ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.07 ₺
STERLIN 45.63 ₺
G.ALTIN 3,360.79 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,629.27 $
ETH 2,701.13 $
BİST 9,877.59

Sentez, 80'lerde ortaya çıktı

Yayınlama: 14 Kasım 2014 Cuma 23:28 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Sentez, 80'lerde ortaya çıktı

Türk-İslam sentezi, 1980'lerde Türkiye'de ortaya çıkan sağ kanat ideoloji. Türk-İslam sentezi ile ilgili yaptığım bir takım araştırmalar sonucunda bazı kaynakların verilerine göre,  Türk-İslam önkoşuldur. Ancak 1980'lı yıllardan sonra ortaya çıkan sentez anlayışı Türk toplumunda Türk-İslam sentezi oluşmaya başlandı. Oysa Türk-İslam, Türk toplumunda var olan bir unsurdur. Ayrıca bunun devamında milliyetçilikte söz konusudur. Yani sentez son yıllarda oluşan ve özellikle Güneydoğu ve Anadolu'nun bazı bölgelerine hızla yayıldı.
Sentez, Aydınlar Ocağı çevresinde ortaya çıktı. İdeolojinin önemli bir savı, Türklük ve İslamiyet arasında esasta bir uyum olduğudur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayan ümmetçilik-milliyetçilik tartışmasıyla ilgilenmiştir. Senteze göre ümmetçilik Allah iradesine teslim olmuş bir topluluğun peşinden koşmaktır, oysa milliyetçilik kişinin kendi durumunun bilinçli olarak farkında olması hâlidir. Bu iki durum arasında bir çelişki bulunmamaktadır. Aksine, İslam, Türk olmayı mümkün kılan bir önkoşuldur, Türk kimliğinin onsuz olmaz bir parçasıdır.

Sentezciler nihai olarak ümmet birliğine karşı olmasalar da, pratik nedenlerle bunun zorluğundan hareketle, Türklüğün birliğinin önem kazandığını öne sürmüşlerdir. Senteze göre Türk milleti, diğer İslam milletlerine göre Allah yolunda savaşma açısından ayrıcalıklı bir konumdadır.

Türk-İslam sentezi ideolojisinin failini tanımak, 28 Mayıs 2006, Radikal gazetesi web sitesi şöyle anlatılıyor:
"Ümmetçilik, sentezde "Allahın iradesine teslimiyetten ibaret bir insan topluluğunun peşinden koşulmasıdır". Milliyetçilik ise insanın kendi milletini bilmesiyle ilgili bir "idrak" olarak tarif ediliyor. Böyle ortaya konulduğunda sentezde, millet idraki ile ümmet idraki arasında herhangi bir uyuşmazlık ya da gerilim mevcut değildir.
Türk milleti, "kafirlere karşı Allah yolunda cihad etmek" bakımından çeşitli İslam milletleri arasında "en fazla rahmaniyete mazhar olmuş" millet olarak ayrıcalıklandırılıyor" Türk milleti kafasında olan turancılık tutkusunun son bulacağı düşüncedir. Çünkü dünyada hristiyan olan gagavuz türkleri kazak türkleri unutulmuş demektir. Ayrıca bu düşüncenin sadece sunni türkleri kapsadığı düşünülürse şii türkler alevi türkleri bile devre dışı bırakması cidden bittiğinin göstergesidir.

Türk ve islam kelimeleri birbirini tamamlayan kavramlar olması hasebiyle ortada bir tezat olmadığı bir gerçektir. İslamiyetin en büyük temsilcilerinden olan onu koruyan kollayan türk milletinin, türklük şuur ve gururunu, islam ahlak ve onurunu birarada yaşamaları demektir. Mehmed niyazi, Necip Fazıl eserlerinde "Bu sentezi" vurgulamışlardır. Müslüman bir Türk için kaçınılmazdır. Siyasi yansıması olarak daha hiçbir parti bu iki kavramı temsil edememiştir. Alpaslan Türkeş de bu söylemler görülmüştür. Ama o da başarılı olamamıştır.

Onun bu konuya en iyi katkısı Türklük bedenimiz islamiyet ruhumuz tanımlaması olmuştur. Açılım olarak bu sentezi tanımlayan bir slogan. Ne yazik ki slogandan ibaret kalmıştır. Ayrıca neden Türk islam Türkiye'de sadece Türkler yok diye şovenist bir yargılamaya itilmemeli. Bu tarihi bir bağdır.

Toplumu dinden soyutlamanın manasının bulunmadığı gibi, bir din şemsiye üstünde barındırma gayreti de onun zaman içerisinde ki farklılıklarını silebilmektedir.
Müslümanlığa geçiş ile türk toplumunda bir çok ögenin gelişiminin yanı sıra bir çok değerde de düşüş yaşanmıştır. islam, türke türklükte olmayan bir şey katmamış var olanları geliştirmiş, lakin özellikle, türk olma bilinci ve kadının toplumdaki yeri gibi konularda birçok şey götürmüştür.

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4