ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.10 ₺
STERLIN 45.64 ₺
G.ALTIN 3,359.22 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,638.16 $
ETH 2,701.38 $
BİST 9,877.59

Boşa kürek sallamak

Yayınlama: 12 Eylül 2014 Cuma 20:55 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Boşa kürek sallamak

Ne kadar umutsuz olsada durum, umut yürektendir.. İnsan olabilecegine inanıyorsa her durum da savaşır... Umudun bittği yerde yaşamda biter.. Eğer yaşıyor isen hala bir umut vardır... Atlarım herhalde o kadar umut ettik de ne oldu hiç bir yere varamadık. Hep kendimize ettik yalan dünyaya da hiçbirşeye değmiyor...

Sen günaydın demeden aymazdı gün, doğmazdı güneş. Zaman gelir sende dururdu. Ayrı olduğumuz zamanlarda bir memurun hafta sonu tatilini beklediği gibi beklerdim seni. Hani,"nasılsın?" Diye soranlara, Özlüyorum diyebilecek kadar özlerdim seni…
Yani kısacası sevgilim, Yaşamla ölüm arasında ki, o ince çizgisin sen. Gitsen, uçurumsun.
Kalsan, yarısına gelmiş bir ömrün, geri kalanı olursun... Sen benden gittin gideli tabiki kalıp savaşırdım. Ordan atlamak; aciz ve korkaklar. Hayat bulduğu her fırsatta bizi o uçurumun kenarına itmiyo mu zaten.. Ee öyle Hemen pes etmek olurmu? Olmaz.. Kalıp savaşacaksın hayatı sen iteceksin o uçurumdan...
 
Zamanın istikrarlı akışına rağmen istikrarsız akıp gidiyor hayatımız. Kimimiz büyük idealler uğruna kayboluyor zamanın girift akışında, yani bir anlamda hayatı ıskalıyor, kimimiz hayatın akıp gittiğinden ve bir gün yolun sonunun gelip sorguya çekileceğimizden bihaber veriyor hayat mücadelesini. Gündelik, içi boş tartışmalarla dolduruyor kimi hayatı, kimisi de büyük idealler uğruna harcayıp gidiyor tüm sermayesini. Hayata bakış açımız, nasıl yaşayacağımıza ve ne uğruna yaşayacağımıza yön veriyor. Büyük idealler uğruna koşmak için yola çıktığımızda büyük idealist oluyoruz, hiçbir şeyle ilgilenmeyip günübirlik hesaplar peşinde koştuğumuzda da küçük hesapçı olup çıkıyoruz.
Bana kalırsa her iki durumda da bir terslik sürüp gidiyor. Nitekim dünyayı kurtarmak adına çıktığımız kutlu yolda ne uğruna kurtaracağımızı unutup, kendi nefsimizi daha ön plana çıkarıyor ve esas olması gereken yolun çok dışına çıkmış oluyoruz. Uğruna savaşacağımız mertebeyi bir anlamda göz ardı edince günü birlik hesaplar peşinde koşuyor ve inandığımız davayı da bir anlamda küçültüyoruz. Bunu da davamızı kullanarak, dava adına yapıyoruz. Diğer yaşam tarzı ise, insanın eşrefi mahlukat olduğunu unuttuğu, ne uğruna yaratıldığını anımsayamadığı bir yandan vuruyor insanı. Umursamaz günü birlik hesaplar peşinde koşmakla eşrefi mahlukatın hakkını yemiş oluyor, bir anlamda esfele safilin konumuna düşmüş oluyoruz. Oysa insan olmak, ne büyük davalar uğruna hayatı ıskalamakla ikame edilebilir, ne de hiç umursamayacak derece de savrulmakla… İnsan olmak amacın ne olduğunu bilmekle ve amaca doğru samimi bir şekilde yürümekle samimiyet kazanır.
Tabiatın daha da hırçınlaştığı son günlerde yağan yağmurlar, bana biraz daha bu fikri aşıladı. Selde mahsur kalmış can kurtaranı bekleyen insanları düşünün. Yaşam ile ölüm arasındaki o anı düşünün. Son anda can kurtaran yetişiyor ve insanları kurtarıyor. Diyelim ki, can kurtaran gecikti. İnsanlar ölecek ama yetişen değil yetiştiren yaşamalarını nasip ettiği için kurtarma ekipleri yetişiyor. Yani ölüm bize hem bir saat geç, hem bir saat yakın. Ölüm bize şahdamarımızdan da yakın.
Hal böyle olunca ne hayatı boş vermeye cüret edebiliriz, ne de büyük gayeler uğruna hayatı ıskalamaya. Önemli olan istikameti doğru belirleyip yürümek, hissetmek ve sabretmek…

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4