasım 2014 tarihli kararına atıf yapılarak, Roman vatandaşların işgal ettikleri bu alanın öncelikle satın alınması ya da başka bir alanla takas edilerek Roman vatandaşlara verilmesi planlanıyor.
DOĞRU OLAN HANGİSİ?
Kanaatimce, iki seçenek de doğrudur. Belediyenin takas edecek alanı, arsası varsa, bu şekilde uygun bir “aldı-verdi” olabilir. Ya da, buranın Belediye tarafından satın alınıp, uygun bir fiyatla ve uzun vadede Roman vatandaşlara satılması çok şık olur.
Madem ki mahalle Toplu Konut Alanı’na alınıyor, TOKİ ile de işbirliği yapılabilir. Buraya İmar Yasası’na uygun binalar yapılarak, Roman vatandaşların her türlü imkanı haiz daha modern konutlarda yaşamaları sağlanabilir.
Ne türlü olursa olsun, Roman vatandaşlara sahip çıkmak, başta sosyal devlet anlayışı olmak üzere, yerel yönetimlerin de üzerine düşen önemli bir görevdir.
Bu karar uygulandığı ve olumlu sonuçlandığı takdirde, Belediye Başkanı Nazmi Çoban’ın Karne notu, biraz daha yükselebilecektir.
Roman vatandaşlar, o zaman hangi rengi severler bilemem, ama etsiz yemek yemeyecekleri gün gibi ortada.
Öte yandan, Çayla Köyü artık Çayla Mahallesi oldu. Aynı bölgede, iki Çayla Mahallesi olamaz. İlçe merkezinde bir Kemal Paşa Mahallemiz var. Burası da, Ayaspaşa Mahallesi’nden ayrılarak, adına pekala “İsmet Paşa Mahallesi” denilebilir. İktidar partisi kızmazsa, böylece “iki ayyaş”ın(!) adı, iki ayrı mahalleye verilmiş olur. Şimdiden hayırlı olsun.