ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,352.91 ₺
Ç.ALTIN 5,651.17 ₺
BİLEZİK 3,152.21 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Kent Konseyi'ndeki Şaibelik Sessizliğini Koruyor!

Yayınlama: 13 Ağustos 2014 Çarşamba 23:27 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Kent Konseyi'ndeki Şaibelik Sessizliğini Koruyor!

Bir kentte yönetenlerden çok yaşayanların söz sahibi olması gerekir. Bunu da o bölgedeki Kent Konseyleri sağlar. Kent sorunlarının çözümünde Kent Konseylerinin görevi belediye ile halk arasında köprü kurmaktır. Kent Konseyleri bilginin üretildiği, paylaşıldığı bir oluşum olup, bu nedenle konut, ulaşım, yeşil alan kültür sanat ve yoksul grupların kentlilik bilinci olumsuz yönde etkilendiğinde siyasi iktidarların ötesinde kent konseyi anlayışı oluşturulmalı ile kent sorunları çözümü kolaylaştırılmalıdır. Kent Konseyi, karar alma süreçlerinde toplumun doğrudan katılacağı oluşumdur.

GENEL KURUL YÖNETMELİĞE HAYKIRI
Saray Kent Konseyi 3. Genel Kurul toplantısı, bir önceki toplantılar gibi yine "şaibeli" bir şekilde gerçekleştirildi. Kurulduğu günden itibaren "şaibeler" ile anılan konsey bunu sürdürmeye ısrarla devam ediyor. Yapılan Genel Kurul tamamıyla yönetmeliğe haykırı idi.
Kent Konseyi'nde geçmişte yapılan yanlışların Genel Kurulda da yapılmasına gönlüm razı olmuyor. Şu ana kadar yapılan yanlışlardan geri dönelim ve yeniden Genel Kurulu yönetmeliğe uygun şekilde yapalım. Ama bu defa Genel Kurula şaibe bulaşmasın, kendi çıkarlarımız ve nefsimiz için Genel Kurulu kullanmayalım.
Artık doğru olan neyse onu yapalım, yapalım ki, halkımızın takdirini kazanalım ve ardımızdan kirli bir iz bırakmayalım.

KENT KONSEYİ BELEDİYE'NİN ARKA BAHÇESİ OLMASIN
Saray Kent Konseyi bugüne kadar belediyenin arka bahçesi olarak kullanıldı. Ve hala da kullanılıyor. Buna artık bir nokta koyalım. Doğru neyse onu yapalım.
Geçtiğimiz günlerde köşemde "Kent Konseyi Genel Kurulu Şaibeli Yapıldı" demiştim. Ancak aradan yaklaşık 25 gün geçti halen bir gelişme yok. Tabii, Kent Konseyi Başkanı ve Mavi Masa Amiri olan arkadaşımız Mehmet Bilecen'in bir yerel gazeteye yaptığı "Halkın takdirine bırakıyorum" başlıklı açıklaması dışında.
Mehmet Bilecen arkadaşımız, aynen şöyle diyor: "Saray Kent Konseyi seçimine katılanları, Divan Kurulunu, oy verenleri ve demokratik bir seçimi şüpheli gösteren gazetecilik anlayışını halkın takdirine havale ediyorum."
Evet, Mehmet Bilecen arkadaşımız doğal olarak bir açıklamada bulunabilir. Buna gocunacak veya üzülecek değilim. Beni, "Demokratik bir seçimi şüpheli gösteren gazetecilik anlayışını da halkın takdirine havale ediyorum" demesi ilgilendiriyor. Şimdi Mehmet Bilecen arkadaşımıza şu soruları soruyorum:
Soru 1 - Sen 5 yıldır Kent Konseyi'nin tüm nimetlerinde iyi veya kötü faydalandın. Her gittiğin yerde ben Saray Kent Konseyi başkanıyım dedin. Peki, bu süreçte Kent Konseyi, Genel Kurula nasıl hazırlanacak hiç mi bilgi sahibi olamadın? Daha bir Genel Kurul gündemi hazırlayamıyorsan, buna söylenecek sözümüz yok.
Soru 2 - Sen 5 yıldır Kent Konseyi'ni belediyenin arka bahçesi olarak kullandın. 5 yıl boyunca belediye ile halk arasında köprü kurabildin mi? Veya her şeyden önce Kent Konseyi'nin asli görevini tam olarak algılayabildin mi? Eğer algılayabildin ise, neler yaptın? Belediye ile halk arasında neler gerçekleştirdin, öğrenebilir miyim?
Soru 3 - Saray Kent Konseyi adına bazı eğitimlere ve konferanslara katıldın. Orada öğrendiklerinin kaç tanesini Saray'da uyguladın. Tabii kermesler hariç. O işi başkan ile birlikte çok iyi yapıyorsunuz. Zaten bundan sonra da kermesten başka iş yapacağınıza da inanmıyorum. Bu sadece benim görüşüm değil Saray halkı da bunu çok iyi biliyor. Bunu da burada ifade etmek istiyorum.
Soru 4 - Saray'da 4 tane sendika temsilcisi var. Bunları neden Kent Konseyi'nde görev alabilmek için davet etmedin? Veya bunlara benzer birkaç tane dernek daha var bunların da bu Kent Konseyi'nde olmaları gerekmiyor muydu?
Soru 5 - Saray Kent Konseyi Başkanı olan bir kişi belediye Mavi Masa Amiri nasıl olabilir? Bunun açıklamasını yapabilir misin? Kent Konseyi'nden elde ettiğin imkanlar yeterli gelmiyor da, Mavi Masa Amiri olarak kimden ve hangi şartlarda maaş alıyorsun? Maaş alıp almadığın aslında beni ilgilendirmiyor. Senin açıklamalarına karşı cevap verme gereği duyuyorum sadece.
Ve bunlara da dayanarak son olarak hani derler ya "Dinime küfreden Müslüman olsa bari."

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4