Moved Permanently

    Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu artık tanıyoruz. Geçen hafta, güvenilen bir gazeteci ile yaptığı ve canlı olarak yayınlanan röportajda, onu tanımaya yarayacak bütün sorular kendisine soruldu.

    Açıklamalarını, çok dikkatli dinledim.

    Şimdiye kadar üstlendiği bütün görevlerini, özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği’ni, tarafsız ve güven veren bir biçimde yaptığı öğrenildi.

    Böylece, yalnız Müslüman ülkelerde değil, dünya çapında tanındığı ve takdir edildiği anlaşıldı.

    Atatürk’le ilgili olarak, kendisi hakkında öne sürülen bütün endişeleri giderdi. Atatürk’ün, bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı olduğunu ve ondan asla vazgeçilemeyeceğini özenle vurguladı.

   Laik devlet düzeninden ödün verilemeyeceğini ve onu korumak lazım geldiğini, herkesin anlayabileceği bir biçimde ifade etti.

     AKP iktidarının, milleti bölme ve kutuplara ayrıştırma eylemlerinin doğru olmadığını söyleyip, Türk halkının birlik ve bütünlük içinde bu topraklarda yaşaması gerektiğini, ülkeyi yönetenlerin buna bilhassa özen göstermeleri lazım geldiğini, örneklerle  anlattı.

     Üstlendiği Genel Sekreterlik görevinde kendisini iktidarın aday gösterdiğini ve desteklediğini söylemesine rağmen, görevini tarafsızlıkla yerine getirdiğini ve iktidarın hoşuna gitmese de, icraatında Türkiye’nin ve insanlığın geleceğini düşünüp, tarafsız hareket ettiğini ısrarla vurguladı.

     Toplumda kadın-erkek eşitliğine inandığını, İslam Dini’nde kadını dışlama ya da ikinci plana itme gibi bir anlayışın olmadığını, esasen  laik devlet düzeninin  buna izin vermediğini özellikle belirtti. Seçildiği takdirde, eşinin de kendisine bu konuda yardımcı olacağını ifade etti.

    Halkın ekonomik yaşantısının ön plana çıkarmak gerektiğini, insanlar arasında ekonomik ve sosyal ayırımı yapmamak lazım geldiğini, sosyal sınıflar yaratmamın yanlış olduğunu ve yöneticilerin yönettiklerine karşı tarafsız davranmaları gerektiğini ve de Cumhurbaşkanı’nın halkını samimi ve güven verici bir biçimde kucaklaması lazım geldiğini, örnekler vererek anlattı.

                        İYİ BİR MÜSLÜMAN, AMA BAĞNAZ DEĞİL

      Ekmeleddin İhsanoğlu, dindar bir aileden geldiğini, babasının kendisine dini bilgiler verip, İslam’ın icaplarına göre telkinde bulunduğunu, ancak kendisinin asla tutucu, başka bir söylemle bağnaz olmadığını, müspet ilimler yani Fen tahsil ettiğini özellikle belirtti.

     Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde, bu görevini Anayasa ve yasalara uygun biçimde yürüteceğini, laiklik ilkesine vurgu yaparak, laiklikten asla ayrılmayacağını özellikle anlatmaya çalıştı.

     Hiç kimse ile hiçbir siyasi polemiğe girmeden kendisini anlatan ve tanıtan İhsanoğlu, düşüncelerini ifade ederken dinleyenlere güven veriyordu.                                    

                            ONUN İMKANLARI ÇOK KISITLI

      İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’ni kendisine “üs” yapan ve devletin maddi ve manevi bütün imkanlarını kullanan Tayyip Erdoğan’a karşı, İhsanoğlu’nun hemen hiçbir imkanı yok.

       Onu aday gösteren muhalefet partilerinin desteğinden başka, devletin bütün kapıları ona kapalı.

      Bu durum, ne vicdanlara, ne hukuka ne de siyasetin adalet anlayışına hiç de sığmıyor.

      Oysa, kanunda engel bir hüküm olmasa da, Başbakan’ın devletin bu imkanlarını bırakıp, onunla eşit şartlarda yarışa girmesi gerekiyor. Zaten, bu adaletsiz kanunu çıkaranlar da onlar.

      Vatandaşlarımızın, bu durumu mutlaka görmeleri ve bilmeleri lazım geliyor.

                                         KİM SEÇİLİRSE, NE OLUR?

      Ekmeleddin İhsanoğlu seçildiği takdirde, AKP iktidarı kaybettiği güveni bir daha geri alamaz.

      Bu iktidar ve Başbakan, bundan sonra başına buyruk hareket edemez. Hırsızlık ve yolsuzluklar, Türkiye’nin gündeminden yavaş yavaş çıkmaya başlar.

      Önümüzdeki 2015 genel seçimlerinde, mutlaka bir iktidar değişikliği olur.

     Türkiye, silkinir ve bölünmeye ramak kaldığı bu durumdan kurtulur ve adil bir sosyal düzen kurulur.

      İktidar mensupları ve yalakaları hesaba çekilir ve herkes günahlarının bedelini öder. Hiç kimsenin yediği, yanına kar kalmaz.

      İhsanoğlu, Cumhurbaşkanı olarak tek başına bunları yapamaz, ama milletin iradesi ve öfkesi, hiç  kimsenin yaptığını yanına bırakmaz.

     İşte, muhalefet partilerinin şimdi çok iyi çalışması lazım. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun da kendisini biraz daha tanıtması ve herkesin anlayabileceği dilden anlatması lazım.

     Öncelikle, bu ülkeyi bölünmekten kurtarmak için sandığa, mutlaka gitmek gerekiyor. Daha çok sebep var. Biliyorsunuz, son pişmanlık fayda getirmiyor.

      Ekmeleddin ihsanoğlu’nun bu ülke için gerekli olduğuna ve iyi bir Cumhurbaşkanı olacağına artık hiç kimsenin tereddüt etmemesi gerekiyor.

     Seçilmesi, ülkemize ve halkımıza hayır getirecek ve bu ülkeyi babasının çiftliği sananlara iyi bir ders olacaktır.

     Birinci turda seçilmesini dileriz ve bekleriz.

                                                   ***

         Ali Özen’in İftar Yemekleri, Güzel Oluyor.

    İlçemizin Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Al Özen’in düzenlediği iftar yemekleri, pek güzel oluyor.

    Ramazan’ın, “Birlik ve Beraberlik” öneren özelliğini iyi değerlendiren ve çevresinde birleştirici bir görev üstlenen Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifi Başkanı değerli hemşerimiz Ali Özen ve ekibi, bu yıl da Ramazan münasebetiyle,  dün akşam güzel bir İftar yemeği verdiler.

    Katılımın pek yüksek olduğu yemekte, oruçlu hemşerilerimiz güzel bir yemekle beraber, birbirleriyle  sohbet etme imkanı buldular.

    Ali Özen’i ve arkadaşlarını, buradan  bir kere daha tebrik ediyor, sosyal dayanışmaya ve  barışa katkılarının  sürmesini diliyorum.