ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,352.91 ₺
Ç.ALTIN 5,651.17 ₺
BİLEZİK 3,152.21 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Halkı Ciddiye Almıyor !

Yayınlama: 28 Ekim 2014 Salı 22:10 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Halkı Ciddiye Almıyor !

        Halkın % 52 si ona oy verip, Cumhurbaşkanı seçti. O ise, halkı zerre kadar ciddiye almıyor. Yetkisini, yine kötüye kullandı ve muhtaç olduğumuz adaletin tepesine de, yine   partili adamlarını getirdi.

       Bu köşeyi izleyenler, AKP’nin devletin bütün kadrolarına kendi adamlarını nasıl doldurduklarını, Cumhuriyet tarihinde onlar kadar partizan hareket eden bir iktidarın daha gelmediğini hep okudular.

      Devleti yönetmek onların hakkıydı ve göreviydi, ama bunun bir yolu, bir yöntemi ve kanunları vardı. Devlet yönetmek, bir çiftlik ya da bir şirket yönetmek değildi. Ve Türk devleti de, bu dünyada tek başına değildi. Onun gibi  dünyada daha 193 devlet vardı.

   İşin ilginç yanı, geri kalmış Afrika ülkelerinde, hatta diktatörlerin dahi yönettiği ülkelerde bile bu kadar keyfilik, bu kadar ciddiyetsizlik yoktu.

   Devleti, devlet olmaktan çıkaran bu iktidar, özellikle memur kadrolarına yaptığı atamalarla, yasaları, hak ve adaleti ve liyakati hiçbir zaman gözetmedi. Sadece, “Devlet’te hep benim adamlarım, bana biat eden ve benim her istediğimi yapan adamlar olacak” diyerek, hep böyle kimseleri bulup getirdi.

                   DEVLETİN BÜTÜN KURUMLARINI ELİNE GEÇİRDİ

      İktidar, kısa sürede devletin bütün kurumlarını eline geçirdi. Daha önceki yazılarımda da defalarca belirttiğim gibi, bütün kanunları muhalefeti dışlayıp, hep kendisi yaptı ve keyfince uyguladı. Karşı çıkanları, devletten uzaklaştırdı.

     Bütün güçleri kendisine bağladıktan ve baskı altına aldıktan sonra, sıra yargıya geldi.

     Sonunda, Anayasa’ya göre bağımsız olması ve tarafsız karar vermesi gereken yargıya da çengel atıp, onu da kendisine bağlamak istedi.

    Çünkü, özellikle suçüstü olduğu yolsuzluk operasyonlarından sonra, tam bir yargı düşmanı oldu. Önce, bu operasyonu yapan Yargı mensuplarıyla, Emniyet güçlerini sağa sola savurdu. Ve nihayet, Yargı’nın tepesindeki Yüksek Kurulu kendisine bağlamak için kolları sıvadı.

   Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar hiç görülmediği halde, siyaseti Yargı’nın içine sokup, seçimle Kurul oluşturmaya kalktı. O kurulu eline geçirmek için de, bir yolunu bulup kendi adamlarını seçtirdi ve o Kurula da hakim oldu.

         CUMHURBAŞKANI, ADALETİ BİR KERE DAHA YERE SERDİ

      Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na seçimle gelenlerin dışında, Cumhurbaşkanı’nın 4 üye’yi seçme hakkı vardı. Cumhurbaşkanı, bu hak ve yetkisini evvelki gün kullandı ve adaleti bir kere daha yerle bir etti.

    Bu yetkisini kullanırken, tarafsız davranacağını zaten beklemiyorduk. Ancak, bu kadar da taraflı olacağını ve halkı ciddiye almayacağını da sanmıyorduk.

    Bu kadarı da olmazdı ve bir Cumhurbaşkanı, taraflı olduğunu bu kadar da belli edemezdi. Cumhurbaşkanı’nın seçip atadığı kişilerin 4’ü de Avukat’tı. Ve hepsi, iktidarın müseccel yandaşları ya da mensuplarıydı.

    Biri, AKP’ye kayıtlı ve türbanlı bir Avukattı. Avukatlar, türban takmaya izinliydiler, ama Hakimlere bu izin verilmemişti. Ancak, bu yüksek Hakim türbanlıydı ve bu Yüksek Kurul’a, ilk defa türbanı sokuyordu.

     Başka biri, kendisinin Avukatı ve AKP’nin Hukuk Müşaviri’nin ağabeyi idi. Bir diğeri, AKP Pendik Teşkilatı’nın kurucusu ve İstanbul Milletvekili adayı idi.

    Ve  4’ncüsü de, eski Kurul üyesi olup, bir militan gibi hep iktidar lehine karar veren bir kişiydi. Bir kere daha görüldü ki, Cumhurbaşkanı kendisini seçen bu halkı ciddiye almıyordu.

     Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, artık bağımsız Türk Adaleti’nin değil, AKP iktidarın emir ve komutasındadır.

     Daha önce de ifade ettiğim gibi, benim bundan böyle adaletten neden korktuğumu, şimdi bir kere daha anladınız mı?

 

    

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4