Moved Permanently

Değerli okuyucularım, rahmetli dedem, “Oğlum, sen eşek olursan, binmek isteyen çok olur.” Derdi. Ne demek istediğini o zaman pek anlamazdım, ama şimdi çok iyi anlıyorum.

    Aziz ve muhterem milletimiz, bu beylerin her istediklerine “Peki” deyince, onların da istekleri bitmedi, bitmiyor. Benim gibi kimileri ise, tepki gösterdiğini sanıp, rüzgara karşı ıslık çalıyor.

    Dedem, çok haklıymış. “Sırtıma bin” diyenler, semeri de koyunca, elbette binecekler.

                          HER İSTEDİKLERİ OLUYOR

    Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, iktidara geldiğinden beri, bütün yaptıklarını tasvip ettik. O kadar ki, paraları istiflerken ya da kaçırırken suçüstü olmalarına rağmen, “Çalıyorlar, ama çalışıyorlar.” Deyip, bu vahim yolsuzluk ve hırsızlık olayını bile hoş görüp, reyimizi yine de verdik.

    Onlar da, aldıkları reyleri hamam suyu sanıp, üstüne iki sabun sürerek temizlendiklerini sandılar. Ve, huylarını hiç değiştirmediler.

    Başbakan da, duvarlara, meydanlara yazılacak o tarihi ve çarpıcı sözü büyük bir gururla söyledi ve göğsünü gere gere; “Biz, bu günlere dürüstlüğümüzle geldik.”deyiverdi.

    Biz de, böylece gerçeği öğrenip, oyumuzu tekrar vererek onu Cumhurbaşkanı seçtik.

 ŞİMDİ, GELSİN BAŞKANLIK

      Yeni Cumhurbaşkanı’mız, 8 gün sonra partisinin kongresini yapacak ve  Başbakan olacak kişiyi seçtirip, köşküne çekilecek.

     Bundan sonra, hedefte Başkanlık var. Ama o, sistem gelmeden fiili olarak bu görevi yapacağını açıkça söyledi. Daha açık bir ifadeyle, 002 plakalı arabayı yeni Başbakan’a verecek, ama mührü vermeyecek.

Demek oluyor ki Yeni Başbakanımız, kendilerine sormadan def-i hacet bile yapamayacak.

      Olsun, o unvanı alacak ya.

     Bu yazının kaleme alındığı sırada, o koltuğa görevinde pek başarılı olan (!) Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun oturacağı, onun yerine de, şimdiye kadar medyanın karşısına çıkıp da tek kelime etmeyen MİT Başkanı getirilecekmiş.“Olmaz, olmaz.” demeyin, bu memlekette olur.

  ABDULLAH GÜL’DEN NE HABER?

Görünen o ki, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, AKP’deki misyonunuartık tamamlamış.

      O da, üç dönemini dolduranlar gibi, “Evvel yârin sevgilisi ben idim, şimdi uzaklardan bakan ben oldum.” adlı türküyü söyleyecek.

     Cümlenin maksudu bir olsa da, ortalıkta muhtelif rivayetler var. Bir rivayete göre, Abdullah Gül’ün liderliğinde yeni bir partinin kurulacağı, AKP’deki bütün küskünlerin burada toplanacağı, bu kişilerin Fethullah Gülen Hoca’nın hayır dualarını aldıktan sonra, Saadet Partisi’ndeki arkadaşlarını da yanlarına alıp, kollarını sıvayacakları söyleniyor.

      Ancak onlar için, ağaran saçlarını boyasalar bile, “yeni yetmeler”in karşısında buharlaşıp kaybolacaklarını söylemeyen yok gibi.

PEKİ, YENİ DÖNEM NE GETİRECEK?

     Tayyip Bey ve ekibi’nin  bundan sonraki hedefi, gelecek yıl yapılacak olan seçimde en az 330 Vekil çıkarıp, Anayasayı değiştirmek.

    Bölücü örgüt, 30 yıl önce ilk kurşunu atan teröristin, bu topraklar üzerinde Kalaşinikof’lu heykelini dikse bile o, yeni Anayasa’yla Başkanlık Sistemi’ni getirip, özlemle bekledikleri 2023 yılına kulaç atmayı kafasına koymuş.

Olur mu, olur. Eski ortakları ne istedi de, o vermedi? O, ne istedi de, bu millet vermedi? Yeter ki istesin.

Ekonomi, çökmeye başlamış. Yeni bir ekonomik kriz gelecekmiş. Harcı borcu olanlar, perişan olacakmış. Memleket bölünecekmiş. Türkiye Ortaçağ’a geri dönecekmiş. Milletin, bi-yerine konacakmış. Kimin umurunda?

 Bu güne kadar, onca felaketle karşılaştık. Hangisinden ders aldık ki?