Kral'dan fazla kralcı olmanın bir üst leveli. Böyle bir ihtimali düşünemeyenleri ve bunu belirtenleri hizaya getirenleri görmüş olmak yaratıcılık adına zevk verici.
Ne kadar iyi gazetecilik yaparsanız yapın, birilerini eleştirdiğiniz zaman en kötü gazeteci sıfatına maruz kalıyorsunuz. Aslında çok normaldir. Kuyruğuna bastığınız kişi ve onun yandaşlarının sizi takdir etmesi mümkün değildir. Zaten bu tabiatın kanununa aykırıdır.
Malumunuz, Kraldan çok kralcı olmak diye bir deyim vardır. Bu deyimin anlamı aslında çok açık ama kısaca biz yine de tarif edelim; Kraldan çok kralcı olmak, bir kimsenin meselesini o kimsenin kendisinden çok takip etmek, bir kimseyle ilgili herhangi bir olay olduğunda o kimsenin kendisinden çok taraftar olmak anlamında kullanılıyor.
İlçemizde ve ülkemizde politikadan futbola her alanda görülebilecek bir davranış biçimidir kraldan çok kralcılık. Bu davranışı sergileyen kişiler ise, destekledikleri veya savundukları kişileri çıkarları doğrultusunda destekler ve savunurlar. Örneklerini etrafınıza baktığınızda fazlasıyla görebilirsiniz... Bu kişiler destekledikleri kişi veya kişiler ne yaparsa yapsın, ne derse desin hemen alkışlayıp "Türkiye seninle gurur duyuyor, Saray seninle gurur duyuyor" tezahüratını yapıştırırlar. Aynı kişiler, desteklediği kişi kendi çıkarlarını destelediği sürece, o kişiyi hayatları pahasına gözlerini sakınmadan korurlar, ona söz söyleyen olduğu zaman o kişiden önce savunmaya başlarlar, onu eleştiren olduğu zaman o kişileri de sindirmeye çalışırlar... Ta ki destekledikleri kişi veya kişilerle çıkarları çatışana kadar.
İyi bir lider ya da yönetici ise bu tür kişilerin sadece çıkarları korunduğu sürece yanında olacaklarını bilir ve bu doğrultuda davranır. Kurnaz bir lider ise bu kişilerden üst düzey verim sağlamak ve istediğini elde ettikten sonra bu kişileri sessizce ve hissettirmeden gözden çıkarmayı bilir. Soytarıların en iddialı numaralarından birisidir "kraldan çok kralcı olmak". Bu kraldan çok kralcıların diğer soytarılardan bir farkı var ama. Bazen kral da onların varlığından rahatsız olmaz. Böyle krallar soytarıları çok sever ve "kraldan çok kralcılar" onların hoşuna gider. Kraldan çok kralcı olanın kaderi ise kraldan önce ölmektir...
Bu yazıyı nerden çıkardım... Bugün özellikle ilçemizdeki bazı kişilerin etrafı "kraldan çok kralcılarla” dolu. Ama anlaşılan ilçemizdeki kralların da bu durum hoşuna gidiyor. Ama bir gün ilçemizdeki krallar da, bu kişilerin çıkarlarını desteklemekten vazgeçerse vay ilçemizdeki o kralların hallerine...
Bu yazımı bir zamanlar Avrupa'da bir kralın yanında çalışmış bir muhasebecinin hikayesi ile bitireceğim.
Zamanın birinde Avrupa’da bir kral yanına bir muhasebeci tutmuş. Zamanla bu muhasebeciden memnun kalmış ve krallığın bütün mali işlerini bu muhasebecinin yürütmesini istemiş. Muhasebeci, kralı zengin etmiş, kral muhasebeciye son derece güveniyormuş. Bir süre sonra muhasebeci, krala çaktırmadan krallığın kasasından sağa sola faizle para vermeye başlamış. Geri gelen paranın anasını kasaya, faizini cebe atıyormuş. Bu faizcilikle muhasebeci de epey bir zengin olmuş.
Gel zaman git zaman muhasebeci kralın yanından ayrılıp kendi çalışmaya başlamış. İşi de faizle ihtiyacı olana para vermek. Avrupa’da savaş çıkmış. Krallar ellerindekileri tükettiğinde bizim muhasebeciden borç almaya başlamışlar. Karşılıklı iki kral savaşıyor ve bizim muhasebeciye sürekli borçlanıyorlar. Onlar savaşıyor, bizim muhasebeci her geçen gün zengin oluyormuş.
Zenginliğine zenginlik katan muhasebeci daha sonra başka ülkelere de faizle borç vermeye başlamış. 5-6 ülke bu muhasebeciye borçluymuş. Krallar aralarında anlaşıp bizim muhasebeciye demişler ki, “sen çok büyük adamsın, gel seni bir ülkeye kral yapalım”. Bizim muhasebeci ne dese beğenirsiniz, “Bir ülkenin ekonomisine hakimsem, zaten o ülkenin kralı benim.”