Bizim ülkemizde siyaset kimilerini batırır, kimilerini de yüceltir. Maalesef bu böyle. Çünkü ülkemizde kişiler siyaseti ülkeleri yararına değil tam tersine kendi çıkarı ve kendi imparatorluğunu kurmak ve makamını korumak için yapıyor. Kimisi de beceremiyor kendini batırıyor. İşte bunun örneğine ufak bir ilçede dahi tanık oluyoruz.
ELEŞTİRİYE TAHAMMÜLÜ OLMAYAN YÖNETİCİLER
Ufak bir ilçede belediye başkanı çıkıp da ben kendi imparatorluğumu kurmak istiyorum, ilçe teşkilatını kendi isteğime göre kurmak istiyorum çabasını gösteriyorsa bunun demokrasi anlayışıyla örtüşen hiçbir yanı yoktur. Ne anlaşılır ki bu solculuktan, Atatürkçülükten ve Cumhuriyetçilikten. Verdiği sözleri ve planladığı projeleri yapamayan bir ilçe belediye başkanının eleştiriye tahammülü yoksa bir ilçeyi nasıl yönetir ki? Düşündürücü...
BİRİLERİ SİYASETİ KARİYER İÇİN YAPMAK İSTER
Birileri siyaseti kariyer yapmak ve zenginliğini artırmak için yapar. Birileri ise hazır elinde ne var ne yoksa harcar ve takoza çıkar. Birileri de var ki, bulunduğu kurumun tüm imkanlarını kendi çıkarı için kullanır. Kamunun parasını çarçur eder ve istediği şekilde harcar.
SİYASETÇİNİN İŞİ OLANA KADAR DOSTTUR
Ülkemizde ve çevremizde siyasette köşe olanları da, elindekileri tüketip sürünenleri de biliyoruz. Bunların birçoğunu siz de tanırsınız. Örneğin ilçemizde bu kişilerden var. Siyaset sayesinde nedense kaybedenlerin değeri bilinmez ama köşeyi dönenlerin itibarı fazlasıyla artmıştır. Gelenekmiş gibi de devam eder.
Siyasetin ahtı vefası da yoktur. Birilerini belli noktalara taşırsın, bir zaman sonra bakarsın ki seni tanımaz, döner geçer.
ZİKİR SİYASETÇİ
Bilinen anlamıyla siyaset politik hareketler, devlet yönetimiyle ilgili etkinlikler olarak bilinir. Günümüzde bu tanım anlamını tamamen yitirerek yerini zikir siyaseti almıştır. Zikir siyaseti; gündemdeki olaylara lider, ideoloji veya çıkar doğrultusunda bakmaktır. Ortaya atılan iddiaları mantık süzgecinden geçirmeden karşı cepheye yakıştırmak ve bunu çözüm için değil de intikam duygusuyla, haz alarak yapmak siyaseti anlamamaktır. Bu iddialar gerçek olsa bile karşı cephe buna inanmıyor veya inanmak istemiyor ve siyaset üslubu da her geçen gün inandırıcılığını kaybediyor. Halk akıl ile düşünmek yerine taraf olduğu siyasete kör bakarak zikir siyasetini tercih ediyor. Bu siyaset tavrı tabi ki bir çok kesimin hoşuna gidiyor, tüm rant planlarını buna göre dizayn ediyor.
DOĞRU TEKDİR DEĞİŞMEZ
Bu siyaset tarzı yeni değil. Dönem dönem her ülkede bu tür siyaset karmaşası görülmüştür. Fakat Türkiye'ye özgü olan siyaset tarzı biraz farklı. Biz cephe siyaseti yapıyoruz ve birilerinin bu durumu kullanmasına yardımcı oluyoruz. Siyaseti bu kadar sert yapınca da kaostan beslenen zümrenin ekmeğine yağ sürerek onların daha da palazlanmasına ve kafalarındaki tüm planlarına zemin hazırlamış oluyoruz. Halbuki doğru tekdir ve değişmez. Siyaset bu doğruları şekillendirir ve doğrunun farklı düşüncelerle ortaya çıkmasına yardımcı olur. Tüm ideolojilerde siyaset yapmak; doğruyu bulmak, yaşam kalitesini artırmak için fikirler üretmektir. Körü körüne, akıl ve mantığın cevap vermediği, sadece liderim veya dava arkadaşlarım söylüyor diye aynı temcitleri zikretmek akıl tutulması değil de nedir?